DHMİ Genel Müdürlüğüne bağlı işyerlerindeki üyelerimiz ve çalışanların yaşadıkları sorunlar ve bunların çözülmesi amacıyla 7 Ekim Perşembe günü DHMİ Genel Müdür Orhan BİRDAL’la makamında görüşme yapıldı. Sendikamız İstanbul 2 Nolu Şubemize bağlı işyerlerinde üyelerimiz ve diğer çalışanlarla yapılan görüşmelerde yaşanan sorunlar ve bu sorunların çözümleri üzerine bir çalışma yapılmış ve raporlaştırılmıştır. Ziyarette kurumda yaşanan sorunlar ve bu sorunlara çözüm önerilerimiz iletilmiştir. Sendikamız Genel Başkanı ve İstanbul 2 Nolu Şube Başkanımız Yakup TAĞI’nın katıldığı toplantıda çeşitli konularda yapılan görüşmenin ardından toplantı tamamlanmıştır.
DHMİ Genel Müdürü Sayın Orhan BİRDAL’la Yapılan Görüşmeye Sunulan Rapor (07.10.2010)
-
Bazı Liman ve Meydanlarda üyemizin sorunları işyeri temsilcilerimiz tarafından Müdür ve Başmüdürlere iletildiğinde, siz değil yetkili sendika gelsin denilmektedir.
BTS meşruiyetini çalışanların haklı taleplerinden alır. Üyesi olsun olmasın tüm çalışanların hak ve haklı taleplerini savunur, mücadele eder. Yetkili sendikanın her hangi bir konuda çalışanlar tarafında tavır almaması yahut çalışanların talebini dile getirmemeleri, çalışanların katlanması gereken bir sonuç değil, mücadele edilmesi gereken bir başlıktır. Bu durumun sendikalar kanununa ve Başbakanlık genelgelerine aykırı olduğu ve düzeltilmesi için DHMİ Genel Müdürü Sn. Orhan BİRDAL ile görüşülmesine, düzelme sağlanmadığı takdirde yasal yollardan bu durumun düzeltilmesi için gerekli adımların atılmasına karar verilmiştir.
-
Havacılık tazminatı DHMİ çalışanlarının en azından hak ettikleri maddi karşılığı almaları için atılmış olumlu bir adımdır ve sendikamız sürecin başından beri bu durumu desteklediklerini ama bunun çalışanların iş huzurunu bozmayacak ve çalışanlar arasında bir uçurum oluşturmayacak bir oranla dağıtılması gerektiğini bildirmişti.
Havacılık Tazminatı Meclisten geçmiş, Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmış ve YPK tarafından onayı beklenmektedir.
Sendikamız BTS sürecin başından beri havacılık gibi 24 saat hizmet verilen, iş yükü yoğun ve stresli bir işte çalışan kamu emekçilerinin hak ettikleri değeri görmeleri gerektiğini söylemiş ve daha önce tazminatlar söz konusu olunca da Genel Müdür ile yapılan görüşmede de tüm bu çabaları desteklediğini dile getirmiş bulunmaktadır.
Tazminatların artırılması olumlu bir adım iken oran farkları hakkında yapılan açıklamalar, iş huzurunu bozma tehlikesi taşımaktadır. Varolan tabloda bir kısım DHMI çalışanı küstürülmüş ve yalnızlaştırılmıştır. DHMİ kendi eli ile çalışanları arasında uçurum açmamalıdır.
Yeniden yapılandırma sürecinin alt yapısını hazırlayan bu ayrımcılık çalışanlar açısından bazı kesimlerin gözden çıkarıldığı kuşkusunu doğurmaktadır. Örneğin can tehlikesi ile sürekli karşı karşıya olan itfaiyeci, apron memuru vb. arkadaşlarımız hak ettikleri karşılığı yine alamamaktadır. Örneğin, Elektronik personeli kendi aralarındaki bağlarının koparılmış, parçalanmış, kendi aralarında birbirinin kuyusunu kazmaya çalışan personele dönüştürülmüştür.
Tazminatlar birinden alınıp, diğerine verilen bir şey değildir. DHMİ çalışanları “her koyun kendi bacağından asılır” diye düşündürülmeye çalışılan koyunlara çevrilemez. Bu yüzden çalışanlar arasında suni olarak yaratılan bu ayrımın derhal tazminat oranının en az olduğu kesimin yükseltilmesi yolu ile giderilmelidir. Havacılığın bir zincirin halkaları gibi birbirine bağlı bir sektör olduğu unutulmamalıdır. Bu süreç parçalanmayı ve bölünmeyi getirmektedir. Çalışanlar psikolojik olarak “kimilerinin dışarıda kalmasına” alıştırılmaya çalışılmakta sadece kendisinin “ne kadar para aldığına” bakmasına yönlendirilmektedir.
-
Maaşlarımızın yatırıldığı bankanın bazı meydanlarda şubesi ve bankamatiği olmadığı, temsilcilerimiz tarafından dile getirilmiştir.
Bu konuda DHMİ Genel Müdürlüğü ile görüşmeler yapılmasına karar verilmiştir.
-
Bazı Liman ve Meydanlarda, sendika panolarımızın asılmasına izin verilmemekte olduğu temsilcilerimiz tarafından bildirilmiştir,
Sendikalar Kanunu ve Başbakanlık genelgelerinde işverenin her sendikaya eşit yaklaşması eşit muamele yapması gerektiği bildirilmiştir. Temsilciler kurulumuz bu demokratik hakkımızı sonuna kadar kullanılmasına, engellenmesi halinde sendikamızın hukiki haklarını kullanmasına karar vermiştir.
Anayasal bir hak olan Sendikaya üye olma hakkının engellenmesi, Ceza Kanununda suç olarak tanımlanmıştır. Buna göre; Sendikaya üye olmaya veya olmamaya, sendikanın faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya, sendikadan veya sendika yönetimindeki görevinden ayrılmaya zorlamak amacıyla cebir veya tehdit kullanan kimseler hakkında 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası verilecektir. Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla sendikanın faaliyetlerinin engellenmesi halinde de, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilecektir. Bu konuda bir cezaya hükmedilebilmesi için, cebir veya tehdide maruz kalan kişinin; sendikaya üye olması veya olmaktan vazgeçmesi, sendikanın faaliyetlerine katılması ya da katılmaktan vazgeçmesi veya sendikadan ya da sendika yönetimindeki görevinden ayrılması gerekmemektedir. Bu amaçlarla, kişiye karşı cebir veya tehdit kullanılması halinde söz konusu suç oluşmuş gibi cezalandırılacaktır.
-
Liman ve Meydanlarda 1 günden fazla mazeret izni verilmemekte ve Nöbetli çalışan personelin gece nöbetlerinde aldıkları mazeret izinlerinde Liman ve Meydanlar arasında bir standart bulunmamaktadır.
Bu konuda DHMİ Genel Müdürü Sn. Orhan BİRDAL ile görüşülerek bir standart belirlenmesi talep edilmesine karar verilmiştir. Havacılık sektörünün kural ve düzenlemelerinde standardizasyona ihtiyaç vardır.
6. ARFF çalışanlarının kadro sorunu devam etmektedir.
ARFF çalışanı arkadaşlarımız ne yazık ki DHMİ de “üvey evlat” muamelesi görmektedir. Yıllardır üçlü nöbet düzeninde çalıştırılmaktadırlar. Bunun yanı sıra kadro sorunları ise görmezden gelinmekte ve ısrarla yapılan girişimlerden sonuç alınamamaktadır. ARFF; Görev ve sorumluluğunun uluslarası boyutu ve ICAO’ya göre kuralları olan, ağır sorumluluk gerektiren, belli bir eğitimi ve başarı sınavları içinde barındıran ayrıca, zaman zaman tatbiki eğitimlerin yapıldığı bir görevdir. Görevin ifası tamamen kullanılan araçlar ve ifada kullanılan yöntemler tamamen teknik bilgi ve birikimini gerektiren hususları barındırmaktadır. ARFF personeli yardımcı hizmetler sınıfında yer almaktadır. Yardımcı hizmetler sınıfı 657 DMK’nın 36. maddesinde tanımlanmıştır. Yardımcı Hizmet sınıfı görev tanımında ve kapsamında sorumluluk gerektirmeyen, basit, evrak getir götür ve temizlik işleri gibi işleri kapsamaktadır. Yürüttüğü işin yürütümü açısından icrai nitelikte değildir. DHMİ suç işlemekte ve ARFF personelini yetkili olmadığı işlerde çalıştırmaktadır. Bilindiği gibi ARFF personeli hizmet sınıfı uygun olmadığı halde araç kullanmakta, yangına müdahale etmekte ve tedbir almaktadır. ARFF personelinin derhal genel hizmetler sınıfına alınması gerekmektedir.
-
Kreş kampanyamızın için söz alınmasına rağmen gerekli çalışmalar çok yavaş ilerlemektedir.
Kreş hakkında Genel Müdürlükçe yayımlanan ve 2011 yatırım planına alındığını bildirir mahiyetteki tamimin hayata geçirilmesi için Şube, Genel Merkez ve KESK genelinde çalışmaların devam etmesi; gerekirse basın da kullanılarak konunun kamuoyu ile paylaşılması, ulusal ve uluslararası sendika, kitle örgütleri ve kadın örgütleri ile temasa geçilerek baskı unsuru oluşturulmasına karar verilmiştir.
-
Liman ve Meydanlardaki personelin yemek sorunları devam etmektedir.
Atatürk Havalimanı dahil olmak üzere yaşanan yemek sorunun çözülmesi için DHMİ Genel Müdürlüğünün artık bir düzenleme yapması gerekmektedir. Sendikamız üyeleri ile birlikte sürece müdahil olma kararı verilmiştir.
-
Bazı Liman ve Meydan Müdürlerinin yeni işe başlayan personeli TUS’a üye yaptıkları bilgisi sendikamıza ulaşmıştır.
Ne yazık ki demokrasi öğrenilmesi, öğrenilemiyorsa öğretilmesi gereken bir şeydir. İnsan hakları arasında yer alan ve insanların kendi irade ve bilinçleri ile karar vermesi gereken bu durum kabul edilemez. Anayasal bir suç olan bu konuda gerekli yasal suç duyurularının yapılmasına karar verilmiştir.
-
Teknisyen olarak işe başlayan ve İki yıllık Meslek Yüksekokulu bitiren ve halen kadrolarını alamayan personelin durumunun düzeltilmesinin sağlanması dile getirilmiştir.
Teknikerler ile yüksekokul bitirmiş teknisyenler arasındaki maaş farkının giderilmesi aynı statüde çalıştığımız TCDD çalışanlarının temel ücret skalası incelenerek lise mezunu teknisyen ile üniversite mezunu teknisyenin arasındaki fark kadar bir fark verilmesi sağlanmalıdır.
Vekâlet ile yürütülen birçok kadro için sınav açılarak kadroların hak eden personele verilmesi için çalışma yapılması ve bu konuda çalışanlara bilgi verilmesi gerekmektedir.
-
Dalaman Kontrol Kulesinin teknik olarak uygun olmadığı tespit edilmesine rağmen düzeltilmesi için herhangi bir çalışma yapılmamıştır. Ayrıca nelerin mania teşkil ettiği, mania ekibinin raporunda belirtildiği bilinmektedir.
Konu trafik güvenliğini tehdit eder mahiyette olduğu için Genel Müdürlüğe bu konu bir kere daha iletilmeli, ulusal ve uluslararası havacılık otoriteleri ile konu görüşülmelidir.
-
Bazı Liman ve Meydanların Lojman sorunları vardır.
Lojman olmayan Liman ve Meydanlarda lojman yapılması veya kiralama/alım yapılması gerekmektedir. Çalışanların bir kısmına sunulan bir olanaktan diğer kısmın faydalanmaması düşünülemez. Bu durum anayasanın eşitlik ilkesine aykırıdır. DHMİ’nin bu konuda havalimanlarında bir çalışma yürütmesi gerekmektedir. Lojman yönetmeliği ile çalışanlar arasındaki huzursuzluk hat safhaya ulaşmıştır. Görev tahsisli lojmanlar iptal edilerek sıra tahsisine çevrilmesi ve kontenjan ayrımına son verilerek adaletli biçimde dağıtılması gerekmektedir.
-
Son olarak verilen Bilgisayar İşletmenliği kadrosu personel arasında huzursuzluğa neden olmuştur. Aynı yıl sertifika alanlardan birisine verilmiş diğerine ise hiçbir sebep gösterilmeden verilmemiştir.
Sendikamızın görüşü; bilgisayar başında çalışan personel ayrımı gözetmeksizin herkese verilmesi gerektiği yönündedir.
-
Sendikamıza Tokat ve Samsun havalimanlarının 20 yıllığına kiralanması için hazırlıklar yapıldığı bilgisi ulaşmıştır.
Çalışanları hayati derecede ilgilendiren böylesi bir konuda çalışanlara hiç bir şekilde söz hakkı tanınmadan özellştirme kararı alınmıştır. Ülkemizdeki özelleştirme örnekleri TEKEL, PETROL Ofisi, TELEKOM dan da anlaşılacağı üzere rant bölüşümüne dayalı kar odaklı bir sistemdir. Kamu hizmeti veren DHMİ gibi bir kurum için özelleştirme havacılığın kar odaklı satışa çıkarılması anlamına gelmektedir. Kamu yararının aksine gelişen bu süreç karşısında sendikamız yasal ve fiili tüm araçları kullanmakta kararlıdır. DHMİ Genel Müdürlüğü bir an önce konuya açıklık getirmeli ve çalışanların durumu hakkında bir açıklama yapmalıdır.
15. Tazminatlardan gelir vergisi kesilmesi ve ek ödemelerden DHMİ çalışanlarının mahrum kalması hakkında sendikamız dava açmıştır. Sendikamız hukuken YPK, diğer Kamu İktisadi Teşebbüsleri ve Bağlı Ortaklıklarında çalışan personellere ek ödeme yapılmasını kararlaştırırken DHMİ Genel Müdürlüğü çalışanlarını kapsam dışı bırakmasını Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı bulmaktadır. Yüksek Planlama Kurulu, ek ödeme yapılacak personeli tespit ederken kararında DHMİ çalışanlarını hangi amaçla kapsam dışı bıraktığını açıkça belirtmemiştir. Ancak, YPK’nın bu kararının, DHMİ çalışanlarına “Havacılık Tazminatı” adı altında ayrı bir ödeme yapılmakta olmasından kaynaklandığını düşünüyoruz. DHMİ personeline ödenen havacılık tazminatı, hava araçlarına verilen hava seyrüsefer hizmetinden doğan kurum alacaklarının Avrupa Hava Seyrüsefer Emniyeti Teşkilatı tarafından hizmeti alanlardan tahsil edilerek kuruluşa ödenmesidir. Ne devlet bütçesinden yapılan bir ödeme ne de döner sermayeden yapılan bir ödeme şekli değildir. Bu yüzden de bütçeye herhangi bir yük getirmemektedir. Dolayısıyla, 399 Sayılı KHK’ ye tabi personellere ödenen ek ödeme ile DHMİ çalışanlarına ödenen havacılık tazminatı tamamıyla birbirinden farklılık arz eden iki ayrı ödeme şeklidir.
Ek ödemeler Kanununda, DHMİ Genel Müdürlüğü’nde 399 Sayılı KHK’ ye tabi olarak çalışan personellere ek ödeme yapılmayacağına ilişkin herhangi bir düzenleme de bulunmamasına rağmen, YPK’nin kendisine vermediği bir yetkiyi kullanarak, bir başka ifadeyle kendisini yasa koyucunun yerine koymak suretiyle DHMİ Genel Müdürlüğü çalışanlarını ek ödeme yapılacak personeller kapsamı dışında tutarak aynı zamanda yetki gaspında da bulunmuştur. Sendikamız bu konuda bir dava açmıştır.
Ayrıca; kamu personellerine tazminat veya ek ödeme adıyla yapılan ödemelerin hiçbirinden de damga vergisi dışında bir (gelir vergisi) vergi kesilmemekte, tazminatlar, vergi matrahı dışında bırakılmaktadır. Tazminat ya da tazminat benzeri ödemeler, terminolojideki bu anlamlarına paralel olarak kamu personeline ödenmesi gerekip de ödenmeyen bir meblağı ifade etmek maksadıyla kullanılmıştır.
Sendikamız mahkemece Anayasanın 2 ve 10. maddesine aykırı olması nedeniyle itirazen yapılacak inceleme sonrası iptal edilmek üzere sorunun Anayasa Mahkemesine taşınmasına, tazminattan kesilen vergilerin kesinti tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iadesine karar verilmesi talebiyle ilgili dava açmıştır.