Başbakan “Yeşilin hastasıyım” diyor ama İstanbul’da üçüncü köprü için bir günde 10 bin ağaç kesiliyor! Bu projeler trafik sorununu çözmeyecek, şehrin nefesini kesecek
İstanbul, bugün belki de 2020 Yaz Olimpiyatları’nın düzenleneceği kent ilan edilmiş olacak… Normal şartlar altında böyle bir “ilk”e sevinilir. Olimpiyatlara katılabilen az sayıdaki sporcumuzun doping rekorları kırması, dolayısıyla “olimpiyat ruhunu” ihlal etmek bir yana…
Kendi yaptıkları master plana bile uymayan… Şehrin göbeğindeki parkı, kuzeyindeki ormanları mega rant projelerine kurban eden… Metropolün ulaşım sorununu çözmek bir yana, iyice içinden çıkılmaz hale getirecek tüm yöntemleri kullanan… “Daha fazla inşaat, daha fazla rant” şiarıyla şehrin kaldırabileceğinden kat be kat fazla yüke neden olan bir yönetimle…
Olimpiyatlar, İstanbul için umut veren, gururlandıran, kazandıran bir organizasyon olabilmekten uzak görünüyor. Tabii “kazanç”tan ne algıladığınıza bağlı…
Günde en az 10 bin ağaç
2020 Olimpiyatları bizim olsun olmasın, İstanbul’un son 30 yıldır değişmeyen sorunu, ulaşım. İroniye bakın: İstanbul’da, “Herkes için ulaşım ve hızlı erişim” sloganıyla düzenlenen 11. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Şurası, şehrin zaten sorunlu olan trafiğini felç etti.
Karayolu, demiryolu, havacılık ve uzay teknolojileri, denizcilik, haberleşme, kentiçi ulaşım, boru hatları gibi, her biri farklı ve birbirinden karmaşık başlıkların konuşulduğu toplantıların sonunda kimbilir neler denecek? Acaba bir kişi çıkıp, üçüncü köprü, Kuzey Marmara otoyolu ve Kanalistanbul projelerine dair eleştirel bir çift söz söyleyebilecek mi? Tabii ki hayır.
Karayolları ÇED hazırlıyor
“Kuzey Ormanları Savunması”, Şura’nın başladığı gün yaptığı basın açıklamasında durumu özetledi:
* 29 Mayıs’ta başlayan üçüncü köprü inşaatı, daha şimdiden İstanbul’un kuzeyindeki ormanlarda telafisi mümkün olmayan bir tahribat yaratmaya başladı. Günde en az 10 bin ağaç kesiliyor.
* Güzergâh hatalarıyla, hukuka aykırı uygulamalarla temelde bir rant projesi olan üçüncü köprü projesini üstlenen Karayolları Genel Müdürlüğü, bir yandan da ÇED raporu hazırlıyor.
* Kuzey ormanları, köprülerden önce İstanbul’un üçte ikisini oluşturuyordu. Şimdi kalan üçte birlik son doğal yaşam alanı da yok ediliyor.
* Kuzeyden esen hakim rüzgarlar bu ormanların temizlediği havayı bize getirir; İstanbullular bu kadar betonlaşmaya karşın bu ormanlar sayesinde hâlâ nefes almayı sürdürebiliyor.
Kuzey Ormanları Savunması, “İstanbul’un trafik sorununun çözümü, toplu ulaşımın, raylı sistemlerin, deniz ulaşımının geliştirilmesiyle; dengeli ve planlı bir kentsel gelişme ile mümkündür” diyor. Karar verin, hayatta daha değerli olan şey nedir: Rant mı, nefes almak mı?
ANAYASAYA AYKIRI AMA UMRUNDA MI?
* T.C. Anayasası’nın 169. Maddesi’nde; “Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. (…) Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez. Ormanların tahrip edilmesine yol açan siyasî propaganda yapılamaz” deniliyor.
* Yani üçüncü köprü projesiyle suç işleniyor. Meslek ve çevre örgütlerinin talepleri, Danıştay’ın aksi yöndeki kararı da hiçe sayıldı.
* Ulaştırma Bakanlığı ve Karayolları Genel Müdürlüğü, köprü inşaatının yol açacağı doğal tahribatın üstünü örtmek için projede Çevre Etki Değerlendirme zorunluluğunu Anayasa’ya ve uluslararası sözleşmelere aykırı biçimde ortadan kaldırdı.
* Bu projelerle ne nüfus artışı, ne doğal yaşam alanlarının tahribatı durdurulabilir, ne de İstanbul halkının temel bir hakkı olan ulaşım hakkı güvenceye alınabilir.