Aralık ayı tüketici enflasyonunun yüzde 1,18 olarak açıklanması ve 6 aylık enflasyonun % 16.48 olarak gerçekleşmesinin ardından akşam saatlerinde Cumhurbaşkanı tarafından kamu emekçilerine Ocak ayında %25 zam yapılacağı “müjde” olarak açıklandı.
Yapılan bu zam kamu emekçileri açısından daha fazla açlık, daha fazla yoksullaşma demektir.
Kamu emekçilerine yapılan zammın TÜİK tarafından açıklanan enflasyona endeksli olması ile yıllardır açıklanan enflasyon oranları düşük göstererek milyonlarca çalışanın maaşı bilerek ve isteyerek düşük hesaplanmıştır. Ancak bugün, ülkeyi yönetenlerin gerçek enflasyonu gizleme oyununun iflas ettiği açıkça ortaya çıkmıştır. Geldiğimiz noktada bu oyunu gizlemek artık mümkün değildir.
Ortaya çıkan bir başka gerçek ise; 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklinin yandaş konfederasyonların ve iktidarın sahte enflasyon rakamlarını bir kuruş aşmayan TİS mutabakatları ile gerçek yüzlerinin ortaya çıkması olmuştur.
Kamu emekçisine %25 zam yapan hükümet vergi, harç ve cezalara yüzde 123’lük Yeniden Değerleme Oranında zam yaparken, elektrikten doğalgaza, gıda ürünlerinden kiraya kadar uzanan zam dalgası hız kesmeden sürmektedir.
Son bir yıldaki yüzde yüz artışa rağmen asgari ücret hem yaşanan gerçek enflasyonun hem de açlık sınırının altına inmiştir.
2022 Ocak ayında 4 bin 253 TL olan net asgari ücret bugün 8 bin 506 TL olmuştur. Biliyoruz ki asgari ücrete yapılan bu artışın yaşanan hayat pahalılığının sürdüğü koşullarda kısa sürede eriyecektir.
Bizler tüm çalışanların insanca yaşayabileceği bir ücreti savunuyoruz.
Bugün eş ve çocuk yardımı ile birlikte en düşük kamu emekçisinin maaşı Aralık 2022 itibari ile 9 bin 50 TL’de kalmışken geldiğimiz noktada devlet dairelerine bile “bu işyerinde asgari ücret uygulanmaktadır” tabelaları asılmasına ramak kalmıştır.
2015 yılında asgari ücretin nerdeyse 3 katı civarında kamu emekçisinin maaşı bugün asgari ücretin sadece 500 TL üzerindedir.
Kamu emekçilerine ve emeklilerine yapılan %25’lik zammın yaşanan hayat pahalılığının sürdüğü bu koşullarda kısa sürede eriyeceği ortadadır.
Biz kamu emekçilerine öncelikle yaşanan kayıpların bir nebze de olsa azaltılması için en az asgari ücret artış oranı kadar zam yapılmalıdır.
Kalıcı olan ise insanca yaşamaya yetecek bir ücret talebimizin karşılanmasıdır. Bunun da yolu en düşük kamu emekçisinin gelirinin maaşında ve eş yardımı, çocuk yardımı, kira yardımı, ulaşım yardımı gibi sosyal ödemelerde yapılacak artışlarla yoksulluk sınırı üzerine çıkarılmasından geçmektedir.
Tüm bir toplum asgari ücret zam açıklamasında Cumhurbaşkanının iki dudağı arasından çıkacak açıklamayı izler duruma getirilmiştir. Bugün de biz kamu çalışanları da asgari ücrette olduğu gibi Cumhurbaşkanının ne diyeceğini izler duruma getirilmek istendik.
Bizler kapıkulu değil emekçiyiz.
Bizler ulufe değil insanca yaşanacak ücret istiyoruz!
Mücadelemizi bir yandan insanca yaşanacak bir ücret talebiyle sürdürürken, diğer yandan Toplu Görüşme masalarında yüzdelik zamlarla tüm kamu emekçilerini ve emeklilerini yoksulluğa ve açlığa terk etmekte beis görmeyen yandaş Konfederasyonlara karşı sürecektir.
Tüm kamu emekçilerini bu mücadelede yanımızda olmaya, KESK/BTS’ye üye olmaya çağırıyoruz.