Kamu Emekçilerine Reva Görülen Ücret Zammı Meşru Değildir! Rakamlarla kandırılmak, vaatlerle uyutulmak değil, “insanca yaşayacak bir ücret istiyoruz”!
Kamu Emekçilerinin ücretlerine yapılan, yüzde 1 oranında enflasyon farkıyla birlikte 6 ayda yüzde 4’lük zam harcamaları içinde sadece dolmuş ücretlerindeki artışa veya kira artışına denk gelmektedir. Ya diğerleri?
AKP hükümetinin ücretleri baskılama ve ücret dışı gelirleri törpüleme uygulamaları da halkı derin bir borç batağına sürüklemektedir.
Kamu emekçilerine, emeklilere ve asgari ücretli işçiye reva görülen ücret zamları, sürekli artan hayat pahalılığı karşısında oldukça yetersiz kalmakta, halka tamamlayıcı geçim kaynağı olarak kredi ve kredi kartları işaret edilmektedir.
Giderek tamamı ile serbest piyasaya açılan gıda, eğitim, sağlık, ulaşım, barınma gibi temel ihtiyaçların karşılanmasında dahi yetersiz kalan ve enflasyona karşı yenik düşen ücretlerde telafiye gitmek yerine, ekonominin lokomotif güçlerine dönüştürülen ve o yönde desteklenen bankalar kanalı ile borçlandırma özendirilmektedir.
Toplu sözleşme sürecinde ücret zamları belirlenirken Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’in temsili hane halkı enflasyonu dikkate alınmaktadır. Oysa değişik gelir ve harcama gruplarında yer alan hanelere özgü enflasyon oranı tüketim sepetlerinin mal ve hizmet bileşimine bağlı olarak farklılaşmaktadır. Zengin kesimden yoksul kesime gidildikçe enflasyon oranının belirgin biçimde artmaktadır. Düşük ve orta gelir grubundaki emekçilerin aleyhine gelişen bu enflasyon farkı da çoğunlukla gıda, elektrik, gaz ve diğer yakıtlar vb harcama kalemlerindeki fiyat artışlarından kaynaklıdır.
Emekçilerin tüketim sepetleri ağırlıklı olarak gıda, konut gibi zorunlu harcamaların oluşturduğu mal ve hizmetlerden oluşmaktadır. Türkiye’de en zengin yüzde 20’lik kesim bütçesinde ulaşım, giyim ve ayakkabı, eğlence ve kültür, eğitim, ev aletleri ve mobilya gibi ihtiyaçlara daha fazla yer verirken, en yoksul yüzde 20’lik kesimin bütçesi neredeyse tamamıyla gıda ve yakıt giderlerinden oluşmaktadır. Haziran ayı enflasyon oranının beklentileri aşmasında, son 12 yılda Haziran ayında ilk kez ve de çok yüksek bir oranla- yüzde 2 oranında artan gıda fiyatlarının etkili olmuştur.
Yıllık gıda enflasyonu, Mayıs ayındaki yüzde 7,1 seviyesinden Haziran ayında yüzde 12,9’a yükselerek otuz iki ayın en yüksek değerine ulaşmıştır.
Yıllık enerji enflasyonu ise Mayıs ayındaki yüzde 6,6 seviyesinden Haziran ayında yüzde 9,9 seviyesine yükselmiştir.
AKP Hükümetinin yapması gereken ortada ve gayet açıktır;
(I)Eğer ki kamu emekçilerini “enflasyona ezdirmemek” istiyorsa ücret zamlarında emekçileri temsil etmeyen genel enflasyonu değil, farklı gelir gruplarının farklılaşan enflasyonunu dikkate almalıdır.
(II) Eğer ki kamu emekçilerinin “insanca yaşam” taleplerini yerine getirmek istiyorsa, en düşük kamu emekçisi maaşını yoksulluk seviyesi olan 3481TL’ye çekmelidir.
Bunların dışında hükümet tarafından söylenen her cümle, söz sanatının ilerisine geçmemektedir.
KESK-AR