İstanbul’da Taksim Gezi Parkı Direnişi Sözcülerinin de (Taksim Dayanışma Üyeleri) aralarında olduğu 100’e yakın insanın gözaltına alınması toplumsal muhalefet güçlerince tepkiyle karşılandı. Ülkenin dört bir yanında bu saldırıyı protesto etmek için emek ve demokrasi güçleri yürüyüşler ve basın açıklamaları düzenleyerek yaşananları protesto ettiler.
Ankara’da KESK Ankara Şubeler Platformu, DİSK Ankara Bölge Temsilciliği, Ankara Tabip Odası ve TMMOB İKK’nın çağrısıyla bir araya gelen demokrasi güçleri, akşam saatlerinde AKP İl Örgütü Binası önüne düzenledikleri yürüyüşle baskı ve saldırıları protesto ettiler, gözaltına alınanların derhal serbest bırakılmasını istediler.
Ortak açıklamayı okuyan TMMOB İKK Sözcüsü Özer AKKUŞ, konuşmasına şu sözlerle başladı;
“Yaklaşık 40 gündür Taksim Gezi Parkı süreci ile ilgili İstanbul, Ankara, Eskişehir, İzmir, Adana, Mersin, Samsun, Edirne, Kayseri, dersim başta olmak üzere ülkemizin dört bir tarafından yurttaşlarımızca sürdürülen mücadele, haklılığını ve meşruluğunu kanıtlamıştır.”
Taksim’i kimliksizleştiren ve Gezi Parkına topçu kışlasını dayatan plan değişikliğine karşı İdari Yargının verdiği iptal kararı mücadelelerinin haklılığını bir kez daha gösterdiğini belirten AKKUŞ, 27 Mayıs’dan bu yana Taksim Gezi Parkına yapılan müdahalenin hukuksuzluğuna işaret ederek, halka açık bir alanın polis tarafından işgal edilmesinin kanunsuz ve hukuka aykırı bulunduğunun bir kez daha ortaya çıktığını kaydetti.
İstanbul Valisinin Pazartesi günü yaptığı açıklamada Gezi Parkının İstanbul halkının kullanımına açıldığını söylediğini bildiren AKKUŞ, bunun üzerine Taksim Dayanışmasının çağrısıyla Gezi Parkına giden İstanbul halkının parka sokulmadığını, hiçbir uyarı yapılmadan polisin saldırısıyla karşılaştığını, bu saldırının İstanbul Valisinin emriyle gerçekleştiğini kendilerinin bildiğini ifade etti.
AKKUŞ, Taksim dayanışmasını oluşturan Emek, Meslek ve Demokratik Kitle Örgütleri, Siyasi Parti Temsilcileri ve Yöneticileri içinde olmak üzere yüze yakın arkadaşlarının hukuksuz bir şekilde gözaltına alındığını söyleyerek, İstanbul Valisinin hukuk ve yargı kararlarını yok sayarak suç işlediğini hatırlattı.
“Ankara Emek, Meslek Örgütleri ve Demokrasi Güçleri olarak polis saldırısını, gözaltıları ve tutuklamaları şiddetle kınıyoruz” diyen AKKUŞ taleplerini şöyle sıraladı;
►Taksim ve Kızılay başta olmak üzere, Türkiye’deki tüm meydanlarımızda kamusal alanlarımıza toplantı, gösteri, eylem yasaklarına fiili engellemelerin son verilmesini, ifade özgürlüğünün önündeki engellemelerin kaldırılmasını,
►Taksim Gezi Parkındaki yıkıma karşı direnişten başlayarak halkın en temel demokratik hakkını kullanmayı engelleyen, şiddetle bastırma emrini veren, bu emri uygulatan ve uygulayan, binlerce insanın yaralanmasına, 5 yurttaşımızın ölmesine neden olan sorumluların görevden alınmasını,
►Gaz bombası ve kimyasal suların kullanılmasının yasaklanmasını,
►Ülkenin dört bir yanında direnişe katıldığı için gözaltına alınan, tutuklanan arkadaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz.
AKKUŞ konuşmasını şöyle bitirdi; “Ankara Emek, Meslek Örgütleri ve Demokrasi Güçleri olarak dayanışmamızdan, taleplerimizden ve kazanımlarımızdan vazgeçmedik ve vazgeçmeyeceğiz.”
Yaşanan gözaltılarla ilgili olarak Haydarpaşa Dayanışması tarafından da bir açıklama yapıldı.
Yapılan açıklama aşağıdadır;
BASINA ve KAMUOYUNA
Taksim Meydanı Yayalaştırma Projesi adı altına uygulanmak istenilen, kimliksizleştirme, insansızlaştırma çalışmalarına karşı, 31 Mayısta Taksim Gezi Parkında başlayarak tüm yurda yayılan demokratik ve meşru tepki eylemlerine karşı emniyet güçlerinin baskı, şiddet kullanımı devam etmektedir.
Güvenlik güçlerinin, demokratik tepkilerini gösteren halka karşı uyguladığı baskı ve şiddet ile siyasi iktidarın kullandığı dil ve meseleye yaklaşımı nedeniyle gerginlik oluşmuş ve bu güne kadar da artarak sürmüştür.
15 Hazirana kadar halkın kullanımına açık olan gezi parkı İstanbul Valiliği tarafından halkın kullanımına yasaklamış ve bu yasak 8 Temmuz 2013 tarihine kadar devam etmiştir. O tarihte ise Parkın halkın kullanımına açılacağı açıklanmıştır.
En başından beri bu süreci takip eden ve Başbakanın dahi konuyla ilgili olarak görüştüğü Taksim Dayanışmasını oluşturan bireyler aynı tarihte Parka girmişler ancak kısa bir süre sonunda da güvenlik güçlerinin (alışık olduğumuz üzere) gaz bombası, biber gazı, tazyikli su ve plastik mermi kullanarak uyguladığı şiddete maruz kalmışlar ve onlarca insan yaralanmıştır.
Kim olduğu bilinmeyen kişilerin sokaklarda ellerinde palalarla, silahlarla dolaşarak etrafa dehşet saçmasına “hoşgörüyle” yaklaşılmış, bu kişiler çıkarıldıkları mahkemece adeta serbest bırakılarak ödüllendirilmiştir.
Bu da yetmemiş, Taksim Dayanışmasını oluşturan emek/meslek örgütleri, demokratik kitle örgütleri, siyasi parti temsilci ve yöneticilerinden yaklaşık 42 kişi gözaltına alınmıştır.
Barışcıl bir hak arama eyleminde gözaltına alınmanın bile hukuksuzluğu ortadayken, gözaltına alınan Mücella Yapıcı, Sabri Orcan, Haluk Ağabeyoğlu, Ender İrmek, Ali Çerkezoğlu gibi arkadaşlarımızın evinde ve işyerlerinde evlerinde izinsiz arama yapmak gibi başka bir yasadışı uygulamayla karşı karşıyayız.
Arkadaşlarımızın evlerinde ancak ve ancak anti-demokratikliğe, hukuksuzluğa, adaletsizliğe, haksızlığa, zalime ve zulme karşı olduklarının belgelerini bulabilirsiniz.
Kentleri kent yapan, kimlik veren, kişilik katan yerler GARLAR, MEYDANLAR VE PARKLAR’dır.
Yaşadıkları toprağa, soludukları havaya, içtikleri suya duydukları sorumluluk ile amaçları sadece garları, meydanları, limanları, yeşil alanları yani kentin kimliğini, kişiliğini ranttan, kâr hırsından, AVM den korumak olan yurttaşlara karşı uygulanan polis baskısını, saldırısını, şiddet kullanımını ve gözaltıları, şiddetle protesto ediyoruz.
Haydarpaşa Dayanışması olarak bugüne kadar dillendirdiğimiz taleplerimizin arkasındayız. Gözaltılar, baskılar, tutuklamalar ve her türlü antidemokratik uygulamalar mücadelemizi durduramayacaktır.
Haydarpaşa Dayanışmamızın kurulmasında büyük emeği geçen Yüksek Mimar Sayın Mücella Yapıcı başta olmak üzere tüm gözaltına alınan ve tutuklanan mücadele arkadaşlarımızın soruşturmasız serbest bırakılmasını istiyor, baskıların bizi yıldıramayacağını bir kez daha belirtiyoruz. 10 Temmuz 2013
Toplum Kent ve Çevre İçin HAYDARPAŞA DAYANIŞMASI