TCDD Yönetimi Kamuoyunu Yanlış Bilgilendiriyor.
Bu Bir Özelleştirmedir!
Bilindiği gibi Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesiyle ilgili yasa tasarısının ilgili komisyondan geçmesi üzerine Sendikamız ile Türk Ulaşım Sen’in de (TUS), Ulaşım İş ile kurumda örgütlü derneklerin içerisinde olduğu Demiryolu Çalışanları Platformu tarafından tasarının geri çekilmesi amacıyla 31 Mart 2013 tarihinde Türkiye’nin 6 noktasından başlattığımız yürüyüşümüz devam ederken TCDD web sitesinde demiryolcuları ve kamuoyunu yanlış bilgilendiren, yürüyüşümüzü kamuoyu nezdinde itibarsızlaştıran bir habere yer verilmiştir.
Demiryollarında örgütlü 3 sendika, 11 dernek uzun süredir bir araya gelerek, demiryolu yasa tasarısına yönelik yapılacak eylem ve etkinlikler üzerinden uzlaşı sağlayarak bir ortak tutum ortaya koymuşlardır.
Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesiyle ilgili yasa tasarısının demiryollarının tasfiye ve özelleştirme olmadığını iddia eden ve bizlerin bu ortak iradesini yok sayarak kendi olan sendika bu özelleştirmeyi devrim diye ifade ederken TCDD Genel Müdürünü Başkanlar Kuruluna davet ederek nasıl işveren güdümlü bir sendika olduğunu göstermiştir.
Bu yasayı destekleyen, kendisini yetkili ve etkili olduğunu ifade eden işveren yanlısı sendikanın bu tutumu bizleri şaşırtmamaktadır.
AKP ve onun bürokratlarını bizler çok iyi biliyoruz. Bu ülkede sermayenin sözcülüğünü yaparak, TÜPRAŞ, PETKİM, TÜRK TELEKOM, LİMANLAR ve yüzlerce kamu kurumunu AKP’nin 10 yıllık iktidarı döneminde kamu hizmeti bir tarafa bırakılarak Türkiye’nin en büyük kurumlarını serbestleştirme adı altında nasıl özelleştirilerek, ulusal ve uluslararası sermayeye peşkeş çekildiğini, bu süreçte personelin havuza atılarak nasıl başka kamu kurumlarına istekleri dışında gönderildiğini, gördük ve yaşadık.
Ne hikmetse TCDD’yi iyi yönettiklerini ifade eden bürokratları ve TCDD Genel Müdürünün bulunduğu dönemlerde; bir çok bölgesel trenin seferden kaldırıldığını, bir çok istasyon ve garın kapatıldığını, hizmet alımı adı altında 5.000’e yakın taşeron işçisinin kuralsız, güvencesiz ve esnek çalıştırıldığını gördük. Aynı dönemlerde olmazsa olmazlarda biri olan güvenlik tedbirlerinin yeterince alınamaması nedeniyle bir çok ölümlü tren kazalarının yaşandığına tanık olduk.
Bu tablonun arkasındaki neden, geçen 10 yıllık dönemde demiryollarımızın tasfiyesinin önündeki engelleri kaldıracak uygulamalar adım adım hayata geçirilmesidir. Bu uygulamalardan en önemlisi olan 3.şahısların şu anda kendi vagonlarıyla yük taşımacılığı yapması demiryollarının fiilen özelleştirildiğinin bir göstergesidir.
Sayın Genel Müdür 1995 yılında Türkiye’nin altına imza koymuş olduğu GATS anlaşmasına bakması yeterli olacaktır. Bu anlaşmayla birlikte yeniden yapılandırma süreci başlamış, 2008 yılında nihai rapor hazırlanmış, demiryollarının özelleştirilmesinin önündeki engeller 655 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kaldırılmıştır.
Buradan ifade ediyoruz. Bu kanun tasarı demiryolcuların demiryollarından ayrılması kanunudur. Kamusal bir hizmet bir tarafa bırakılarak ticari esaslara göre yapılandırılmaktadır.
Bu kanunla birlikte 5 yıllık geçiş sürecinin bitiminden sonra demiryolcuların akıbetinin ne olacağı bilinmemektedir.
Bu bir özelleştirmedir. Demiryolları sadece trafik hizmeti ile tekel konumundadır. Ulusal ve uluslararası lojistik şirketleri kendi vagon, makine ve personelleriyle birlikte yük ve yolcu taşıyacaklardır.
Peki demiryolları buna karşı rekabet edebilecek mi?
Bu hizmetleri vatandaş pahalıya almayacak mıdır?
Sayın Genel Müdüre soruyoruz?
Bu yasa çıktıktan sonra siz bu hızlı trenleri uzun süre çalıştırabilecek misiniz?
Diğer lojistik firmalarıyla rekabet ederek yük taşıyabilecek misiniz?
Buradan söylüyoruz. Bu sonuçların hepsine zaman içerisinde yaşayarak şahit olacağız.
Bizler demiryolu emekçileri adına bu yasa tasarısının Meclis’ten geçmesine, demiryollarımızın özelleştirilmesine ve talan edilmesine müsaade etmeyerek kararlı ve onurlu bir şekilde mücadelemizi sürdüreceğiz.
Bu mücadelemizi sürdürürken, tüm gücümüzü işveren ve siyasal iktidardan değil üyelerimizden almaktayız.