İzmir Şubemiz tarafından Sürgün ve Baskılara Karşı Oturma Eylemimizin 47.si Gerçekleştirildi.
Sendikamız üye ve yöneticilerinin yanı sıra KESK İzmir Şubeler Platformunun dayanışma gösterdiği oturma eylemi Alsancak Gar önünde gerçekleştirildi.
İzmir Şube Başkanımız Erdal AKYOL tarafından okunan basın açıklaması aşağıdadır.
07.12.2021
Basına ve Kamuoyuna
Ülkemizin sanayileşmesi, sosyal, kültürel ve ekonomik olarak kalkınmasının temeli olan Kamu İktisadi Teşekkülleri(KİT’ler) AKP iktidarı tarafında özelleştirme ve serbestleştirme yoluyla yağmalanmaya ve yandaş sermaye gruplarına peşkeş çekilmeye devam ediyor. Bin bir emekle kurulmuş ve ülkenin göz bebeği olan sanayi kuruluşları, KİT ler, değerli araziler ve eğitim ve sosyal tesisleri talan edilmek isteniyor.
TCDD mevcuttaki denetim yasalarıyla bile doğru düzgün denetlenmezken Holding olduktan sonra denetlemesi ya da yasalara uygun şekilde denetlenmesi ihtimali söz konusu olmayacağı açıktır. Böylece, özel sektörün kar hedeflerine göre çalışma koşullarının belirlendiği, özellikle personel rejimi açısından çok daha esnek ve işe alımlarda daha çok torpil ve referansın dikkate alındığı bir yapıya bürünmesi amaçlanmaktadır. Dahası sadece TCDD değil tüm KİT’lerin tasfiyesi ile kamuyu küçülterek tamamen özel sektörün insafına terk edilmesi planlanmaktadır.
Dahası KİT statüsü değiştirilmeden ihtiyaç duyulan yasal düzenlemeleri yapmak için elinde sınırsız bir güç olan iktidarın arkasına sığındığı gerekçelerin hiçbir somut karşılığı yoktur. Zamanı geldiğinde TCDD’ye ortak alınması ya da her hangi bir ad altında özel sektöre devri gündeme geldiğinde halkın vergileri ile oluşturulmuş kaynakların tamamı şu an ki yetki ve istisnalar sayesinde özel sektöre peşkeş çekilecektir. Kısacası verilen yetki ve istisnalar bir lütuf değil özel sektörün iştahını kabartan ve kamunun kaynaklarının yağmaya açılmasına neden olacak düzenlemelerdir.
Bu gün TCDD Taşımacılık A.Ş de kamu hizmeti ötelenmiş sermayenin çıkarları doğrultusunda hareket edilmektedir. Pandemide kaldırılan yolcu trenleri normale dönüp diğer bölgelerde çalıştırılmasına rağmen, Bandırma Balıkesir arasında yolcu trenleri çalıştırılmamaktadır. Basına da yansıyan bu duruma rağmen TCDD Taşımacılık A. S de bu konuda hiçbir açıklamada bulunmamaktadır. Ama biz biliyoruz ki yolcu trenine verilmesi gereken lokomotifler biraz daha fazla yük taşınması için, patronlara yok denemediği için, yük trenlerine verilmekte kamu hizmeti ikinci plana atılmaktadır. Bandırma Balıkesir arasında tren çalışmadığından rekabet söz konusu olmadığından karayolu ulaşım ücretleri tren fiyatlarına göre fahiş fiyatlara çıkmıştır. İşte yeniden yapılanma süslemiyle TCDD nin ikiye ayrılmasının bir yansımasıdır bu. TCDD Holding haline geldiğinde bu durum daha da vahim hale gelecektir. Maliyet gerekçeleri öne sürülerek daha fazla kazanç sağladığı gerekçe gösterilerek, birçok hatta yolcu trenleri kaldırılacaktır. Kaldırılmayan hatlarda ise yine maliyet gerekçeleri öne sürülerek bilet fiyatları fahiş fiyatlara ulaşacaktır. Bunu görmemek için saf olmak gerekir. Çünkü özel sektör mantığını, A.Ş mantığını Holding mantığını bu ülkede herkes gayet iyi bilmektedir.
Yolcu trenlerini çalıştırmayıp kamu hizmetini aksatarak sermayeye, patronlara hizmeti tercih edenler, iş güvenliğine gelince de personelin hayatını hiçe saymaktadırlar. Daha önce Şubat ayında Biçerova da vagondan düşerek bir bacağını kaybeden arkadaşımız ortadayken yine aynı işyerinde özel şirkete ait aynı tip vagondaki hata nedeniyle başka bir arkadaşımız daha vagondan düşerek hafif yaralanarak olayı ucuz atlatmıştır. Bu olayla ilgili daha önce bu vagonlardaki hataları detaylı bir şekilde gerek sözlü gerek yazılı anlatarak gerekli önlemlerin alınmasını istememize rağmen hiçbir şey değişmemiştir. Çünkü yöneticiler için sermayenin çarkının dönmesi kamu hizmetinden de personelin hayatından da daha önemlidir.
Daha önceki basın açıklamalarımız dikkate alınarak kurumumuz tarafından açılan soruşturmalarla görevden alınan Bölge Müdürü ve diğer kişiler hakkında ki teftişlerin sonucunu bekliyoruz. Çünkü sadece görevden almak yetmemeli. Bu teftişler sonucunda adli soruşturmaların da başlaması gerekli. Yapılan teftişlerin sonucuna göre Kurumumuzun yapılan usulsüzlükleri adli makamlara da iletmesi gereklidir. Sendika olarak teftişlerin sonucunu bekliyoruz ve kamu çıkarları doğrultusunda konunun takipçisi olmaya devam edeceğimizin bilinmesini isteriz.
Özelleştirmeye karşı verdiğimiz mücadele ve çalışanların haklarının korunması iyileştirilmesi için mücadele etmemiz nedeniyle, demokratik bir çalışma ortamı istememiz nedeni ile, kurumların bazı yöneticileri tarafından üyelerimize karşı baskı ve sürgün politikası uygulanmaktadır. Üyelerimizi emekliliğe zorlamak için tayin ve geçici görevlendirme yoluyla zamanlı zamansız yaşam düzenlerini bozmaktadırlar. TCDD A.Ş personeli olup, ünvanı memur olan engelli kadrosunda bulunan arkadaşımızı yasalarda hakkı olan gece nöbetine girmek istememesi nedeniyle, servis müdürü seni odacı yaparım diyerek tehdit etmektedir. Sudan sebeplerle üyelerimiz hakkında soruşturma açarak, hatta daha ileriye gidip kimi sendikalarla organik bir ilişki içine girip senin için iyi olmaz diyerek üyelerimiz sendika değiştirmeye zorlanmaktadır. Bu yasaları tanımayan tehditkar tavırları nerden almaktasınız? Sendikamızın mücadele tarihini bilmeyenler şunu bilsinler ki, insanca bir yaşam için, demokratik bir çalışma hayatı için emek, demokrasi, barış mücadelesini yükselten üyelerimizi ve bizi asla yıldıramayacaksınız. Kamu çıkarları ve üyelerimizin çıkarları doğrultusunda kurumlarımızda olup biten her şeyin takipçisi olmaya devam edeceğiz.
Değerli Dostlar döviz kurunda yaşanan aşırı dalgalanmalar ve beklentilerin çok daha üzerinde çıkan enflasyon rakamları halkın cebini yakmaya devam ediyor. AKP iktidarı, Yandaş sermaye gruplarını ihya etmeye dönük ekonomi politikasıyla, yaşanan krizi emekçilerin sırtına yıkmak için en temel tüketim kalemleri olan benzinden ekmeğe, sütten meyve-sebzeye, sigaradan içkiye, elektrikten doğalgaza halkın en temel ihtiyaçlarına zam üstüne zam yapmaya devam ediyor. Sonra da sanki bu zamlara neden olam kendileri değil gibi sorumlu arıyor. Adeta milletin aklıyla alay ediyorlar.
Ülkede artan baskı ve uygulanan politikalar sonucu ekonomik kriz gittikçe derinleşmektedir. Tüketim maddeleri üzerine getirilen zamlarla beraber ÖTV ve KDV gibi dolaylı vergilerin yükü emekçilerin sırtlarında her geçen gün daha ağırlaşmaktadır.
AKP milletin vergileri ile millete hizmet eden ve hakları hukuki güvence altına alınan bir kamu anlayışı yerine kendisine biat edilen ve tüm çalışma hakları kendi iktidarına bağlı idarecilerin iki dudağı arasında olan çalışma sistemi istemektedir. Biz kamu emekçileri olarak üretim ve örgütlenmeden gelen gücümüz ile bu tür değişikliklere karşı sonuna kadar mücadele edeceğiz.