2 Temmuz 1993’te Sivas’ta aydın ve sanatçıların kalmakta olduğu Madımak Oteli’nin ateşe verilmesi sonucu yaşanan katliamın üzerinden tam 21 yıl geçti. Sivas’ta Madımak Otelinde 35 ilerici, aydın, yurtsever yakılarak katledildi.
Farklı dillere, inançlara ve kültürlere tahammül göstermeyen, ırkçılık ve gericilikten beslenen sistemin, gerici güçleri kışkırtarak yarattığı bir “insanlık suçu” olarak tarihteki yerini alan bu katliamın, tıpkı Çorum’da, Maraş’ta, Malatya’da olduğu gibi, tıpkı 1 Mayıs 77 Taksim’inde, Gazi ve Ümraniye mahallelerinde ve de Roboski’de olduğu gibi ardındaki gerçekler ortaya çıkarılmadı.
Failleri zaman aşımı kararıyla devlet eliyle kurtarıldı, ülkeyi faşizmin karanlığıyla kuşatanlar ve Sivas’ta olduğu gibi birçok katliamın bizatihi sorumluları olanlar makam ve paye verilerek ödüllendirildi, failler “kahraman” ilan edildi.
Bugün Sivas Madımak’ta 21 yıl önce 35 canımızı diri diri yakan katiller ve bu katilleri emri verenler ellerini kolllarını sallayarak aramızda dolaşmaktadır.
12 Eylül’ün mezhepçi ve otoriter anlayışının bugünkü taşıyıcısı olan AKP iktidarı bu mirası daha da karanlığa doğru pekiştirmektedir. Ülkemizde ve Ortadoğu’da halkları karşı karşıya getirecek etnik ve mezhepçi bir temelde ayrımcılığı körüklemektedir.
Unutulmasın ki insanlık, kendisine karşı işlenmiş suçları asla unutmamıştır ve unutmayacaktır.
Sivas’ı unutmamak, tarihi katliamlarla dolu; sömürü, baskı ve otoriterlikten beslenen bu düzenin halkları karşı karşıya getiren zihniyle hesaplaşmaktır.
2 Temmuz’da Sivas’ta yaşananları hatırlamak, insanlığın en temel idealleri uğruna yürütülen mücadelenin güçlendirilmesi ile mümkündür.
Sivas katliamında yaşamını yitirenleri saygıyla anıyor, katliamı gerçekleştirenleri ve destekçilerini bir kez daha lanetliyoruz! Üzerimizdeki bütün baskılara rağmen, ülkemizi gericiliğe ve ırkçı-şoven odaklara asla teslim etmeyeceğiz.