Üçüncü köprünün temeli atılıyor. Vatana, millete hayırlı olsun. Üçüncü köprü için hayırlı olsun derken, bir gerçeği hatırlatmakta da yarar var. Bu üçüncü köprü, Boğaz üzerine yapılacak son köprü olmayacak. Ardından dördüncüsü, beşincisi gelecek. Her yeni köprü bir başka köprünün yapılmasına imkan hazırlayacak.
Bunun tek bir nedeni var: İstanbul’un ana yerleşim planını 50 yıldır yapamadık. İstanbul’un ana yerleşim planı yapılmadıkça ve de yapılacak plan ciddi olarak uygulanmadıkça, köprü ihtiyacı bitmez, bitemez.
“Hayır” diyenler ne diyordu?
Ben, birinci köprüye hayır diyen ve bunun için mücadele eden plancılardan (eski DPTuzmanlarından) biri idim. Biz, birinci köprüye hayır derken, yerli, yabancı şehircilik uzmanlarının yaptıkları araştırmalara inanarak hayır diyorduk. Uzmanlar bize anlattılar ki, “Büyüyen, devamlı göç alan İstanbul’un ana yerleşim planı yapılmadan köprü yapılır ise, Boğaz’ın bir yakası iş bölgesi, öte yakası konut alanı olarak gelişir. Her sabah insanlar bir yakadan öbürüne çalışmak için, akşamları uyumak için geçer. İnsanların ömrü köprü yollarında tükenir. Nüfus arttıkça yeni bir köprü ihtiyacı ortaya çıkar.
Önce İstanbul’un ana yerleşim planı yapılsın. İnsanlar bir yakadan öbür yakaya günde en az iki defa geçmek zorunluluğundan kurtarılsın. Her yaka kendi içinde gelişsin. Her yakanın trafik sorunu kendi içinde çözülsün.
İşte biz plancılar da bu araştırmalara, uzmanların tespitlerine dayalı olarak alelacele köprü yapılmasına karşı çıktık. “Önce İstanbul’un ana yerleşim planı, sonra köprü yapılsın” dedik.
Şimdi elinizi vicdanınıza koyarak söyleyiniz: “İlk köprüye hayır diyen plancılar haklı mı imiş, haksız mı imiş?”
Önümüze bakıp gereğini yapalım
Kırk yıl, elli yıl geriye dönerek hesap yapmanın yararı yok. Önümüze bakalım. Elli yıl geciksek de, bir an önce İstanbul’un ana yerleşim planını yapalım. Ciddi olarak uygulayalım.
Üçüncü köprü, (ana yerleşim planı olmadığı için) iki yakada yepyeni fakat karma karışık iş ve konut alanlarının oluşmasına imkan verecek. Birinci ve ikinci köprü çevresi nasıl doldu, köprüler nasıl çevre trafiğini karşılayamaz hale geldi ise, üçüncü köprü ve bağlantı yolları çevresinde benzer gelişmeler gerçekleşecek.
Tekrarda yarar var. Her yeni köprünün, bir yeni köprü talebi yaratacak gelişmeleri başlatmamasının tek bir yolu var. İstanbul’un ana yerleşim planını bir an önce yapmak ve yapıldıktan sonra da ciddi olarak uygulamak. Bunda daha fazla gecikir isek üçüncü köprü ve bağlantı yolları boyu çarpık yapılaşma önlenemez. Bu yapılaşma üçüncü köprü ile bağlantı yollarının da ana işlevlerinden uzaklaşmasına yol açar.