Kamu emekçisi ve emeklisi ile toplamda 6 milyonu aşkın bir kitle 1 Ağustos’ta yapılan toplantıdan bugüne merakla 13 gündür kamu işverenin yani hükümetin teklifini bekliyordu.
O teklif nihayet bugün açıklandı.
Hükümet Kendi Enflasyon Hedefinin Bile Altında Kaldı!
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan tarafından açıklanan teklifle aileleri ile birlikte 20 milyonu aşan devasa bir kitle ile açıkça dalga geçilmiştir.
Çünkü hükümet kamu emekçilerine ve emeklilere altışar aylık dilimler halinde 2024 yılı için %14+ %9 maaş artışı, 2025 yılı için ise %6+ %5 maaş artışı teklif etmiştir.
Buna göre hükümet, dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırının Temmuz 2023 itibari ile 38 bin TL olduğu koşullarda bugün eşi çalışmayan, iki çocuklu en düşük kamu emekçisi maaşının (15/1 hizmetli) tam iki yıl sonra 30 bin 425 TL olmasını teklif etmiştir! Yine bugün 20 bin 350 TL olan bekar, en düşük kamu emekçisi maaşının ise iki yıl sonra 28 bin 145 TL olması teklif edilmiştir.
Üstelik bugün açıklanan teklifte tüm kamu emekçilerinin ortak talebi olan kira yardımı, ikramiye, kreş yardımı, seçim öncesi verilen 3600 ek gösterge ve mülakatın kaldırılması konularına ilişkin tek cümle dahi edilmemiştir.
Yine teklifte 11 hizmet koluna ilişkin yaklaşık iki haftadır sürdürülen görüşmelerin hangi aşamada olduğuna ilişkin de tek cümle edilmemiş, konu “müzakereler devam ediyor” denilerek geçiştirilmiştir.
Bilindiği üzere KESK olarak 10 Ağustos’ta Kamu işverenin 12 sene, 6 dönem boyunca yaptığı gibi yine hiç tutmayan enflasyon hedeflerine, çocukların dahi inanmadığı TÜİK enflasyon rakamlarına dayalı bir maaş artışı teklifi ile gelirse üretimden gelen gücümüzü kullanmakta tereddüt etmeyeceğimizi tüm kamuoyuna ilan etmiştik.
Ne yazık ki hükümet bugün açıkladığı teklifle daha on sekiz gün önce Merkez Bankası tarafından revize edilen 2024 yılı için %33, 2025 yılı için %15 enflasyon hedeflerinin bile altında kalmıştır.
Bilindiği üzere bugüne kadar 12 yıl içinde 6 kez yapılan toplu sözleşmelerde hükümet teklif diye masaya hep kendi hedeflediği enflasyon rakamlarına dayalı maaş artışlarını koymuştur. Ancak hükümetin orta vadeli planlarla, bütçelerle açıkladığı bu hedefler ile gerçekleşen enflasyon arasındaki uçurum her yıl daha fazla derinleşmiştir.
Örneğin 2018’de hedeflenen enflasyon %7 iken gerçekleşen enflasyonun bunun üç katı %20,3 olmuştur. 2021’de hedeflenen enflasyonun %8 olduğu açıklanmış ama gerçekleşen enflasyon bunun 4,5 katını aşarak %36,08 olmuştur. Hükümet son olarak 2022’de %9,8 oranında enflasyon hedeflendiği açıklamış ama bu kez gerçekleşen enflasyon %64,27 ile hedeflenin 6,5 katını aşmıştır.
Üstelik sıraladığımız gerçekleşen enflasyon rakamları toplum nezdinde hiçbir karşılığı kalmayan çarşıda, pazarda, mutfakta yaşadığımız gerçek enflasyonu en az yarı yarıya yutan, sahte TÜİK rakamlarıdır.
Yıllardır önümüze konulan bu tutmayan hedeflere, suni TÜİK rakamlarına dayalı bir elin parmak sayısını geçmeyen yüzdelik artışlarla reel maaşlarımız adeta buharlaştırılmıştır.
Son bir ayda akaryakıt ve doğalgazda ÖTV artışı, hemen her şeyin KDV oranlarının artırılması, TL’nin döviz karşısında değer yitirmesi ile hızlanan zam kasırgası zincirleme bir şekilde iğneden ipliğe tüm ürünlere yansımaya devam etmektedir.
Merkez Bankasının 2023 yılı için %22’den %58’e çıkardığı enflasyon hedefi bile sadece son bir ayda yaşanan zam kasırgası karşısında şimdiden kağıt üzerinde kalmıştır.
Tüm bunlara rağmen hükümet önümüzdeki iki yıl için açıkladığı rakamlar ile kamu emekçilerine çalışırken daha fazla yoksulluk ve güvencesizlik, emeklilere ise daha fazla sefalet teklif etmiştir.
Böyle bir teklifin hem kamu emekçileri ve emeklileri hem de onların haklarını koruma iddiası taşıyan konfederasyon ve sendikalar tarafından kabul edilmesi mümkün değildir.
Dolayısıyla hükümetin bugün açıkladığı teklif bizim açımızdan yok hükmündedir.
KESK olarak tüm kamu emekçilerini ve emeklileri hükümetin sefalet-yoksulluk ve güvencesizlik teklifine karşı tepkimizi göstermek üzere üretimden gelen gücümüzü kullanmaya, 16 Ağustos 2023 Çarşamba günü bir günlük hizmet üretmeme eylemine katılmaya çağırıyoruz.
Bizleri yıllardır siyasi iktidarın ve yine bu iktidarın Hakem Kurulunun iki dudağı arasından çıkacak kararlara mahkûm eden bu garabet sisteme karşı Yoksulluk Sınırı Üzerinde İnsanca Yaşamaya Yetecek Bir Ücret, Güvenceli İstihdam Demokratik Bir Çalışma Yaşamı, Grev Hakkı İle Tamamlanmış Gerçek Toplu Sözleşme Sistemi için her adımda omuz omuza vermeye davet ediyoruz.