16.02.2016
Basına ve Kamuoyuna
Haydarpaşa Gar Kurtuldu mu!
Son üç aydır “Müjde Haydarpaşa Gar Kurtuldu”, “Gözün Aydın Haydarpaşa”, başlığı ile sanal, yazılı ve görsel basında yer alan haberler serisi 13.02.2014 tarihinde “Haydarpaşa Gar Olarak Kaldı”, “Haydarpaşa’ya İyi Haber, Otel Olacağı Konuşulan Haydarpaşa İle İlgili Yeni Gelişme” başlığı altında sürmektedir.
Süreci baştan hatırlamamızda fayda var.
100 yılı aşkın geçmişinde tarihimizin önemli olaylarına sahne olmuş ve Anadolu’nun batıya açılan kapısı konumuyla toplumsal belleğimizde çok özel bir yer edinmiş ve kamu mülkiyetinde ve kullanımında bulunan Haydarpaşa Gar binası, tarihi, kültürel değerleriyle İstanbul II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 21.08.1997 gün ve 4542 sayılı kararı ile “1. grup korunması gerekli kültür varlığı” olarak tescil edilmiş ve koruma altına alınmıştır.
Bu Kurul kararına rağmen, Siyasi iktidar daha trenler çalışıyorken, Haydarpaşa Gar ve iskele olarak ulaşıma açıkken Harem’den başlayan ve Haydarpaşa Liman ve Gar sahasını da içine alan alanı rant projelerine açmıştır.
Bu çerçevede kamuoyunda da büyük bir tepki ile karşılanan ve planlama alanını ticaret ve turizm alanı olarak yapılaşmaya açan 1/5000 ve 1/1000 ölçekli planlar hazırlanmış ve bu planlar İstanbul 3 Numaralı Koruma Kurulunun 04.05.2005 tarih ve 585 sayılı kararı ile “bölgeye öngörülen yoğunluklarda kentsel peyzaj, altyapı dengeleri ve kültürel dokunun gözetilmediği” gerekçesi ile uygun görülmemiştir. Ancak yargı konusu tarihsel, kültürel ve işlevsel olarak son derece önemli evrensel ve ulusal değere sahip planlama alanını kurvaziyer liman, ticaret ve turizm alanı olarak yağma ve yapılaşmaya açmayı öngören bu planlar; Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü Taşınmaz Mallar Dairesi Başkanlığı tarafından ilgili kurullara 07.06.2005 gün 3566 sayılı yazı ekinde Kadıköy-Üsküdar (İstanbul) Haydarpaşa Gar ve Liman Sahası Yaklaşım Planı adı altında 1/3000 ölçekli plan ile 1/1000 ölçekli İmar Planı olarak tekrar iletilmiştir.
Bu planlar da, ilgili İstanbul II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 20.07.2005 gün ve 438 sayılı; İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 20.07.2005 gün ve 792 sayılı kararları ile 2863 sayılı yasa kapsamında yeniden değerlendirmek üzere uygun görülmemiştir. Bu kararlar üzerine Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü; İstanbul II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 20.07.2005 gün 438 sayılı kararı ile tescil edilen 240 ada, 1 parseldeki 3 adet kagir yapı, 4 adet çınar ile 2 adet sedirin korunması gerekli kültür ve tabiat varlığı niteliği taşımadığından tescilli kararının yerinde olmadığı; 240 ada, 14 parselin koruma alanı olarak belirlenmesinin uygun olmadığı iddiasıyla anılan planları tekrar ilgili kurullara iletmiştir.
Ancak; Haydarpaşa Gar ve Liman Sahası 1/5000 ve 1/1000 ölçekli Nazım ve Uygulama İmar Planı değişikliklerine ilişkin TC Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul V Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından değerlendirilmiş ve 26 Nisan 2006 gün ve 85 sayılı karar ile Haydarpaşa Garı ve çevresi Kentsel ve Tarihi Sit olarak tescil edilmiştir.
Fakat bu karar 6 ay boyunca ilgili mercilere dağıtılmamıştır. 21 Haziran 2006 tarihinde Kültür Bakanlığı, 26.4.2006 tarihli 85 no’lu tarihi kararı tekrar görüşülmek üzere İstanbul 5 no’lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’na geri gönderdi. Ancak Kurul, 21.06.2006/167 sayılı kararı ile alınan sit kararının doğru olduğuna ve değiştirilmesine gerek olmadığına; söz konusu alana ilişkin alınan kentsel ve tarihi sit tescil kararının devamına, bu alana ilişkin taleplerin değerlendirilebilmesi için Koruma Amaçlı İmar Planı hazırlanmasının esas olduğuna, Koruma Amaçlı İmar Planı’nın ivedilikle hazırlanarak Kurula iletilmesine, Koruma Amaçlı İmar Planı hazırlanıncaya kadar bu alanda hiç bir şekilde yeni yapılaşmaya gidilemeyeceğine karar verilmiştir.
25 Haziran 2007’de TCDD yönetimi tarafından; Anayasal görevini yerine getiren kurulun yetkisizliği ve sit kararının Haydarpaşa Garı sahasının ülke ekonomisine kazandırılması konusunda engel teşkil etmesi gerekçeleri ile İstanbul 1 No’lu İdare Mahkemesine başvurularak üç kez onaylanan kurul kararının iptal edilmesi için dava açılmıştır. İstanbul 1. İdare Mahkemesi’nin 30.01.2008 gün ve E:2007/1294, K:2008/67 sayılı kararında dava reddedilmiş, davacı TCDD tarafından karar temyiz edilmesine rağmen Danıştay 6. Daire’nin 25.06.2010 gün ve E:2008/9172 K:2010/6709 sayılı kararı ile bozma istemi yerinde görülmeyerek anılan mahkeme kararı onanmıştır.
Anılan kurul ve yargı kararları ve kamuoyu baskısı üzerine; 30.11.2007 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü arasında 1/5000 Ölçekli Haydarpaşa Gar, Liman Ve Geri Sahası Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı Ve 1/1000 Ölçekli Haydarpaşa Gar, Liman Ve Geri Sahası Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı Yapımına ilişkin bir protokol imzalanmıştır.
Söz konusu protokole dayanılarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanan ve İBB Meclisinin 14.05.2013 tarih ve 912 sayılı kararı ile kabul edilen ve 07.02.2014 ile 07.03.2014 tarihleri arasında askıya çıkan plan 1/5000 Ölçekli Haydarpaşa Gar, Liman Ve Geri Sahası Koruma Amaçlı Nazım İmar Planının iptali için Haydarpaşa Dayanışması bileşenleri idari yargıya başvurarak kamu yararı olmayan bu planın iptali için dava açmışlardır.
Açılan bu davayı kadük duruma düşürmek isteyen İBB Plan notlarına; 2.1.2.6 Ticaret alanı (T) tanımına ek olarak TCDD Alanının çevresindeki T tanımlı ticaret alanı olarak belirlenen bölgelerin zemin altı adı altında kamukullanımına yönelik otopark yapılabilir. Plan Notlarının 2.1.2.9 maddesinin sonuna “TCDD Alanının doğusunda yer alan aktif yeşil alan olarak belirlenen bölgede toplu taşıma peron alanları düzenlenecektir” notu eklenmiştir.
İmar Planları değişikliği ile 1 milyon m2 lik kamusal alanı endüstriyel demiryolu işlevinin dışına çıkartarak imar rantı elde etmeyi hedefleyen iktidar 28 Kasım 2010 tarihinde çıkan yangını ve yangın sonrası hazırlanan restorasyon projesi ile Gar binasının çatı katına ticari fonksiyon vererek binayı otel yapmanın önünü açmak istemiştir. Ancak gösterilen tepkiler üzerine Anıtlar Yüksek Kurulu çatıya ticari fonksiyon restorasyon projesinin bu hükmünü iptal etmiştir.
Ulusal duyguları kullanan iktidar 2020 olimpiyatlarında kurulacak spor tesisleri için Haydarpaşa Gar ve Liman arazisi üzerinde yaptığı projeler ile olimpiyatlara aday olmuş ancak İstanbul’un kent içi ulaşımındaki yetersizliğini gören olimpiyat değerlendirme komitesi iktidarın bu hevesini kursağında bırakmıştır.
Yukarıda kısaca aktardığımız planlama süreci ile ilgili gelişmelerden de anlaşılacağı üzere; Sadece Türkiye ve İstanbul için değil dünya için de tarihi, kültürel, sosyal, işlevsel ve simgesel değer niteliği ile bir endüstri mirası niteliği taşıyan Haydarpaşa Gar Liman Ve Çevresinin planlamasında ilgili idareler ve özellikle TCCD yönetimi tarafından esas alınan amacın, alanın taşıdığı tarihsel işlevsel ve kültürel değerlerin geliştirilip korunmasından daha çok kısa vadeli ekonomik çıkarlar adına alanın rant kabiliyetinin ve yapılaşma kapasitesinin arttırılarak özel kullanıma sunulabilmesi olduğu son derece açık bir biçimde ortaya çıkmaktadır.
2014 yılında uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları tarafından ülke notu düşürülünce Maliye Bakanı Mehmet Şimşek “bizim elimizde Haydarpaşa ve Milli Piyango var” diyerek asıl niyeti tüm açıklığı ile ortaya koymuştur.
1/5000 Ölçekli Haydarpaşa Gar, Liman Ve Geri Sahası Koruma Amaçlı Nazım İmar Planının iptali için Haydarpaşa Dayanışması tarafından açılan davada Liman alanı için mahkeme planın bu bölümünü iptal etmiştir. Gar sahası için ise geçtiğimiz ay bilirkişi incelemesi tamamlanmış olup mahkemenin iptal yönünde karar vereceği beklentimiz devam etmektedir. Ayrıca Kadıköy Belediyesinin CHP’li meclis üyelerinin Kadıköy Meydanına panayır alanı fonksiyonu veren planın iptali için açmış oldukları davada mahkeme planın iptali yönünde karar vermiş, yapılan itirazı da reddettiği için karar kesinleşmiştir.
Haydarpaşa Gar Ve Liman Alanı İle Geri Sahası (Harem, Haydarpaşa ve Kadıköy), coğrafik konumu, eskiden beri yüklendiği ulaşım yükü (Harem Otogarı, Haydarpaşa Limanı, Denizyolları, Toplu Taşıma Durakları ve Haydarpaşa Garı) ve barındırdığı mevcut kullanımlar (tarihsel merkez) itibariyle İstanbul Metropoliten Alanının en önemli odak noktalarından birini oluşturmaktadır. Bölge Anadolu Yakasındaki en uç indirme-bindirme ve aktarma noktası olması sebebiyle, iki yaka arasındaki deniz, kara ve demiryolu taşımacılığının metropol içindeki en merkezi iki bölgesinden biridir.
Söz konusu planlama alanı kamu mülkiyetindedir. Tarihsel süreç içinde ülkenin demiryolları ihtiyacını karşılamak üzere yıllar süren büyük bir özveri ile kamulaştırmış bu alanların konumunun stratejik önemi nedeniyle, kamu mülkiyetinde ve kullanımında kalması gerekmektedir. Ayrıca bu gereklilik gerek İstanbul bütününün gerekse Anadolu Yakası’nın açık alan gereksinmeleri bağlamında da büyük önem taşımaktadır. Planlama alanının kamu mülkiyetinde kalmasıyla birlikte, tarihi, kültürel, coğrafi ve stratejik önemi nedeniyle, İstanbul metropoliten alanının tümüne hizmet edecek ve toplumsal faydayı en üst noktaya taşıyacak şekilde bir kamusal açık alan kullanımı yaklaşımı benimsenmelidir. Kentsel belleğe katkı sağlayacak ve onu sürekli canlı tutacak; endüstriyel miras kavramını koruyarak öne çıkaracak ve bu mirası kamuya en iyi şekilde sunacak bir alan olarak da işlevlendirilmeli ve tasarlanmalıdır.
Ancak; yaklaşık sekiz yıldır süregelen bu talihsiz planlama operasyonundaki tek amaç tamamıyla TCDD ve hazine mülkiyetinde olan İstanbul ve ülkemiz için son derece önemli bu stratejik tarihsel ve kültürel alanı sadece kısa vadeli ekonomik çıkarlar adına satış kabiliyetini sağlayan işlevler ile donatılması için planlama aracını amacı dışında kullanmak olmuştur.
Bu konudaki en büyük kanıt ise; planlama çalışmalarının tamamlanma süreci ile aynı zamanda TCDD İşletmesi Yönetim Kurulu’nun 12 Eylül 2012 tarihinde yaptığı toplantıdaki “Haydarpaşa Gar, Liman ve Geri sahasında Kuruluşumuz mülkiyetinde bulunan yaklaşık 1.000.000 m2 taşınmazın, İstanbul’un kültürel ve sosyal yapısıyla bütünleşerek ülkemiz ve Kuruluşumuz açısından gelir getirici yönden değerlendirilmesine yönelik olarak 4046 Sayılı Kanun ile 5793 sayılı kanunun (Değişik 5335 sayılı kanunun 32. maddesi) 43.maddesi kapsamında değerlendirilmesi amacıyla Özelleştirme İdaresi Başkanlığına bildirilmesi için Genel Müdürlüğe yetki verilmesi hususu olmuştur.
Söz konusu 1/5000 ölçekli Haydarpaşa Gar, Liman Ve Geri Sahası Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı yargıdan geçiremeyeceğini anlayan İstanbul Büyük Şehir Belediyesi kamuoyunda meşruiyet bulmayan planı geri çekerek Kadıköy Belediyesini, İBB Meclisinin CHP’li üyelerini de yanına alarak kamuoyunu ikna edeceği yeşil soslu bir plan ile yeniden kamusal alanı ele geçirme ve rant elde etme çabası içine girmiştir.
Basına yansıyan haberlerde hazırlanacak yeni planda kamunun kullanımına ait alanlar ile yeşil alanlar arttırılacak, YHT Haydarpaşa Gara gelecek, kalan alanlar için kentsel tasarım projeleri uygulanacak denilmektedir.
Oysa İstanbul’un ve ülkemizin Haydarpaşa Garına ihtiyacı vardır. Hızlı trenlerin yanı sıra ülkenin en uç sınırlarına kadar giden trenlerin, şehir içi taşımacılığının bir an önce başlatılması gerekmektedir. Bu konuda yeterli yargı kararı vardır. Ancak ne yazık ki, bu yönde çıkan her karara karşı siyasi iktidar ve yerel yönetimler yeni bir rant projesi oluşturmaktadır.
Haydarpaşa Garının tam anlamıyla cendereden çıkabilmesi için:
1) Haydarpaşa Gar ve Liman sahasını gelir getirici projeler için Özelleştirme İdaresi Başkanlığına devreden TCDD İşletmesi Yönetim Kurulu’nun 12 Eylül 2012 tarihli kararının iptal edilmesi gerekir.
2) Haydarpaşa Gar ve Liman sahasını gelir getirici imar planları hazırlanması için TCDD ile İBB arasında 30.11.2007 tarihinde imzalanmış olan protokolün iptal edilmesi gereklidir.
Sendika olarak bu konuda bütün çabayı göstereceğimizi bir kez daha belirtiriz.
Merkez Yürütme Kurulu