Türkiye demiryolu ulaştırmasının serbestleştirilmesiyle ilgili yasa tasarısı 06.03.2013 tarihinde TBMM’ne sevk edilmesinin ardından 18.03.2013 tarihinde Meclis Genel Kurulunda görüşülmeye başlanmış, bazı maddelerin görüşülmesinin ardından kalan maddelerin görüşülmesi ise bugüne (24 Nisan Çarşamba) kalmıştır.
Yasa tasarısının gündeme gelmesinin ardından Sendikamız ve kurumda örgütlü bulunan Sendika ve Derneklerle birlikte oluşturulan Demiryolu Çalışanları Platformunu tarafından tasarının demiryollarının tasfiyesi ve özelleştirilmesi olduğu, tasarının ekmeğimize, işyerimize bir tehdit olduğu ifade edilmiş, tasarının yasalaşmaması için bir dizi eylem ve etkinlik hayata geçirilmiştir.
Bu kapsamda 16 Nisan 2013 tarihinde tasarısının Meclis’e gönderilmesini protesto için 31 Mart 2013 tarihinde Edirne, Adana, İzmir, Kars, Samsun ve Van olmak üzere 6 noktadan başlatılan ve 3 Nisan 2013 Çarşamba günü tamamlanan bir yürüyüş yapılmış, yürüyüşün ardından TCDD Genel Müdürlüğü önünden Meclis’e yürünerek Meclis Dikmen kapısı önünde basın açıklaması yapılmış, ardından da 16 Nisan 2013 tarihinde bir günlük grev yapılmış, bu grevle tren seferlerinde büyük aksamalar yaşanmıştır.
AKP hükümeti Meclis Genel Kuruluna gelen bu yasa tasarısı ile demiryolu hizmetini, kamu hizmeti olmaktan çıkararak ticarileştirmeyi, ulaşım hakkının kalıcı bir şekilde metalaştırılmasını ve parası olanın bu hizmetten daha pahalı bir şekilde yararlanmasını, ucuz ve güvencesiz işgücü kullanımının önünü açmayı planlamaktadır.
Neo-liberal politikaların uygulamalarından doğan tüm olumsuzlukları içinde barındıran bu yasa tasarının Meclis’ten geçmesi ile bugüne kadar yaşadığımız pek çok olumsuzluğun daha fazlası ile önümüzdeki süreçte karşı karşıya kalacağımızı biliyoruz.
Temel hedefin AB uyum süreci gölgesinde, demiryolu sisteminin bütün halinde özelleştirilmesinden, bu alanın topyekûn talana açık hale getirilmesinden öte bir sonuç taşımayacağı görülmektedir.
Bu tasarını yasalaşması; demiryolu trafik güvenliğinin zaafa uğratılarak kazaların artması, güvencesiz, esnek, kuralsız ve sendikasız bir iş yaşamının, kayıt dışı sektörün özendirilmesi, ücretlerinin düşmesi ile birlikte sektörün ulusal ve uluslararası sermayeye peşkeş çekilmesi anlamına gelmektedir.
Diğer yandan tasarının yasalaşması; biz kamu emekçilerine işine, işyerine ve geleceğine yönelik yeni bir saldırı dalgası anlamını taşıyacaktır.
Bir kez daha sesleniyoruz;
Demiryollarında yapılacak düzenlemeler Dünya Bankası’nın finansmanı ve yönlendirmesiyle değil, ülke gerçekleri ve çıkarları ile kamu hizmeti yönü göz önüne alınarak ve çalışanların temsilcilerinin görüşleri dikkate alınarak yapılmalıdır.
Bizler kamusal alanın tasfiyesi olan bu tasarının mevcut şekliyle Meclisten geçmesini kabul etmiyoruz. Tasarının Meclis gündemine getirildiği ve Genel Kurulda tartışıldığı bu süreçte olduğu gibi bundan sonra da işimize ve işyerlerimize sahip çıkmaya, bu süreçten sonra da yaşanan tüm olumsuzluklara karşı dün olduğu gibi bugünde demokratik haklarımızı kullanarak gerekli tepkiyi göstereceğimiz bilinmelidir.
BTS
MERKEZ YÖNETİM KURULU