2014-2015 Toplu Sözleşme görüşmelerine ilişkin olarak başlayan ve 1 Ağustos’ta yapılan ilk toplantı ile belirlenen takvime göre Kamu Görevlileri Hakem Kurulu süreci hariç 21 Ağustos’a kadar sürmesi planlanan Toplu Sözleşme görüşmeleri gerek genel hükümler, gerekse de hizmet kollarına ilişkin kazanımlar yönüyle tam bir fiyaskoyla sonuçlandı.
Görüşmelerin ilk günü yapılan toplantıda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik açılış konuşmasında her yıl olduğu gibi bu yıl da pembe bir tablo çizip AKP iktidarı döneminde kamu emekçilerini enflasyon karşısında ezdirmediklerini iddia ederken, konuşması boyunca sık sık “devletin imkanları çerçevesinde”, “mali disiplin bozulmadan” kavramlarını kullanarak 2014-2015 yılları TİS’i için nasıl bir teklif sunacaklarını ilk günden beyan etmiştir.
Kamu emekçilerinin hak çıkarlarını savunmak görevini üstlenen konfederasyon yada sendikanın görevi işveren olarak yer alan hükümet karşısında üyelerinin insanca yaşam koşullarını sağlamak ve taleplerinin kazanımla sonuçlanması yönünde mücadele etmektir.
Oysa Memur Sen yetkililerinin görüşmelerdeki hemen her cümlelerinin başında “istirham ediyoruz”, “zat-ı aliniz”, “arz ediyoruz”, “talimatınız doğrultusunda” gibi rica-minnet ifade eden bir tarz da konuşmaları TİS’ten ne anladıklarını yeterince ifade etmektedir. Görüşmelerin ilk gününden geri Memur Sen Genel Başkanı konuşmasında sık sık Bakan’a ve Hükümete teşekkürlerini sunmuş, Bakan’ın açıklamalarının doğru olduğunu söylemiştir.
Yetkili konfederasyon olarak Memur Sen Genel Başkanı Bakan’ın yanında otururken Memur Sen’in Ulaştırma İş Kolundaki bağlı sendikasının işkolumuz emekçilerinin hak ve menfaatlerini koruması ve geliştirmesi de aynı şekilde yürümüştür.
Toplu görüşme toplantısında Memur Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu hükümetin teklifine sert tepki göstererek “bu teklif memurları sokağa davet etmektir” demişti.
Kapalı kapılar ardında yapılan görüşmeler sonunda ise Memur Sen ve Kamu İşveren Heyeti arasında kamu emekçilerinin hakları pazarlanmış, görüşmeler sonucu mutabakata vardıkları şey bir müjde olarak sunulmuştur.
Açıklanan mutabakata göre; 2014 yılı için taban aylığa 175 TL, 2015 yılı için ise %3 + 3 maaş artışı yapılmıştır.
(175 TL brüt artış olup Ocak 2014’te 119 TL olarak maaşlara yansıyacaktır. Kaldı ki, en düşük maaş alan kamu emekçisi Eylül 2014’te vergi dilimine girdiğinde bu miktar 111’TL’ye kadar düşecektir.)
Görüşme öz itibariyle AKP iktidarı ile kendi elleriyle büyüttüğü Memur Sen arasında varılan bir mutabakattır. Yaşananlar aslında toplu sözleşme sürecinin en başından beri AKP hükümeti ile Memur Sen arasında bir uzlaşma olduğunu açık bir şekilde ortaya koymuştur. Yedi gündür kamuoyuna karşı danışıklı bir dövüş içersinde sürdürülen oyunun son perdesinde deyim yerindeyse takke düşmüş kel görünmüştür.
Mutabakat metninin Yedinci Bölümünde yer alan Ulaştırma Hizmet Koluna İlişkin Toplu Sözleşme maddelerine baktığımızda ise işkolumuzu temsilen yetkili sendika olarak UÇMS’nin katıldığı toplu sözleşme görüşmeleri sonucunda çalışanların neredeyse hiçbir sorununa adam akıllı çözüm bulamadığı görülmüştür.
2014-2015 yılı toplu görüşme mutabakat metninin işkolumuzla ilgili yedinci bölümünde 5(beş) madde yer almaktadır.
Bu maddeler; (1)koruyucu gıda maddesi verilmesi, (2)kamu görevlilerinin kendisi ve eşi ile yirmi beş yaşından küçük çocukları için demiryollarında yılda 2 kez ücretsiz seyahat hakkı verilmesi(2012 yılı kararından 25 yaş sınırı getirilmemişti) ve (3)TCDD personellerinden kataner hattının geçtiği işyerlerinde çalışan personele her ay 25 TL tutarında ilave ücret ödenmesi maddeleri yer almış, Manevra Tazminatı ile ARFF ve Apron Memurlarının durumu maddesinde ise “sorunları giderilecektir” ibaresi ile ne zaman çözümleneceği belli olmayan bir tarihe havale edilmiştir.
Oysa hatırlanacağı üzere 2012 yılı için imzalanan mutabakat metninde de (Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Kararında) işkolumuzla ilgili olarak 3(üç) madde geçmiş, bu üç madde arasında yine ücretsiz seyahat hakkı ve koruyucu gıda yardımı yer almıştır. 2012 yılında çözülmesi gereken bu sorunlar çözülmemiş olup, bu dönemki Toplu iş Sözleşmesinde de yer almıştır.
Şimdi sormak gerekir Ulaştırma işkolu adına yetkili sendika olarak toplu görüşmelere katılan bir sendika onbinlerce çalışanın olduğu işkoluna ait tonla sorun varken, böylesi bir mutabakat metninin altına nasıl imza atar.
Sendikamız tarafından 2014-2015 yılı taleplerimizle ilgili olarak bastırarak üye ve çalışanlarımızla paylaştığımız bir broşür yayınladık. Bu broşürde üyelerimizin ve çalışanların taleplerini ifade ettik. Çalışanların bu talepleri bizlerin masa başında yazdığı talepler değildir. Sendika yöneticileri işyerlerinde çalışanlarla görüştüklerinde bahsettiklerimizin daha fazlasıyla karşılaşacaklardır.
Toplu görüşmelerde neler görüşülmüş, yetkili sendika tarafından neler talep edilmiş, hükümetinin ilgili bürokratlarının cevapları karşısında neler söylemişlerdir cevap verilmesi gerekmektedir.
Gerek Memur Sen Konfederasyonunun genel talepler, gerekse de UÇMS’nin işkolumuzla ilgili taleplerine ilişkin olarak işveren karşısında dik durmayacaklarını çalışanların taleplerini savunamayacaklarını, bu amaçla mücadele edemeyeceklerini hep söyledik. Görüşmeler sonucunda imzalanan bu mutabakat metni ile bir kez daha ortaya çıkmıştır.
Memur Sen 2001’de 40 bin olan üye sayısını AKP iktidarı döneminde hormonlu dometes gibi büyüyerek 650 bine çıkarıp Türkiye’nin en büyük memur sendikası haline gelirken, Memur-Sen’e bağlı UÇMS’nin ulaştırma işkolunda nasıl kısa bir zaman içerisinde büyüdüğünü de tahmin etmek zor olmasa gerek.
Bu nedenle; TCDD’nin yeniden yapılandırması adı altında tasfiye edilmesi, iş sağlığı ve güvenliğinin olmadığı ve gerekli önlemlerin alınmaması nedeniyle ve esnek, kuralsız ve eksik personelle çalıştırmalar nedeniyle yirmiden fazla arkadaşımızı arkadaşımız yaşamını yitirmesine sesini soluğunu çıkaramayan UÇMS’nin toplu görüşmelerde;
399 sayılı KHK ‘da çalışanların gruplandırmalar nedeniyle süren ücret adaletsizlikleri, Geçici görevlendirmeler, Fazla çalışma karşılığı ödenen tazminatlar, Fiili hizmet zammından faydalanamama, Havacılık Tazminatındaki adaletsizlik ve hastalık izni nedeniyle Havacılık Tazminatında kesinti yapılması, ulaşım hakkından ücretsiz yararlanma, Görev ve Makam Tazminatlarındaki adaletsizlik, 655 sayılı KHK ile ortaya çıkan adaletsizlikler ve benzeri buraya yazamadığımız pek çok sorun bilinmesine rağmen bu sorunlara toplu görüşmelerde hiçbirine çözüm bulamaması aslında şaşırtıcı değildir.
Tekrarlamak gerekirse; 2014-2015 yılı toplu görüşmeleri öz itibariyle AKP ile Memur Sen arasında varılan bir mutabakattır. Yaşananlar en başından beri AKP ile Memur Sen arasında bir uzlaşma olduğunu açık bir şekilde ortaya koymuştur.
Bizler bu süreçte; Toplu İş sözleşmesi kapsamında pek çok sendikal çalışma yürütürken aynı zamanda 16 Ağustos 2013 tarihinde “İnsanca Yaşam, Güvenceli Gelecek, Eşit, Özgür ve Demokratik Bir Türkiye İçin Yürüyoruz!” şiarıyla içerisinde sendikamız Merkez Yönetim Kurulu üyelerinin de yer aldığı Türkiye’nin dört noktasından başlattığımız bir yürüyüş hayata geçirilerek 20 Ağustos günü Ankara’da tamamlanmıştır. Ankara’ya gelişimizde ise taleplerimizi hükümet yetkililerine iletmek üzere yapmayı planladığımız etkinliklerimiz polisin saldırısıyla engellenmek istenmiştir.
Şimdi sorulması gereken soru basittir; Memur Sen Nedir? UÇMS Nedir? Kime hizmet etmektedirler?
İstedikleri kadar kapalı kapılar ardında pazarlıklar yapsınlar, istedikleri kadar kendi yaptıkları yasalara sığınsınlar, istedikleri kadar bugünkü anti demokratik ortamdan güç alsınlar biz bu kirli ittifakı yıkacağız, ipliklerini pazara çıkaracağız.
Bizler gücümüzü yasalardan değil, haklı ve meşru mücadelemizden, örgütlülüğümüzden ve ilkelerimizden alıyoruz.
Haklarımızı Korumak ve Büyütmek için Sahte Sendika Yerine BTS’de Örgütlenmelim!