TCDD Genel Müdürlüğünün 28.12.2009 Tarih ve B.11.2.DDY.0.14.00.12-402.02-59244 sayılı yazılarıyla “verimsiz işletildikleri” ve “işletildikleri parkurlarda yol çalışmaları yapılacağı” gerekçeleriyle ;
01.01.2010 tarihinden itibaren karşılıklı olarak Ankara-Zonguldak-Ankara arasında işleyen Karaelmas Ekspresi, Ankara-Kars-Ankara arasında işleyen Erzurum Ekspresi, Kars-Akyaka-Kars arasında işleyen Yolcu Treni, Diyarbakır-Adana-Diyarbakır arasında işleyen Yolcu Treni ve Kütahya-Balıkesir-Kütahya arasında işleyen Yolcu Trenlerinin seferlerine,
10.01.2010 tarihinden itibaren karşılıklı olarak Ankara-Malatya-Ankara arasında işleyen 4 Eylül Mavi Treni seferlerine,
16.01.2010 tarihinden itibaren ise karşılıklı olarak Ankara-Basmane(İzmir)-Ankara arasında işleyen 9 Eylül Ekspresi seferlerine son verileceği duyurulmuştur.
1950’li yıllardan bu yana uygulanan karayolu ağırlıklı ulaşım politikaları sonucu demiryollarımız ihmal edilmiş, gelinen süreçte diğer ulaştırma modları arasındaki yük ve yolcu taşımacılığındaki payı her geçen gün azalmış, mevcut 11 bin km demiryolu hattı ulaştırma sistemimiz içerisinde işlevsiz bir duruma getirilmiştir. Son 7 yıl içinde “demiryollarının devlet politikası haline getirildiğini” her fırsatta ifade eden Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) döneminde 198 km.lik Esenkent-Hasanbey arası hızlı tren işletmeciliğinin öne çıkartıldığı, 11 bin km konvansiyonel mevcut demiryolunun ise kendi kaderine terk edildiği bir süreci yaşamaktayız.
TCDD Genel Müdürlüğünün yazısına konu edilen yolcu trenlerinin seferlerinin son bulması ile üzerinde yolcu taşımacılığı yapılmayan demiryolu hatları arasına Karabük-Irmak ve Kars-Akyaka hatları da girecektir. Diğer hatlarda ise yolcularımızın ulaşacakları tren sayısı azalacak ve mağduriyetler yaşanacaktır.
Demiryolu taşımacılığını kar/zarar hesabı üzerinden değerlendirerek yolcu trenlerini seferden kaldıran anlayış “Keşke bu mektepler (okullar) olmasaydı… Maarifi ne güzel idare ederdim…” anlayışıyla örtüşmektedir.
Tüm dünya; ekonomik olması, çevreye olan zararının azlığı, petrole bağımlı olmayışı, can güvenliğinin yüksek oluşu gibi nedenlerle demiryollarına yönelmişken, ülkemizde halen pahalı ve yılda binlerce ölü ve yaralıya neden olan, çevreye yaydığı egzoz gazları ve yarattığı gürültüye rağmen karayolu ağırlıklı bir ulaşım sisteminde ısrar edilmesi artık düşünülmemeli, seferden kaldırılması düşünülen yolcu trenleriyle ilgili bu karar iptal edilmeli, ayrıca yolcu treni çalıştırılmayan hatlarda da bir önce yolcu treni çalıştırılmaya başlanmalıdır.