Metal işçilerinin hak arama eylemi, barışçı toplu eylemi sürüyor. Renault ve Tofaş’taki eylemin kazanımlarla sonuçlanmasının ardından Ford işçisi de Kocaeli ve Eskişehir fabrikalarında hak arama mücadelesini sürdürüyor. Koç Holding’e ait Türk Traktör fabrikasında ise sağlanan anlaşma üzerine işçilerin işbaşı yapmasının ardından, işveren söz vermesine rağmen işçi temsilcilerini işten attı. İşçileri aldatan ve sözünde durmayan Koç Grubu, metal işçilerinin eyleminden gereken dersleri çıkarmamış anlaşılan. Koç, sarı öküzün peşinde, rövanş peşinde.
Oysa metal işçilerinin bu devasa eyleminden en büyük dersi çıkarması gereken MESS ve KoçGrubudur. Bu eylemler onların yönetim tarzının, oluşturdukları otoriter sendikal düzenin, fabrikalarındaki çalışma koşullarının ve ücretlerin sonucudur. Rüzgâr ektiler fırtına biçiyorlar. Akıllarını başlarına toplayıp, “biz nerde hata yaptık, işçinin bu öfkesinin nedeni ne” diye düşünecek yerde Türk Traktör’de olduğu gibi rövanşist tutumlara kalkışmak, işçileri işten atmak akılsızlığın ve pervasızlığın daniskası.
Sırtınızı hükümetlere, uysal ve güdümlü sendikalara dayayarak buraya geldiniz. Sizin için de deniz bitti. Bakın, Birleşik Metal-İş’in grevlerini ertelettiniz ama çok daha yaygın fiili grevlerle karşılaştınız.Alma işçinin ahını çıkar aheste aheste! O güzel günler bitti. 12 Eylül ile, hükümet desteği ile, güdümlü sendika desteği ile buraya kadar. İşçi şimdi insanca çalışma koşulları, insanca yaşayacak ücret ve demokratik bir sendikacılık istiyor. Bunun önüne geleneksel MESSyöntemleriyle, işçi atarak, işçiyi bölerek ve sarı sendikacılığı teşvik ederek geçemezsiniz. Deniz sadece sarı sendikacılık için değil sizin için de bitti. Barış istiyorsanız adalet ekin!
Binlerce Ford işçisi, kendiliğinden, bir sendikal destek olmadan adeta yoktan var ederek hakkını arıyor. Karalamak için, kulp takmak için, yaftalamak için çok beklediniz ama beklentileriniz boşa çıktı. Çamur atacak hiçbir şey bulamadınız. Gayri ciddi adli soruşturmalardan da sonuç çıkacağı yok. Karşınızda bir sınıf var, sınıf! Dizlerinin üstünde değil, ayaklarının üstünde duruyor ve hak arıyor…
Türk Traktör verdiği söze rağmen işçi sözcülerini attı. Koç ve MESS yine eski yöntemleri kullanmakta ısrarlı. Üstelik ahde vefa ilkesini hiçe sayarak. MESS ve Koç bunu geçmişte de pek çok kez yaptı. Metal işçisi uyanık olmalı. Koç ve MESS “sarı öküzü” istiyor. Metal işçisi “sarı öküzü” kaptırırsa arkası gelir. Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olur. Şimdi “birimiz hepimiz için hepimiz birimiz için” deme zamanı.
Son birkaç hafta içinde Renault, Tofaş ve Petkim işçileri direnerek haklarını geliştirdi, yeni bir sayfa açtı. Ford ve direnen diğer metal işçileri de birlik ve dayanışmalarını korursa, işverenin oyununa gelmezse ve en önemlisi sarı öküzü vermezse başarılı olur.
Çoğunuz bilirsiniz ama yine de sarı öküz öyküsünü hatırlatayım. Bir zamanlar bir öküz sürüsü varmış, sürü o kadar büyük ve güçlüymüş ki çevredeki aslanlar bu sürüye yanaşamazmış. Gel zaman git zaman aslanlardan biri bir hinlik düşünmüş ve sürü başına gidip, “biz aslında sizi rahatsız etmek istemiyoruz ama şu sarı öküz çok dikkatimizi çekiyor, onu verirseniz siz de kurtulursunuz, biz de rahatlarız” demiş. Sürünün önde gelenleri toplanıp sürünün geri kalanını korumak adına sarı öküzü feda etmişler. Kısa bir süre sonra aslanlar benzer bir bahaneyle kapıya dayanıp başka bir öküzü kurban istemiş. Öküz sürüsü kurban vere vere o kadar küçülmüş ve zayıflamış ki sonunda çoğu aslanlara yem olmuş. Canını kurtaranlar aslında savaşı sarı öküzü verdikleri gün kaybettiklerini anlamışlar ama artık çok geçmiş…
Metal işçisi kardeşler, sarı öküzü vermeyin ve hiç eskimeyen o sözü unutmayın: Hepimiz birimiz için birimiz hepimiz için!
AZİZ ÇELİK
04.06.2015