8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde alanlara yine kadınların öfkesi ve coşkusu hakim oldu. Erkek egemenliğine, tacize, tecavüze, cinayetlere, şiddete, gözaltı ve tutuklamalara karşı kadınlar, dayanışmanın önemine işaret eden mitingler gerçekleştirdi.
Sendikamız Ankara Şubesi tarafından 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla 7 Mart 2013 tarihinde TCDD Genel Müdürlüğü Konferans Salonunda panel düzenlendi. Yapılan panele SES Kadın Sekreteri Bedriye YORGUN, Akademisyen Gülru YILDIZ, Avukat Seher Kırbaş CANİKOĞLU panelist olarak katıldı.
ANKARA
Ankara’da son yılların en kitlesel ve coşkulu 8 Mart Mitingi yaşandı. Ankara Kadın Platformu’nun çağrısıyla saat 12.00’dan itibaren Kolej Meydanı’nda bir araya gelen kadınlar, kortejlerini oluşturarak artık bir 8 Mart alanı olan Ziya Gökalp Caddesi’ne yürüdü. Feministlerden meslek örgütlerinden kadınlara, yoksul mahallelerdeki kadınlardan liseli kadınlara, engelli kadınlardan seks işçisi kadınlara, barınma hakkı için direnen kadınlardan yöre derneklerinden kadınlara, üniversiteli kadınlardan lezbiyen, gey, biseksüel, trans bireylere kadar yaklaşık 5 bin kadın hem öfkesini hem de coşkusunu sokaklara taşıdı.
‘Kadın dayanışmasını büyütüyoruz’
Rengarenk pankart ve dövizler taşıyan kadınlar, Ziya Gökalp Caddesi’ne geldikten sonra miting programını başlattı. Platform adına Türkçe ve Kürtçe okunan ortak basın açıklamasında kadına yönelik şiddetin erkek egemen sistemin var olduğu her yerde yaşandığının altı çizildi. Açıklamada şiddete karşı mücadelede kadın örgütlerini dışlayan AKP’nin kürtaj hakkını yasaklamaya karşı yükseltilen mücadelenin iktidara geri adım attırdığı hatırlatıldı.
AKP’nin gerici, cinsiyetçi, ırkçı ve kadın düşmanı politikalarından örnekler verilen basın açıklamasında “Bizler erkek egemenliğine karşı mücadele etmeye, kendi hayatımızda söz ve karar sahibi olduğumuzun bilinciyle 8 Mart’ta yine meydanlardayız. Bizlere dayatılan bu karanlığı reddediyor, istediğimiz dünyayı kendi ellerimizle kurmak için kadın dayanışmasını büyütüyoruz” denildi. Kadınlar taleplerini sıralayarak açıklamayı sonlandırdı.
Açıklamadan sonra halaylarını ve sloganlarını sürdüren kadınlar, eylemin son bulmasıyla birlikte dağıldı. Bu sırada Üniversiteli Kadın Kolektifi polis barikatına doğru yürüyüşe geçti. Barikatın önüne geldikten sonra bir açıklama yapan Üniversiteli Kadın Kolektifi üyeleri, 4 Mart günü İstanbul’daki Aile ve Sosyal Politikalar Müdürlüğü’nü işgal eden üniversiteli kadınların, gözaltında işkence gördüğünü söyledi. Kadınlar, polislerin hepsinden tek tek hesap soracaklarını, AKP’ye meydan okumayı sürdürdüklerini haykırdı. Üniversiteli kadınlar ellerindeki su şişelerini polis barikatına fırlattı.
İSTANBUL
KESK’li kadınlar AKP’ye yürüdü
8 Mart’ın resmi tatil ilan edilmesi talebiyle iş bırakma eylemi yapan KESK’li kadınlar Şişli AKP önüne yürüdü. Şişli Cami önünde toplanan kadınlar, “8 Mart resmi tatil olsun”, “Siyasi kadın cinayetlerini kınıyoruz” yazılı pankart açtı. Burada Kürtçe ve Türkçe açıklama yapıldı. Türkçe açıklamayı okuyan Arzu Erdoğan Sendikal mücadele yürüttükleri ve emekçi kadınların haklarını korudukları, barışı yüksek sesle dile getirdikleri için çok sayıda sendikalı kadının tutuklandığını hatırlattı.
Erdoğan, “Tutuklu kadın arkadaşlarımızı serbest bırakılana, grevli toplu sözleşmeli sendika hakkı önündeki engeller kaldırılana, 4+4+4 eğitim düzeni kaldırılana, kadın istihdamında tek seçenekmiş gibi gösterilen esnek- güvencesiz- kayıt dışı taşeron çalışmaya son verilene, kapatılmış kreşler tekrar açılana, eşitlik, özgürlük ve barış talebi ile mücadele yürüten kadınlara yönelik gözaltı ve tutuklamalar son bulana ve 8 Mart resmi tatil ilan edilene kadar” mücadelelerini sürdüreceklerini vurguladı.
Geceler de sokaklar da meydanlar da kadınların
İstanbul Feminist Kolektif çağrıcılığında bir araya gelen kadınlar, translar ve lezbiyenler her 8 Mart’ta olduğu gibi bu yıl da erkek egemen sisteme, cinsiyetçiliğe ve homofobiye meydan okudu. Eylem boyunca, AKP’nin kadın düşmanı politikalarına karşı “İsyan” sesi yükseldi.
“Bedenimiz, hayatımız, kararımız bizim aileniz sizin olsun” yazılı pankartın arkasında binlerce kadın Galatasaray Lisesi önünden Taksim Meydanı’na doğru yürüdü. Eylemde, gökkuşağı bayraklarıyla transseksüeller ve lezbiyenler de homofobiye ve heteroseksizme karşı seslerini yükseltti. Feminist Gece Yürüyüşü boyunca “Kadın düşmanı Tayyip Erdoğan” , “Boşanmayı değil cinayeti engelle” , “Erkeklerin sevgisi kadınları öldürüyor” , “Aile değil kadınız feminist isyandayız” , “Trans cinayetleri politiktir” , “Erkek adalet değil gerçek adalet” , “Genel ahlak kimin ahlakı” sloganları atıldı. Geçtiğimiz yıl trans bir kadının erkek kabinine girmesini isteyerek taciz eden Mango mağazısının önünden geçerken de binlerce kişi “Homofobik, transfobik Mango” sloganı attı.
İstanbul
Taksim Meydanı’nda İstanbul Feminist Kolektif adına konuşan Meriç Eyüboğlu, “Geceleri de meydanları da sokakları da istiyoruz dediğimiz, ‘kürtaj haktır’ diye haykırdığımız bir yılı geride bıraktık” diye konuştu. Kadını aile olmadan görmeyenlere inat, isyanın sesini yükselteceklerini dile getiren Eyüboğlu, “Aileyi koruyacağınıza, cinayetleri engelleyin” dedi.
Kürtçe ve Türkçe okunan basın açıklamasını Elif Berk ve Begüm Hergüvenç okudu. Türkçe metni okuyan Hergüvenç, Türkiyeli kadınların son bir yıldır ailenin güçlenmesi adı altında aileye ve kocaya bağımlı kılınmaya çalışıldığını söyledi. Hergüvenç, AKP’nin kadınların bedenlerini nüfus artışı için çalışacak makineler olarak gördüğünü ifade ederek, kadın bedeni üzerinde baskı ve egemenlik kuran bu anlayışın kadının yaşam alanını daralttığını belirtti. Cinsel yönelim, cinsel kimlik gibi kavramların varlığının reddedildiğini doğal olarak lezbiyen ve trans kadınların yok sayıldığını söyleyen Hergüvenç, devletin kadınları heteroseksüel aileye mahkum etmeye çalıştığını dile getirdi. Hergüvenç, şiddetin kol gezdiği her gün 5 kadının erkekler tarafından öldürüldüğü bu ülkede sığımak sayısının 103 olduğunu söylerken, “Nüfusun artması konusunda her türlü matematik hesabı yapabilen AKP, konu sığınak sayısı olunca hesabı kitabı unutuveriyor” dedi.
Türkiye’de otuz yıldır süren kirli savaşta barıştan taraf olduklarını belirten Hergüvenç, milliyetçi-cinsiyetçi politikalara ve militarizme karşı mücadele eden Kürt kadınlarının yanında olduklarını ifade etti. Hergüvenç, 8 Mart’ın kadınların mücadele ve dayanışma günü olduğunu dile getirerek, kadınların emek köleliğini, ömür boyu bakıcılığı, şiddeti ve baskıyı reva gören aile düzenini reddettiklerini söyledi.
Basın açıklaması sonrası, kadınların halaylarıyla eylem son buldu.