22 Şubat 2010 Pazartesi günü Konfederasyonumuz Genel Başkanı Sami EVREN ile birlikte TÜRK-İŞ, DİSK ve T.KAMU-SEN Genel Başkanları bir araya gelmiş, başta 20 Şubat’ta yapılan bir günlük oturma eylemi olmak üzere Tekel işçileriyle ilgili süreç değerlendirilmiş ve önümüzdeki süreçle ilgili yapılacaklara ilişkin çeşitli kararlar almışlardır. Toplantı sonrasında yapılan ortak açıklama aşağıdadır.
İşçi ve Kamu Çalışanları Konfederasyonlarının Ortak Açıklaması;
TÜRK-İŞ, DİSK, KAMU-SEN, KESK Genel Başkanları, 22 Şubat 2010 tarihinde DİSK’e üye Genel-İş Sendikası’nda bir araya gelerek TEKEL işçilerinin yürüttüğü mücadele ile bu mücadeleye verilen desteği ve bundan sonra yapılması gerekenleri değerlendirmiştir.
Konfederasyonlar, TEKEL işçilerine destek vermek amacıyla 4 Şubat 2010 tarihinde “çalışmama hakkını kullanma eylemini” yapmış ve bu eylem tüm il ve bölgelerde kitlesel mitinglere dönüşmüştür. Konfederasyonlar, 19 Şubat 2010 tarihinde tüm illerde oturma eylemi yaparak kitlesel basın toplantıları düzenlemiş ardından da 20 Şubat 2010 tarihinde sendika temsilcileri Ankara’ya gelerek Sakarya Meydanı’nda buluşmuş ve on binler TEKEL işçileriyle gecelemiştir.
Bu süreçte TÜRK-İŞ ve TEK GIDA-İŞ sendikası tarafından gerçekleştirilen işe geç gitme eylemi, AKP İl Binaları önünde yapılan kitlesel basın açıklamaları, Ankara’da düzenlenen geniş katılımlı miting ve diğer etkinliklere, DİSK, KAMU-SEN ve KESK de destek vermiş ve bu katılımların sürece olumlu etkisi olmuştur.
Konfederasyonlar, TEKEL işçisinin sorunlarına çözüm için hukuki girişimlerde bulunmuştur.
Konfederasyonlar TEKEL işçilerine destek sağlamak için uluslararası sendikal dayanışmanın sağlanması amacıyla da girişimlerde bulunmuştur. Bu girişimler sonucunda içinde bulunduğumuz hafta, ETUC ve ITUC’un çağrısıyla uluslararası alanda bütün ülkelerde TEKEL işçilerine destek eylemi yapılacaktır.
TEKEL işçisinin verdiği mücadele başta 4-C olmak üzere güvencesiz tüm çalışma biçimlerinin açığa çıkmasını ve bu sorunun Türkiye gündemine oturmasını sağlamıştır. Milyonların desteğini alan bu mücadele sonucunda 4-C statüsünde önemli değişiklikler yapılmış, ancak bu değişikler 4-C’nin iş güvencesinden yoksun ve kazanılmış hakları korumayan yapısını değiştirmemiştir. Bu nedenle TEKEL işçilerinin özlük haklarıyla birlikte kamu kuruluşlarına yerleştirilme talebi sürmekte ve buna olan destek büyüyerek devam etmektedir.
Konfederasyonlar, bugüne kadar aldıkları tüm eylemlilik kararlarında TEKEL işçisinin ve TEK GIDA-İŞ Sendikası’nın iradesini esas almıştır. Konfederasyonlar bundan sonra da TEKEL işçisinin iradesine uygun davranacak ve TEK GIDA-İŞ Sendikası’nın alacağı kararlara uyacaktır. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da tüm eylemlilikler bu kararlar üzerinden şekillendirilecektir.
Bu çerçevede;
1- Konfederasyonlar gelinen noktada, başta kamuoyu vicdanında yarattığı duyarlılık ve çalışanların sorunlarının gündeme taşınmasındaki işlevi olmak üzere ülke geneli ve uluslararası alanda milyonlar üzerinde yarattığı etki nedeniyle TEKEL işçilerinin verdiği mücadelenin başarıya ulaştığı görüşündedir.
2- Konfederasyonlar, TEKEL işçilerinin taleplerine duyarsız kalan; işçileri açlık ve kölelik arasında tercih yapmaya zorlayan Hükümeti kınamakta, Hükümeti soruna acil çözüm üretmeye çağırmaktadır.
3- Konfederasyonlar, TÜRK-İŞ önündeki eylemin TEKEL işçilerinin iradesiyle başladığını ve bu eylemin ancak ve ancak yine TEKEL işçilerinin iradesiyle bitebileceğine inanmakta, bu eyleme Hükümet tarafından yapılacak müdahaleyi kabul edilemez bulmaktadır.
Konfederasyonlar TEKEL işçilerinin eylemine destek amacıyla;
– Tüm işyerlerinde “TEKEL işçisinin mücadelesi, mücadelemizdir”, “4/C kaldırılsın” yazılı mesajlar kokart ve pankart uygulamasına devam edilmesine;
– 25 Şubat 2010 tarihinde tüm il ve ilçe merkezlerinde meşaleli yürüyüşler ve kitlesel basın açıklamaları yapılmasına;
– 27 Şubat 2010, saat 12.00’de tüm il merkezlerinde 2 saatlik oturma eylemi ve kitlesel basın açıklamalarının yapılmasına;
karar vermiştir.
Konfederasyonlar, TEKEL işçilerinin yaşadığı sorunların yakın bir gelecekte PTT, şeker fabrikaları, enerji işyerleri ve benzer kamu işyerlerinde çalışan emekçileri de kapsayacak bir tehdit oluşturacağı tespitinde bulunmuşlardır. Konfederasyonlar bu konu ile ilgili duyarlılıklarını da vurgulamışlardır.
Çalışma hayatının diğer sorunlarıyla ilgili olarak da değerlendirme yapan Konfederasyonların çalışma yaşamına ilişkin saptadığı temel sorunlar ve bu sorunlara ilişkin talepleri şöyle sıralanmaktadır:
1. Başta 4-C olmak üzere güvencesiz, kuralsız, esnek tüm istihdam uygulamalarından vaz geçilmesi ve bu alandaki yasal düzenlemelerin değiştirilmesi; İş güvencesinin çalışma yaşamında temel bir hak olarak uygulanması; Geçici işçiliği bir kölelik düzeni olarak yaygınlaştıran ve kamuoyunda “kiralık işçilik” olarak bilinen düzenlemenin yasalaştırma girişimlerinden tümüyle vaz geçilmesi; Taşeronlaşma girişimlerine son verilmesi,
2. Çalışma hayatını düzenleyen yasaların ILO ve AB normlarına uyarlanması; Çalışanların örgütlenmesi önündeki engellerin kaldırılması; Kamu çalışanlarının grevli, toplu iş sözleşmeli sendika hakkının güvence altına alınması,
3. Gözden geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı’nın 5. ve 6. maddelerine konulan çekincenin kaldırılması,
4. Kıdem tazminatı hakkını ortadan kaldıracak her türlü yaklaşımdan vaz geçilmesi,
5. İşçilere ait olan İşsizlik Sigortası Fonu’nun amacı dışında kullanılmaması;
6. Kriz fırsatçılığı yapılarak emek haklarının gaspedilmemesi,
7. Asgari ücretin “insanca yaşamaya yeterli ücret” olarak belirlenmesi,
8. Çalışma hayatının sözleşme biçimleri, çalışma süreleri ve ücret yönünden insan onuruna yakışır iş temelinde düzenlenmesi için gerekenlerin yapılması,
9. İş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin iş cinayetlerini de önleyecek şekilde yasal güvenceye kavuşturulması,
10. Sağlık hakkının temel insan hakkı kapsamında değerlendirilerek uygulamadaki katılım ve katkı payından vaz geçilmesi,
11. Hükümetin çalışma hayatıyla ilgili tüm konularda sendikaların görüş ve önerilerini dikkate alması ve bu doğrultuda etkin girişimde bulunması,
12. Uygulanacak ekonomik politikaların sermayeye kaynak aktarımı yerine emekçiler için istihdam yaratacak yatırımlara yönlendirilmesi.
Konfederasyonlar acil ve öncelikli taleplerini ise; “Başta 4-C olmak üzere güvencesiz, kuralsız, esnek tüm istihdam uygulamalarından vaz geçilmesi; iş güvencesinin sağlanması; ‘kiralık işçilik’ düzenlemesinin gündemden çıkarılması; çalışma hayatını düzenleyen yasaların ILO ve AB normlarına uyarlanması; Çalışanların örgütlenmesi önündeki engellerin kaldırılması;
Kamu çalışanlarına grevli, toplu iş sözleşmeli sendika hakkının güvence altına alınması” olarak belirlemiştir.
Konfederasyonlar bu taleplere ilişkin emekçileri ve kamuoyunu bilgilendirmek için sempozyum, konferans, kapalı salon toplantıları gibi faaliyetler ile kitlesel basın açıklamaları, yürüyüşler, mitingler ve benzeri eylemlerin ortaklaşa hayata geçirilmesine; uluslararası kamuoyunun duyarlı hale getirilmesi amacıyla ILO, ITUC, ETUC ve benzeri örgütlerle bu amaçlar doğrultusunda bağlantılar kurulmasına karar vermiştir.
Öncelikli istemlerinin karşılanmaması ve bu etkinliklerin Hükümet nezdinde bir sonuç vermemesi halinde, 26 Mayıs 2010 tarihinde, bu dört konfederasyon ve bu konfederasyonlara üye tüm sendikaların birlikte sahipleneceği ve üretimden gelen gücün kullanılacağı genel bir eylem yapılmasının uygun olacağına karar verilmiştir.