25.12.2017 tarih ve 30281 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği” nin bir kısım maddelerinin iptali ile Yönetmeliğin YÜRÜTMESİNİN DURDURULMASI talebiyle sendikamız tarafından dava açıldı.
İlgili yönetmeliğin Resmi Gazetede yayınlanmasının ardından sendikamız tarafından yapılan inceleme ve değerlendirmelerde yönetmeliğin kimi maddelerinin kariyer ve liyakat ilkelerine aykırılık taşıdığı, kimi unvanlarda görevde yükselme sınavı sonucunda atanacaklarda aranan özel şartlar, başarı puanına esas alınacak sınavlardan sözlü sınav sistemi ve diğer kimi maddelerin iptali talep edilmiştir.
Dava dilekçesi aşağıdadır.
Yürütmeyi Durdurma ve Duruşma Taleplidir.
DANIŞTAY ( ) DAİRESİ BAŞKANLIĞI’NA
DAVACI :BİRLEŞİK TAŞIMACILIK ÇALIŞANLARI SENDİKASI Mithatpaşa Caddesi No: 24/ 5 Çankaya/ ANKARA
VEKİLİ :AV. MEHTAP SAKİNCİ COŞGUN
Toros Sokak Han-Ka İş Merkezi No:1/3
Sıhhiye Çankaya/ANKARA
DAVALI :TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLET DEMİRYOLLARI
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Anafartalar Mah. Hipodrom Cad. No:3, 06340
Altındağ / ANKARA
DAVA KONUSU :25.12.2017 tarih ve 30281 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği” nin bir kısım maddelerinin iptali ile Yönetmeliğin öncelikle YÜRÜTMESİNİN DURDURULMASI ile yargılamanın duruşmalı yapılması taleplerinden ibarettir.
TEBLİĞ/
RG İLANTARİHİ :25.12.2017
AÇIKLAMALAR :
Müvekkil sendika Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası (BTS) Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile Demiryolları, Hava Meydanları ve Limanlarda çalışan kamu çalışanlarının örgütlü bulunduğu bir sendikadır.
Müvekkil sendika tüzüğünde de belirtildiği üzere, üyelerinin ekonomik, demokratik, sosyal, hukuksal, kültürel ve özlük hak ve çıkarlarını koruyup geliştirmeyi amaçlamakta olup bu yönde faaliyet yürütmektedir.
Davalı Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan ve uygulanan 25 Aralık 2017 Tarihli Resmi Gazetede “Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği” yayımlanarak yürürlüğe girmiş olup bu yönetmelik davalı kurum nezdindeki tüm kadro ve unvanlarda çalışan personeli doğrudan etkileyecek mahiyette zorunlu hükümler içermektedir.
Söz konusu Yönetmeliğin birçok hükmü kanunlara ve hukuka aykırı olup iptali gerekmektedir.
Şöyle ki;
Bilindiği üzere, devlet memurluğu kariyer mesleklerden olup kamu kurumunda göreve başlayan memur liyakate bağlı olarak kurum içinde en üst makamlara kadar atanma/yükselme hakkına sahiptir. Kurum içi yükselmeler Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü ve Bağlı Ortaklıkları Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği’ne göre yapılmaktadır.
Dava konusu Yönetmelik kapsamında toplamda 26 madde ile kariyer ve liyakat ilkeleri çerçevesinde hizmet gerekleri, personel planlanması esas alınarak, davalı TCDD Müdürlüğünde çalışan bir personelin görevde yükselmesi ve unvan değişikliğinde esaslı usul değişiklikleri yapılmıştır. Bu Yönetmeliğin kapsamına, memur kadroları ile sözleşmeli ( 399 sayılı KHK kapsamında istihdam edilen) personelin MÜDÜR ve DAHA ALT GÖREVLERDE YAPILACAK ASALETEN ATAMALAR İLE EN AZ ORTAÖĞRETİM DÜZEYİNDE MESLEKİ VEYA TEKNİK EĞİTİM SONUCU KAZANILAN UNVANLAR dahil edilmiştir.
Genel anlamda; 5. maddede yönetim hizmetleri grubu kapsamında, 8. maddede yer verilen görevde yükselme sınavı sonucunda atanacaklarda aranacak özel şartların düzenlemesinde, 13. madde sözlü sınav, 14. madde başarı sıralaması, 17. maddede yer alan sınav kurulu ve görevleri ve Geçici 1. madde kapsamında öğrenim şartı yönünden 18/4/1999 tarihinin gerekçesiz ve dayanaksız bir şekilde kıstas olarak baza alınması yönünden dava konusu Yönetmelik usul ve yasaya açıkça aykırıdır.
Hemen belirtmek gerekir ki, dava konusu Yönetmelikte geçen Demiryolu Bakım Müdürlüklerinin oluşturulması çerçevesindeki unvan adlarının hiçbirinin mevzuatta karşılığı yoktur. Üstelik bu yönde bir unvan oluşturulması için öncelikle Devlet Personel Başkanlığı’na başvurulması ve sonrasında ihdas edilmesi gerekmektedir.
Kaldı ki, 399 sayılı KHK’nın “Personel İhtiyacı” başlıklı 4 .maddesinde yer alan; “Teşebbüs ve bağlı ortaklıklarda 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi olarak istihdam edilecek personelin kadro, unvan derece ve sayıları ekli 1 sayılı cetvelde gösterilmiştir. Sözleşmeli statüde istihdam edilecek personele ait pozisyonların unvan ve sayıları Bakanlar Kurulu Kararı ile tespit edilir. Yeni kadro ve pozisyonların ihdası ile ihdas edilmiş kadro ve pozisyonların iptal ve değişiklikleri Bakanlar Kurulu Kararı ile yapılır.” düzenlemesinden de anlaşılacağı üzere, bu konuda BAKANLAR KURULU ‘nun da yetkisi bulunmaktadır. Yönetmelik hükümleri ile yasa ve dengi mevzuatın ilkesel kurallarında değişiklik yapılması usul ve yasaya açıkça aykırılık oluşturacaktır.
Diğer bir konu da, özellikle Demiryolu Bakım Dairesi Başkanlığı ve bağlı taşra teşkilatında yer alan müdürlük ve işyerlerinde görev yapan personelin, dava konusu Yönetmelikte geçen unvanlara sahip olmadığı ve yine unvan adlandırmalarının diğer düzenlemelerdeki unvan/adlarla uyuşmaması halinde, bu durum personelin mali ve özlük haklarını etkileme riskini beraberinde getirecektir.
DAVA KONUSU YÖNETMELİĞİN İPTALİNİ TALEP ETTİĞİMİZ İLGİLİ MADDELER VE ALT BAŞLIKLARINA GÖRE AYRICA İFADE ETMEK GEREKİRSE;
a. “Görevde yükselme sınavı sonucunda atanacaklarda aranacak özel şartlar” başlıklı MADDE 8-c)’ye göre; Müdür yardımcısı (Şube müdür yardımcısı); 1) Dört yıllık yükseköğrenim görmüş olmak, şeklinde düzenleme mevcuttur.
Ancak, bu maddede, teknik dairelerde yer alan şube müdür yardımcıları dikkate alınmayarak, teknik dairelerde müdür olma koşullarından biri olan mühendislik fakültesi mezunu olma koşulu zorunluluk olmaktan çıkarılmıştır. Bu madde kapsamında, her bir şubenin gerekleri doğrultusunda değil, genel bir düzenleme ile müdür yardımcılığı unvanında tartışmaya mahal verecek şekilde eksik bir düzenleme yapılmıştır.
b. “Görevde yükselme sınavı sonucunda atanacaklarda aranacak özel şartlar başlıklı MADDE 8-e)’ye göre; Başteknisyen;1) Sürveyan, teknisyen unvanında; lise dengi teknik öğrenim mezunları için en az on yıl, teknik yüksekokul veya fakülte mezunları için en az altı yıl hizmeti bulunmak, şeklinde düzenleme mevcuttur.
Hemen belirmek gerekir ki, Sürveyan unvanının üst unvanı Başteknisyen değil, Tesisler Şef Yardımcısı ve Tesisler Şefi’ dir. Hatta TCDD uygulamasında teknisyenlik unvanı, sürveyanlık unvanının altında olup önceki dönem mevzuatta ara unvan mahiyetinde BAŞSÜRVEYANLIK unvanı da bulunmakta idi. Ancak, dava konusu Yönetmelik ile TCDD’nin önceki uygulamaları dikkate alınmaksızın bir takım düzenlemeler yapılmış ve özellikle alt-üst unvanların hiyerarşisi birbirine karıştırılmıştır.
Yine bu düzenlemede geçen, fakülte mezunları için ifadesi de, teknisyen unvanına sahip personelin en fazla lise mezunu olması karşısında, isabetsiz bir düzenlemedir. Çünkü başteknisyen de lise mezunu olacağından teknik fakülte mezunları bu unvan altında istihdam edilmemektedir.
c. “Görevde yükselme sınavı sonucunda atanacaklarda aranacak özel şartlar” başlıklı MADDE 8-f) ‘ye göre; Şef (Büro şefi);
1) Kontrolör, teknik şef pozisyonunda görev yapmış olmak veya,
2) Bu unvanda da, büro şefi olabilmek için üst unvanlar olan kontrolör, teknik şef unvanlarında görev yapmış olma şartı getirilmiştir.
Üst unvandaki personelin alt unvana atanmasına yönelik bu düzenleme esasen unvanda yükselme değil, tenzili rütbe mahiyetindedir. Bu da personel açısından aleyhte ve hukuken haksız bir düzenleme anlamına gelmektedir.
d. ” Görevde yükselme sınavı sonucunda atanacaklarda aranacak özel şartlar” başlıklı MADDE 8-ı) ‘ya göre;
Servis müdür yardımcısı (Demiryolu Bakım);
1.Mühendislik Fakültelerinin İnşaat, Makine, Harita, Jeoloji, Metalürji, Elektrik, Elektrik-Elektronik, Elektronik, Elektronik ve Haberleşme, Fizik bölümleri ya da bu bölümlere denk olan diğer bölümlerden mezun olmak,
2. Başmühendis unvanında en az iki yıl görev yapmış olmak,
3.Demiryolu Bakım Dairesi ve Teşkilleri Yönetim Kursunda başarılı olmak
4.Başkontrolör (Yol/Tesisler Başkontrolörü), kontrolör (Yol/Demiryolu Bakım/Tesisler/EST Bakım Kontrolörü), müdür (Yol/Demiryolu Bakım Müdürü) unvanında en az iki yıl görev yapmış ve en az dört yıllık yükseköğrenim görmüş olanlarda bu bendin (1) ve (2) alt bentlerinde belirtilen şartlar aranmaz, düzenlemesi mevcuttur.
Davalı kurum için yıllardır zorunlu koşulan mühendislik fakültesi mezunu olma şartının bu madde ile tamamen kaldırıldığı aşikar olup özellikle teknik ve spesifik bilgi gerektiren hizmetlerde böyle bir şartın kaldırılması, kamu hizmetinin kalitesi ve verimliliği açısından kesinlikle büyük zararlara yol açacaktır.
Zira, mühendislik fakültesi mezunu olmak teknik bir gereklilik olup bu özelliğe haiz olmayan personelin servis müdür yardımcısı olması halinde teknik hizmetlerin sürekliliğinden bahsedilemez.
Aynı Yönetmeliğin “h) Servis müdürü (Demiryolu Bakım);1) Mühendislik fakültelerinin İnşaat, Harita, Makine, Jeoloji, Metalurji, Elektrik, Elektrik-Elektronik, Elektronik, Elektronik ve Haberleşme bölümleri ya da bu bölümlere denk olan diğer bölümlerden mezun olmak” hükmü vardır. Asilin şartlarını taşımayan kişilerin asilin yerine vekalet bakması mevzuata alenen aykırı olacaktır/olmaktadır. Kaldı ki, bu düzenleme sadece demiryolu bakım müdürlükleri çerçevesinde getirilmiştir. Diğer birimler açısından müdürlüklerle ilgili bu yönde bir düzenleme yapılmış değildir.
Bu itibarla hiyerarşik olarak Servis Müdür yardımcısından daha üst seviyede olan Başmühendis unvanının, Servis Müdürü Yardımcısı olma şartlarından biri olmasının mümkün olmadığı aşikardır.
e.” Görevde yükselme sınavı sonucunda atanacaklarda aranacak özel şartlar” başlıklı MADDE 8-i)’ye göre; Kontrolör (Yol Bakım Kontrolörü);
En az iki yıllık yükseköğrenim mezunu olmak,
Teknik şef (Yol Şube Şefi, Yol Kısım/Yol Bakım Onarım/Yol Bakım Şefi) unvanında en az üç yıl görev yapmış olmak, şeklinde düzenleme mevcuttur.
Kontrolörler, şefliklerin ve ara taşra müdürlüklerin asl-üst ilişkisi dahilinde üzerinde olduğuna göre, alttaki birimlerden istenen teknik fakülte(mühendislik) mezunu olma şartının, kontrolörler için istenmemesi de başka bir hatalı düzenlemedir.
f. ” Görevde yükselme sınavı sonucunda atanacaklarda aranacak özel şartlar” başlıklı MADDE 8-j)’ye gör; Kontrolör (EST Bakım Kontrolörü);
1. En az iki yıllık yüksekokul mezunu olmak,
2. Teknik şef (Tesisler/EST Bakım Şefi) unvanında en az üç yıl görev yapmış olmak, düzenlemesi mevcuttur.
Bu düzenleme ile de, EST şeklinde yeni bir unvan tanımı yapılmıştır. Ancak buna dair anılan yönetmelikte tanımlama yapılmamıştır. Bu şekildeki kısaltmalar Yönetmeliğin dayanağı kanun ve mevzuatın ruhuna aykırıdır. Burada 3 yıl çalışmaya dair koşul da yine mevzuattaki diğer hükümler ile paralel değildir.
g. ” Görevde yükselme sınavı sonucunda atanacaklarda aranacak özel şartlar” başlıklı MADDE 8-n)’ye göre; Müdür (Demiryolu Bakım Müdürü);
Mühendislik fakültelerinin İnşaat, Makine, Harita, Jeoloji, Metalürji, Elektrik, Elektrik-Elektronik, Elektronik, Elektronik ve Haberleşme, Fizik bölümleri ya da bu bölümlere denk olan diğer bölümlerden mezun olmak,
Mühendis unvanında en az beş yıl görev yapmış olmak,
Demiryolu Bakım Dairesi ve Teşkilleri Yönetim Kursunda başarılı olmak,
Teknik şef (Yol Şube Şefi, Tesisler/EST Bakım Şefi, Yol Kısım/Yol Bakım Onarım/Yol Bakım Şefi, Köprüler Şefi, Aplikasyon Şefi, Kaynak Şefi) unvanında en az beş yıl görev yapmış ve en az dört yıllık yükseköğrenim görmüş olanlarda bu bendin (1) ve (2) alt bentlerinde belirtilen şartlar aranmaz, düzenlemesi mevcuttur.
Davalı kurum için yıllardır zorunlu koşulan mühendislik fakültesi mezunu olma şartının bu madde ile tamamen kaldırıldığı aşikar olup özellikle teknik ve spesifik bilgi gerektiren hizmetlerde böyle bir şartın kaldırılması, kamu hizmetinin kalitesi ve verimliliği açısından kesinlikle büyük zararlara yol açacaktır.
Zira, mühendislik fakültesi mezunu olmak teknik bir gereklilik olup bu özelliğe haiz olmayan personelin demiryolu bakım müdürü olması halinde teknik hizmetlerin sürekliliğinden bahsedilemez.
h. ” Görevde yükselme sınavı sonucunda atanacaklarda aranacak özel şartlar” başlıklı MADDE 8-ö)’ye göre; Teknik şef (EST Bakım Şefi); olmak şeklinde düzenleme mevcuttur.
Önceki açıklamalarımızda da bahsettiğimiz üzere EST şeklinde unvan olmadığı gibi, böyle bir genel tanımlama, çalışma yaşamı ile ilgili başta Anayasal ilkelerden angaryayı yasağı kapsamında çalışma yaşamı ile ilgili her türlü mevzuata aykırıdır.
Altını çizmekte yarar görüyoruz ki; EST ifadesi bir genellemenin kısaltılmış halidir. Bu kısaltma ile eski tesisler müdürlüklerinde çalışan personele, “bir kişiye birden fazla kişinin işini yaptırmak” anlamına gelecek şekilde, onlarla ifade edilebilecek iş/alan/mühendislik yüklenmektedir. EST’nin açılımı “Elektrifikasyon, Sinyalizasyon, Telekomünikasyon” dur. Bu açılımdan da anlaşılacağı üzere, EST personelinin tüm teknik işlerden sorumlu tutulmasının önü açılmış bulunmaktadır.
ı. ” Görevde yükselme sınavı sonucunda atanacaklarda aranacak özel şartlar” başlıklı MADDE 8-u)’ye göre; Sürveyan (EST Sürveyanı);
En az lise dengi teknik okulların Elektrik, Elektronik, Telekomünikasyon, Haberleşme, Bilgisayar, Mekatronik bölümleri ya da bu bölümlere denk olan diğer bölümlerden mezun olmak veya, en az lise dengi teknik okul mezunu olarak Memur (Hat Bakım Onarım Memuru) unvanında görev yapmış olmak şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Madde metnindeki tanımlamanın karşılığı ihdas edilmiş bir unvan olmadığı gibi, böyle bir genel tanımlama, çalışma yaşamı ile ilgili başta Anayasa’nın angaryayı yasaklayan hükmü olmak üzere, çalışma yaşamı ile ilgili mevzuata aykırıdır.
Kaldı ki, 2.fıkrada geçen memur (hat bakım onarım memuru) diye bir unvan, TCDD tarihinde hiç tesislere bağlı işyerleri kapsamında bulunmamıştır. Unvanlar da memur(…) şeklinde hiçbir mevzuat düzenlemesi olmadığı gibi bu durumun diğer mevzuat ve dayanak yasalar açısından da paralelelik sağlamadığı aşikardır.
i. ” Görevde yükselme sınavı sonucunda atanacaklarda aranacak özel şartlar” başlıklı MADDE 8-ü)’ye göre; ) Memur (Hat Bakım Onarım Memuru);
En az lise dengi okul mezunu olmak,
Teknisyen yardımcısı (Yol Çavuşu), memur (Yol ve Geçit Kontrol Memuru) unvanında görev yapmış olmak düzenlemesi mevcuttur.
Anılan düzenlemenin 2.fıkrasında geçen, Teknisyen yardımcısı(yol çavuşu) şeklinde bir unvan yasada yer almamaktadır. Ayrıca zaten “hat bakım onarım memuru” unvanı, yol çavuşlarına çok önceleri verilen bir unvan olup halihazırda yasada “hat bakım onarım memuru” adıyla değiştirilmiştir. Aynı zamanda, mevcut durumda yol ile ilgili işlerin unvanları arasında sayılan “onarım” kelimesi çıkartılmış, sadece “bakım” kelimesi kullanılmaktadır.
Ayrıca, bu unvanın alt unvanı olan yol ve geçit kontrol memuru unvanı hakkında (v) fıkrasında “en az lise dengi teknik okul mezunu olmak”şartı getirilirken, bir üst unvan olan hat bakım onarım memurunun bu şarta tabi olmaması kabule şayan değildir.
Yine aynı şekilde, “t) Sürveyan (Yol Sürveyanı); 1) En az lise dengi teknik okulların Yol, Alt Yapı, Üst Yapı, İnşaat, Yapı, Yapı Ressamlığı, Harita, Kadastro, Jeoteknik bölümleri ya da bu bölümlere denk olan diğer bölümlerden mezun olmak veya, 2) En az lise dengi teknik okul mezunu olarak Memur (Hat Bakım Onarım Memuru) unvanında görev yapmış olmak”, bölümünde hat bakım onarım memuru için bu sefer “teknik lise mezunu” şartı getirilmesi ise başka bir iptal sebebidir.
j. ” Görevde yükselme sınavı sonucunda atanacaklarda aranacak özel şartlar” başlıklı MADDE 8-y)’ye göre; ) Memur (Tarım Memuru);
Teknisyen yardımcısı (Tarım Çavuşu) unvanında görev yapmış olmak veya,
En az lise dengi okul mezunu olmak, düzenlemesi mevcuttur.
Maddenin 1.fıkrasında geçen “teknisyen yardımcısı(tarım çavuşu)” diye bir unvan TCDD mevzuatında yer verilmemiştir. Olmayan bir unvan ile ilgili bir düzenleme yapılması hatalıdır.
k.” Görevde yükselme sınavı sonucunda atanacaklarda aranacak özel şartlar” başlıklı MADDE 8-vvv)’ye göre; Müdür (EST Mühendislik Hizmetleri Müdürü); şeklinde düzenleme mevcuttur.
Maddenin 1.fıkrasında geçen “Müdür (EST Mühendislik Hizmetleri Müdürü);” diye bir unvan TCDD mevzuatında yer verilmemiştir. Olmayan bir unvan ile ilgili bir düzenleme yapılması hatalıdır.
l.” Görevde yükselme sınavı sonucunda atanacaklarda aranacak özel şartlar” başlıklı MADDE 8-yyy)’ye göre; Müdür (Malzeme ve Kaynak Mühendislik Hizmetleri Müdürü); aaaa) Müdür (Yol Üstyapı Mühendislik Hizmetleri Müdürü);bbbb) Müdür (Teknik Projeler ve Mühendislik Hizmetleri Müdürü); şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Madde kapsamında yer verilen unvanlar TCDD mevzuatında yer almamaktadır. Olmayan bir unvan ile ilgili bir düzenleme yapılması hatalıdır.
m.” Sınav Kurulu ve Görevleri” başlıklı MADDE 17′ ye göre;“Sınav kurulunu teşkil eden üyeler görevde yükselme sınavına alınacak personelden lisansüstü öğrenim hariç öğrenim ve bulundukları unvanlar itibariyle daha düşük seviyede olamazlar” düzenlemesi mevcuttur.
Yüksek lisans ve doktora öğreniminin lisans öğreniminden daha üst bir öğrenim olduğuna şüphe bulunmamaktadır. Nitekim, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 3’üncü maddesinde yüksek lisans, “Bir lisans öğretimine dayalı, eğitim – öğretim ve araştırmanın sonuçlarını ortaya koymayı amaçlayan bir yükseköğretim”; doktora ise, “Lisansa dayalı en az altı veya yüksek lisans veya eczacılık veya fen fakültesi mezunlarınca Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı tarafından düzenlenen esaslara göre bir laboratuar dalında kazanılan uzmanlığa dayalı en az dört yarı yıllık programı kapsayan ve orijinal bir araştırmanın sonuçlarını ortaya koymayı amaçlayan bir yükseköğretim” olarak tanımlanmış ve da bu iki öğrenim “lisans üstü öğrenim” olarak nitelendirilmiştir.
Ayrıca 657 sayılı Devlet memurları kanununun 36 ncı maddesinin (A) fıkrasının 9 uncu bendinde; “Memurluğa girmeden önce veya memuriyetleri sırasında yüksek öğrenim üstü master derecesi almış olanlarla yüksek öğrenim kurumlarında en az bir yıl ilave öğrenim yaparak lisansüstü ihtisas sertifikası alanlara bir kademe ilerlemesi, tıpta uzmanlık belgesi alanlara, meslekleri ile ilgili öğrenim dallarında doktora yapanlara bir derece yükselmesi uygulanır.” denmektedir. Buna göre yüksek lisans “yüksek öğrenim üstü” bir öğrenim seviyesidir.
Bilindiği üzere, Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı Lisansüstü Eğitim ve Öğretim Yönetmeliği’nin 9. Maddesi 3. Fıkrasına göre tezli yüksek lisans programında eğitim alan bir öğrenciyi değerlendirecek olan jüri için ”Jüri, biri öğrencinin tez danışmanı, en az biri de kendi yükseköğretim kurumu dışından olmak üzere üç veya beş öğretim üyesinden oluşur.” denmektedir. Yüksek Öğretim Kurulu tarafından belirlenen yüksek lisans ve doktora programı açma kriterlerinde “Yüksek lisans programı ise en az ikisi profesör ve/veya doçent unvanına sahip olmak üzere üniversite kadrosunda asgari üç öğretim üyesi ile açılabilir “ şeklinde belirtilmiştir.
Bu itibarla yüksek lisans yapmış bir kişiyi değerlendirecek jürinin, YÖK uygulamasından farklı şekilde salt lisans mezuniyetine sahip kişilerden teşkil edilmesinin, en azından sözlü sınav yapılma gayelerinden bilimsel ve teknolojik gelişmelere açıklığı ölçme hususunda şüphe doğuracağı açıktır. Yönetmeliğin söz konusu maddesinde geçen “lisansüstü öğrenim hariç” ifadesi ile, nitelik gerektiren öğretim görevlileri tarafından verilebilen ve bilimsel bir tez hazırlanarak alınabilen yüksek lisans ihtisasının, kazanılmasının liyakat açısından lüzumsuz olan bir derece konumuna düşürüldüğü, bu nedenle söz konusu maddenin düzeltilerek liyakat esasına uygun bir hale getirilmesi gerekir.
n.” Sözlü sınav” başlıklı MADDE 13 ile “Başarı sıralaması” başlıklı MADDE 14 kapsamında şeklinde iki ayrı düzenleme mevcuttur.
Buna göre;
13. MADDE: İlgili personel, sınav kurulunun her bir üyesi tarafından;
a) Sınav konularına ilişkin bilgi düzeyi,
b) Bir konuyu kavrayıp özetleme, ifade yeteneği ve muhakeme gücü,
c) Liyakati, temsil kabiliyeti, tutum ve davranışlarının göreve uygunluğu,
ç) Özgüveni, ikna kabiliyeti ve inandırıcılığı,
d) Genel kültürü ve genel yeteneği,
e) Bilimsel ve teknolojik gelişmelere açıklığı,
esas alınarak yüz tam puan üzerinden değerlendirilir. Her üyenin vermiş olduğu puanların aritmetik ortalaması alınarak personelin sözlü sınav puanı tespit edilir. Sözlü sınavda yüz üzerinden en az yetmiş puan alanlar başarılı sayılır.
14. MADDE: (1) Görevde yükselme veya unvan değişikliği suretiyle ilan edilen boş kadro veya pozisyon sayısı kadar atama yapılmasında başarı puanı esas alınır. Başarı puanı, yazılı ve sözlü sınav puanlarının aritmetik ortalaması esas alınmak suretiyle belirlenir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, davalı idare tarafından yapılan dava konusu Yönetmeliğin 13 ve 14. Maddeleri ile görevde yükselme ve unvan değişikliği için objektif bir seçme kriteri olan “YAZILI SINAVI” etkisiz hale getirerek tamamen sübjektif değerlendirmelere açık ve yazılı sınav uygulamasının nesnel yönteminden uzak olan “SÖZLÜ SINAV” sistemini getirmektedir.
Her ne kadar madde kapsamında iki sınav türünün de baz alınacağı yönünde hüküm kurulmuşsa bile başarı puanının iki sınav puanlarının aritmetik ortalaması esas alınmak suretiyle belirlenmesi her türlü öznel değerlendirmeye açık bulunan sözlü sınavla nesnel bir yöntem olan yazılı sınav sistemini bertaraf etmektedir.
Netice itibariyle; her türlü öznel değerlendirmeye açık sözlü sınav puanının % 50 oranında etkili olmasına yönelik yapılan yönetmelik değişikliği öncelikle AMAÇ yönünden hukuka aykırılık teşkil etmekte olup bu uygulama ile kariyer, liyakat ve kamu yararı ilkelerinden uzak kişisel bir değerlendirme durumu oluşacaktır.
Bir diğer taraftan, davalı idare tarafından dava konusu yönetmelik ile getirilen sözlü sınavın objektif kurallara göre yapılmasını sağlayacak tedbirler alınmamıştır. Bu nedenle bu Yönetmelik ŞEKİL ve KONU yönlerinden de sakattır. Zira, yapılan değişiklik ile öznel değerlendirmeler baz alınarak yapılacak bir sözlü sınavdan bahsedilmiş ancak ne şekilde yapılacağı, hangi kriterler ile hangi metotlar kullanılacağı belirtilmemiştir.
Aşağıda yer verilen, daha önce sözlü sınav uygulaması ile ilgili Danıştay kararlarından da anlaşılacağı üzere dava konusu Yönetmelikteki sözlü sınava yönelik eksik düzenleme personeller açısından hak kaybına neden olacak mahiyette olup kabule şayan değildir.
1)Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 21.1.2010 günlü ve YD. İtiraz No:2009/1001 sayılı Kararında; Daire kararında da belirtildiği üzere komisyon üyelerince takdir edilen notun gerekçeleriyle ortaya konulmaması, ayrıca sözlü sınavda verilen yanıtların, teknolojik imkanlardan yararlanılarak (elektronik ortamda görüntülü ve sesli) kayıt altına alınmamış olması nedeniyle, dava konusu mesleki yeterlilik sözlü sınavı yargısal denetime imkan sağlayacak bir biçimde yapılmadığından, davacının sözlü sınavda başarısız sayılmasına ilişkin işlem ile 7-11 Temmuz 2008 tarihlerinde yapılan mesleki yeterlilik sınavı iş ve işlemlerinde bu nedenle hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
2) Danıştay 12. Dairesi’nin 29.12.2015 tarih ve E:2013/11187, K: 2015/7260 sayılı kararında;“…sınav komisyonu tarafından sözlü sınavda sorulacak soruların önceden hazırlanmadığı, sınav esnasında davacıya sorulan soruların neler olduğunun tutanağa bağlanmamış olduğu, sözlü sınav komisyonu başkan ve üyelerince takdir edilen notların ise ayrı ayrı tutanağa geçirildiği görülmüştür.”
Sözlü sınavda başarısız sayılma işleminin, diğer tüm idari işlemlerin yargısal denetiminde olduğu gibi yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden yargısal denetiminin YAPILMASI ESASTIR. İdari işlemin yetki, şekil gibi salt usule ilişkin unsurlarıyla sınırlı olarak yapılacak bir yargısal denetim, hukuk devleti ilkesinin sağladığı güvenceyi TEMİN ETMEYECEKTİR.
Bu itibarla, davacının girdiği sözlü sınav öncesinde, sınav komisyonunca sınavda sorulacak soruların önceden hazırlanması ve tutanağa bağlanması, her adaya sorulan soruların kayda geçirilmesi ve sorulan sorulara adayların verdiği yanıtlara hangi komisyon üyesince, hangi notun takdir edildiğinin tutanakta ayrı ayrı gösterilmesi, böylece sözlü sınavın nesnel olarak yapılması ve yargısal denetimin tüm unsurlarıyla GERÇEKLEŞTİRİLMESİ SAĞLANMALIDIR.
Sınav komisyonunca sınavda sorulacak soruların önceden hazırlanmaması ve sınav komisyonu tarafından sınav esnasında davacıya sorulan soruların tutanağa bağlanmamış olması nedenleriyle hukuka uyarlık bulunmadığı SONUCUNA VARILMIŞTIR…” denilerek yerel mahkemenin kararını bozmuştur.
3)Danıştay 2. Dairesinin 07/10/2009 günlü ve E:2009/183, K.2009/3413 sayılı Kararında; Bu durumda, tüm unsurları itibariyle yargısal denetimin yapılabilmesi ve hukuk devleti ilkesinin temini açısından; sözlü sınav komisyonu üyelerinin her biri tarafından değerlendirme yapılarak tutanağa bağlanmış soruların ve yanıtlarının neler olduğunun, bu yanıtlara komisyon üyelerince takdir edilen notun gerekçeleriyle ortaya konulmamış olması, ayrıca sözlü sınavda verilen yanıtların, teknolojik imkanlardan yararlanılarak sesli ve görüntülü kayıt altına alınmaması nedeniyle davacının sözlü sınavda başarısız sayılmasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.” denilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına yönelik karar verilmiştir.
İçtihatlardan da açıklandığı üzere davalı idare tarafından söz konusu yönetmelik ile getirilen sözlü sınavın objektif kurallara göre yapılmasını sağlayacak tedbirler alınmamıştır. Yargısal denetime tabi olabilecek usul ve esasların belirlendiği bir sözlü sınav sisteminin uyarlandığı bir yönetmelik oluşturulması elzemdir.
o.” Öğrenim şartı” başlıklı GEÇİCİ 1. MADDE ‘ye göre; 18.04.1999 tarihinde görevde bulunan ve aynı tarih itibariyle 2 yıllık yüksek öğrenim mezunu olanlar, diğer koşullara sahip oldukları takdirde 7. Ve 8. Maddelerin uygulanması bakımından 4 yıllık yüksek öğrenim mezunu kabul edilirler.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Öncelikle bu madde kapsamında milat olarak belirtilen tarihin 18.04.1999 olarak kabulü konusunda idarenin salt takdir yetkisi ile düzenleme yapma hakkı ve yetkisinden bahsedilemez. Bu tarihin özellikli bir güne ait olup olmadığı konusunda personelin bilgilendirilmesi yahut belli bir zaman dilimi belirlenmesi suretiyle hak kayıplarına yada haksız kazanımlara yol açmamak gerekirken, rastgele belirlendiğini düşündüğümüz tarihin idare tarafından açıklanması gerekmektedir.
Kaldı ki, akademik bir aşamaya denk düşen yüksek öğrenim ( 4 yıllık fakülte mezunu olma) hakkının, idarenin değerlendirmesi ile personele hak olarak yansıtılması kesinlikle hukuka aykırıdır. Kaldı ki, kanun ile 2 yıllık üniversite mezun personelin, 4 yıllık üniversite mezununun haklarından yararlandırılmasına yönelik düzenleme hukuken batıl olup Yönetmelik ile hüküm altına alınması kabule şayan değildir.
ö.Yönetmelik kapsamında görevde yükselme sınavı sonucu atanacaklarda aranılacak özel şartlar altında düzenlenen Madde 8-jjj’ “Çözümleyici” olabilme koşulları arasında “ programcı( uzman programcı) unvanında en az 2 yıl görev yapmış olmak veya programcı unvanında en az 4 yıl görev yapmış olmak” şeklinde düzenleme mevcuttur.
Bu düzenleme kapsamında iptale konu edilen Yönetmeliğin eksik yönleri aşikar olup bu Yönetmelik kapsamında “ programcı” unvanına yönelik bir düzenleme mevcuttur. Üstelik programcı yardımcısı olmak için anılan maddenin (kkk) bendinde düzenleme mevcut olup çözümleyici olmak için önce programcı yardımcısı, sonra programcı olmak gerekir. Programcı olmanın koşullarından bahsedilmemiş olması karşısında, programcı yardımcısı olan personelin çözümleyici olma olanağı bu mevzuata göre olanaksızdır. Yani mevcut programcıların dışında çözümleyicilik unvanına geçiş hakkı ortadan kaldırılmıştır.
p. “Görev Grupları” başlıklı 5.Madde kapsamında mevcut eksik düzenleme nedeniyle ‘BAŞREPARTİTÖR’ unvanının yok sayılmış olup bu unvan hakkında düzenleme olmaması hatalı ve eksiktir.
Yukarıda açıklanan sebeplerle, talebimiz doğrultusunda dava konusu Yönetmelik’in ilgili maddelerinin iptali için dava açma zorunluluğumuz doğmuştur.
HUKUKİ SEBEPLER :Anayasa, Yönetmelikler, 657 sayılı DMK, ve sair mevzuat.
SONUÇ VE TALEP :Yukarıda açıkladığımız ve re’sen dikkate alınacak sebeplerle;
1) 25 Aralık 2017 Tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliğin;
a) “Görev Grupları” başlıklı 5.Madde kapsamında mevcut eksik düzenleme nedeniyle ‘BAŞREPARTİTÖR’ unvanının yok sayılması nedeniyle,
b) ” Görevde yükselme sınavı sonucunda atanacaklarda aranacak özel şartlar” başlıklı MADDE 8-c,e,f,ı,i,j,n,ö,u,ü,y,vvv,yyy, kkk) kapsamında yukarıda açıkça belirtilen mevcut düzenlemelerin,
c)” Sözlü sınav” başlıklı 13.Madde kapsamındaki mevcut düzenlemenin,
d)”Başarı sıralaması” başlıklı 14.Maddesindeki ‘yazılı ve sözlü sınav puanlarının aritmetik ortalaması’ ibaresinin,
e) ” Sınav Kurulu ve Görevleri” başlıklı MADDE 17′ de yer alan ‘lisansüstü öğrenim hariç’ ibaresinin,
f) Geçici 1. madde kapsamında öğrenim şartı yönünden 18.04.1999 tarihinde görevde bulunan ve aynı tarih itibariyle 2 yıllık yüksek öğrenim mezunu olanlar, diğer koşullara sahip oldukları takdirde 7. Ve 8. Maddelerin uygulanması bakımından 4 yıllık yüksek öğrenim mezunu kabul edilirler” düzenlemesinin,
Yukarıda belirtilen hususlarda İPTALİNE :
2) Uygulanması ileride telafisi güç zararlar doğurabileceğinden anılan Yönetmeliğin YÜRÜTMESİNİN DURDURULMASINA,
3)Yargılama kapsamında DURUŞMA günü belirlenerek, yargılamanın duruşmalı olmasına karar verilmesine,
4) Her türlü yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini saygılarımızla vekaleten talep ederiz . 23.02.2018
DAVACI BİRLEŞİK TAŞIMACILIK ÇALIŞANLARI
SENDİKASI ( BTS)
VEKİLİ AV. MEHTAP SAKİNCİ COŞGUN
EKLERİ:
1)Onanmış vekâletname örneği
2)Dava konusu Yönetmelik