Bugün 28 Nisan, Uluslar arası Çalışma Örgütü ILO tarafından ilan edilen “Dünya iş sağlığı ve güvenliği günü.” Dünyada her yıl 2 milyondan fazla çalışanın iş kazaları ve meslek hastalığından yaşamını yitirmesi nedeniyle 2001 yılından bu tarafa ilan edilen ve 2003 yılından bugüne kadar dünyanın her tarafında koruyucu sağlık ve güvenlik kültürünü oluşturmak için çeşitli temalarla kutlanmaktadır. Bu yıl belirlenen tema “İşyerlerindeki kazaları önleyecek ve düzenli bir iyileşme sağlayacak olan iş sağlığı ve güvenliği yönetim sistemidir”
Ülkemiz iş sağlığı ve güvenliğinde önemli sorunlar yaşayan bir ülkedir. İstatistiklere göre iş kazalarında Avrupa’da birinci, dünyada ise üçüncü sırada yer almaktadır.
Sizlerinde yakından takip ettiği üzere “neo liberal” AKP iktidarıyla birlikte demiryollarında kazalar ve iş kazaları tavan yapmış, sendikamız iş sağlığı ve güvenliğini yok sayan uygulamalar öncesinde ve sonrasında yaptığı basın açıklamalarıyla konuyu kamuoyu ile paylaşarak gerekli uyarıları yapmış, önleyici tedbirlerin alınmasını talep etmişti. Ancak yapmış olduğumuz uyarılar ve taleplerimiz dikkate alınmamış AKP bürokratları bildiklerini okumaya hem yolcuların hem de çalışanların hayatıyla oynamaya devam etmiştir. Bunun bedeli ise çok ağır olmuş dünyanın en güvenli ulaşım sistemi olan demiryolları ülkemizde kazalarla, ölümlerle anılır olmuştur.
Demiryollarında çalışan personel sayısı hızlı bir şekilde azalmaktadır. Bakanlar Kurulunun aldığı karar doğrultusunda TCDD’den her ne sebeple ayrılan olursa olsun (Emekli, istifa, memuriyetten atılma, vefat vb) ayrılanların % 10’u kadar TCDD’ye memur alınabilmektedir. Bir yıl içinde 100 memurun ayrılması halinde 100 memurun yerine sadece 10 memur alınabilmektedir. Yerine alınmayan 90 memurun işi diğer personelin üzerine yüklenmektedir. Yine personel eksikliğini gidermek için başvurulan yöntemlerden biriside dışarıdan hizmet alımı yani taşeron sisteminin yaygınlaştırılmasıdır.
Personel eksikliği nedeniyle var olan işlerin yürütülmesi “az adamla çok iş” mantığıyla kuralsız ve esnek çalışma sistemi dayatılarak, çalışma süreleri artırılarak uygulanmaktadır. Yapılan mevzuat değişiklikleri ile çalışanlara yeni görevler yüklenmekte ve bu görevlerin yapılması istenilmektedir.
İş Kanunu’na göre, işverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymak yükümlülüğündedir
Bugün ülkemizde ise AKP iktidarı iş sağlığı ve güvenliğini yok sayarak uyguladığı politikalar sonucu, “madenlerde”, “tersanelerde”, “sanayi sitelerinde”, “fabrikalarda” yaşanan iş kazaları, kaza olmaktan çıkmış kitlesel iş cinayetlerine dönüşmüştür. Buna paralel Demiryollarında yeniden yapılanma süreciyle politika haline getirilen “az adamla çok iş” uygulamasıyla sadece 2007 yılından bu yana en son çalışma arkadaşımız Ahmet AKAY’ın 12 Mart 2011 tarihinde manevra esansında feci şekilde ölümüyle birlikte 12 arkadaşımız iş cinayetleri sonucu hayatını kaybetmiştir. Yine bu süreçte 82 çalışma arkadaşımızın yaralanması sonucu hem bedensel ve ruhsal bütünlükleri zarar görmüştür.
Demiryollarında oluşan bu acı tablonun sorumlusu, sendikamızın ısrarına rağmen gerekli önleyici iş güvenlik tedbirlerini almayan, taleplerimize kulaklarını tıkayan ve uyarılarımızı görmezden gelmekte ısrar eden yönetim anlayışıdır. Sendikamız gerek yazılı gerekse de şifahen defalarca uyarılarını yapmış, gerekli önleyici güvenlik önlemlerini almasını talep etmiştir. Ancak yönetimin duyarsız kalması sonucu sendikamız ölümlerin son bulması için çeşitli eylem ve etkinlikler gerçekleştirmişti.
Yaşanan meslek hastalıkları ve meydana gelen kazalar bilimsel çalışmalarla incelenmeli, sonuçlarına yönelik önleyici çalışmalar hayata geçirilmelidir.
İş sağlığı ve iş güvenliği konusunda bir kültür oluşturulmalı, çalışanların temsilcileri ve işveren eğitim çalışmalarını hayata geçirmelidir.
İnsanı özne olmaktan çıkaran, çalışanların sağlığını ve iş güvenliğini ortadan kaldıran tüm uygulamalara son verilmelidir.
Bu cinayetler kader değildir. Dünyada ve ülkemizde milyonlarca insanın hayatına mal olan iş kazaları ve iş hastalıkları tek amacı kar hırsı olan vahşi kapitalizmdir.
Bugün bir kez daha “Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü” nedeniyle hem AKP iktidarını hem de başta TCDD olmak üzere işkolumuzda bulunan kurum yöneticilerini gerekli önleyici tedbirleri alarak bu iş cinayetleri durdurmaya çağırıyor, iş kazalarında hayatlarını kaybeden meslektaşlarımızı ve diğer bütün emekçileri saygıyla anıyoruz.
Yavuz DEMİRKOL
Genel Başkan