Neredeyse her gün yaşadığımız ölümlü ve yaralanmalı iş cinayetlerine Mecidiyeköy’de yaşanan ve 10 işçinin yaşamını yitirdiği iş cinayetinden sonra bugünde demiryollarında yaşanan kazalarda 4 kişi yaşamını yitirdi.
Öncelikle yaşanan olaylarda yaşamını yitiren yurttaşlarımızın ailelerine başsağlığı dileriz.
Birinci olay Manisa-Balıkesir seferini yapan 34001 sayılı bor yüklü yük trenin dün (10 Eylül Çarşamba) saat 14.00 sıralarında Manisa’nın Soma ilçesi Beyce Köyü yakınlarındaki de kontrolsüz hemzemin geçitten geçerken 33 B 7764 plakalı hafif ticari araca çarpması sonucu araçta bulunan 3 yurttaşımız yaşamını yitirmiştir.
Kazanın olduğu hemzemin geçitte otomatik ve yarı otomatik hiçbir geçiş kontrol sistemi bulunmamaktadır.
Hatırlanacağı üzere daha önce de Mersin-Adana arasında 2013 tarihinde hemzemin geçitte kaza meydana gelmiş ve bu kazada 10 yurttaşımız yaşamını yitirmişti.
Hemzemin geçitlerde yaşanan kazalarla ilgili olarak her fırsatta görüşlerimiz TCDD yönetimi ile paylaşılmış, kazaların yaşanmaması için gerekli önlemlerin alınması yönündeki uyarılarımıza rağmen bu önlemleri almadıkları bir kez daha ortaya çıkmıştır. Yaşanan bu kazaların sorumlusu gerekli önlemleri almayan TCDD yönetimidir.
Hemzemin geçitlerde yaşanan bu kazalarTCDD’nin özellikle yeniden yapılanma adı altında tasfiyesinin yaşandığı yaklaşık son 10 yıllık süreçte hayata geçirilen uygulamalarla hemzemin geçit kazalarında ciddi artışlar olmuştur.
Geçmiş dönemde hemzemin geçitlerde meydana gelen ölümlü ve yaralanmalı kazalar çok az olmasının nedenlerinden birisi de Geçit Bekçilerinin buralarda çalışıyor olmalarıdır.Ancak yeniden yapılandırma ile birlikte artık bir çok hemzemin geçidinde Geçit Bekçisi bulunamamakta, birlikte bir çok yerde de yarı otomatik ve tam otomatik hemzemin geçit kullanılırken, bazı hemzemin geçitlerde de hizmet alımı adı altında taşeron firma elemanı çalıştırılmaktadır.
Sendikamız tarafından daha önce ifade ettiğimiz gibi hemzemin geçit kazalarının yaşanmaması için;
Öncelikli olarak; şu anda mevcut hali ile otomatik bariyerli olarak çalışan tüm geçitleri demiryolu ile ilişkisini kesecek şekilde alt geçit veya üst geçit şeklinde yapılmalı, alt geçit veya üstgeçit yapılmasının imkansız olduğu zorunlu durumlarda ise geçitler bekçili bariyerli hemzemin geçide dönüştürmelidir.
İkinci olay ise Eskişehir’de bulunan Türkiye Lokomotif ve Motor Sanayi A.Ş. (TÜLOMSAŞ)’da yaşandı. Vinçlerin bakımını üstlenen taşeron bir firmada işçi olarak çalışan Halil Taykaya(30) isimli işçi, bakımını yaptığı vinçten dengesini yitirerek yere düşmesi sonucu ağır yaralanmasının ardından Hastaneye kaldırılırken yolda hayatını kaybetti.
Daha önce de TÜLOMSAŞ’ta bir demiryolu işçisi gerekli iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınmaması sonucu yaşanan kaza sonrası yaşamını yitirmişti.
Eskişehir’de yaşanan kazanın görünen yüzünde yaşamını yitiren işçinin dengesini kaybederek düşmesi görünse de asıl gerçek nedeni bu işin taşeron firmaya verilmiş olması ve taşeron firma çalışanlarının yeterli bilgi, birikim ve tecrübe sahibi olmadan ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği emniyet önlemleri alınmadan çalıştırılmasıdır.
Yaşanan bu kazanın asıl sorumlusu bu belirttiğimiz iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini almakla yükümlü olan üst işveren TÜLOMSAŞ’ın bizatihi kendisidir. Bu kaza sonrası yapılması gereken Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kazada sorumluluğu olanların adalet önüne çıkarılmasıdır.
Özellikle Soma’da yaşanan facianın ardından bizlerle birlikte tüm toplum kesimlerinin bu tür iş cinayetlerinin yaşanmaması için yaptığı tüm uyarılara rağmen AKP hükümetinin ciddi hiçbir atmadığı ortadadır.
Bugün ülkemizde AKP iktidarı iş sağlığı ve güvenliğini yok sayarak uyguladığı politikalar sonucu, “madenlerde”, “tersanelerde”, “sanayi sitelerinde”, “fabrikalarda” yaşanan iş kazaları, kaza olmaktan çıkmış kitlesel iş cinayetlerine dönüşmüştür.
İş kazalarında özellikle son bir yıldır yaşanan ölümler adeta bir savaşta görülebilecek oranlara ulaşmıştır.
Ülkemizin iş kazalarında avrupa’da birinci dünyada da 3.sırada olduğu istatistiklerde yer almaktadır. Ancak bu gerçeğe rağmen hükümetin bu durumu değiştirmeye yönelik ciddi bir adım attığını söylememizin imkansız olduğunu hepimiz biliyoruz.
Yıllardır ısrarla işçi sağlığı ve güvenliğinin bir kamu hizmeti olmaktan çıkarılmasının ölümlere davetiye çıkaracağını söylememize rağmen bu alan sermayenin insafına terk edilmiş, taşeron çalıştırmanın yasaklanmadığı sürece yeni ölümlerin ve sakatlanmaların kaçınılmaz olduğunu söylememize rağmen Meclis’ten geçen son torba yasayla taşeronlaşma daha da yaygınlaştırılmaktadır.
Yüzlerce, binlerce emekçinin yaşamını yitirmesine neden olan başta Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanı (ÇSGB) istifa etmeli, bu cinayetlerin sorumluları adalet önünde hesap vermelidir.
Bu tür kazaların ve iş cinayetlerinin önlenmesi için bizler dün olduğu gibi bugün de gerekli duyarlılığı göstermeyi sürdüreceğiz.
Ülkemizde iş kazası adı altında her yıl binlerce işçinin yaşamını yitirmesinin önüne geçmek amacıyla TCDD ve bağlı ortaklıklarında bir an evvel taşeron eleman çalıştırma uygulamasına son vermeye ve mevcut taşeron elemanlarına kadro verilerek çalışmaları yönünde gerekli adımları bir an evvel atmaya çağırıyoruz.