Dünyamızda ve Ülkemizde birçok konuda kadın-erkek eşitliğini kucaklayamıyor. Ne dersek diyelim, neye inanırsak inanalım, gerçek bu halen bu eşitliği özümseyemiyoruz. Şanslı bir azınlık haricinde, maalesef el ele bir kadın-erkek gücüne, aklına, birlikteliğine sahip değiliz. Kökleri, yüz yıllar boyu özgürlük için savaşmış toplumlar bu eşitliği neden hep göz ardı etmiş?
Yeryüzünde çok az Ülke bu konuda çok hızlı ilerleyebilmiş. Geri kalanında ise eşitlik halâ, üzerinde çok çalışılması, düşünülmesi ve strateji geliştirilmesi gereken bir konu.
Bu konuda aşağıdaki istatistiklere bir bakalım:
- Türkiye, Dünya Ekonomik Forumu Küresel Cinsiyet Eşitliği Raporu’nda 130. sırada. Üstelik yıllardır istikrarlı biçimde geriye gidiyor.
- Aynı rapora göre kadınların erkeklerle eşit hak sahibi olması için 108 yıl gerekiyor.
- Kadınların parlamentoda temsil edilme oranı sadece yüzde 17
- Kadınların istihdama katılım oranı ancak yüzde 29.
- Yükseköğrenim görmüş kadınların istihdam oranı, tüm AB ülkelerinden geride.
- Şirketlerin sadece yüzde 5,4’ünde bir üst düzey kadın yönetici bulunuyor.
- Kadın girişimcilerin oranı, tüm girişimciler arasında ancak yüzde 15’i buluyor.
Bu rakamları duyup harekete geçmemek, adım atmamak mümkün mü?
Öyleyse, bu çağrı hepimize ülkemizin erkeği, kadını, yoldaki, işteki, evdeki kadının hakkı sessizce örtülürse, basını çevirme! Çocuğuna anlat, daha da iyisini göster. Kadın-erkek nasıl eşit olunur, nasıl birlikte çalışılır, nasıl beraber yaşanır, öğren, öğret! Devletin, özel sektörün, sivil toplum örgütlerinin, eğitim kurumlarının ve her şeyden çok da erkek ve kadının bireyselleştirdiği, görev edindiği bir iş olsun “kadın istihdamı”. Memleket meselesi olsun. Kadının erkeğin yanında, onunla eş ve beraber kuvvetli olamadığı hiçbir Ülkenin, yenidünyada var olma, ayakta durabilme şansı yok.
Toplumsal kalkınmanın önündeki en büyük engel, toplumsal cinsiyet eşitsizliği olmaktadır. Kadın iş ve sosyal yaşamda statüsünün güçlendirilmesi için mücadele veriyor.
Kadınlar, nüfusun yarısını oluştursalar da ekonomik hayata katılımları, kalkınmadan yararlanma imkânları, nüfuslarıyla doğru orantılı değil. Türkiye’de sanayileşmenin artması ile kadınlar, yaklaşık 70 yıldır aktif olarak iş hayatında yer alıyor. Ancak TÜIK’e göre, her 10 erkekten 7’si iş hayatında iken, kadınlarda bu rakam yalnızca 3. OECD (ve AB) ülkeleri arasında, kadınların iş gücüne katılımında Türkiye son sırada yer alıyor.
Sürdürülebilir kalkınmanın gerçekleştirilebilmesi için kadınların iş gücüne katılımı ve kadın istihdamının arttırılması gerekiyor. G20 liderleri 2014 yılında kadınlar ve erkekler arasındaki eşitsizliği 2025’e kadar yüzde 25 düzeyinde azaltma sözü verdiler. Bu başarılabilirse küresel ekonomiye 5.8 trilyon dolarlık katkı sağlayacak. McKinsey Global Institute’un araştırmasına göre ise 2025’e kadar toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması halinde dünya ekonomisine 12 trilyon dolarlık bir katkı ortaya çıkacak.
Türkiye’nin Ulusal İstihdam Stratejisinin 2017-2019 dönemi için hazırlanan eylem planında, kadınların işgücü piyasasına katılmalarının önündeki engellerin ortadan kaldırılması çalışmalarının sürdürüleceği yer alıyordu. ILO verilerine göre, eğer Türkiye’de işgücüne katılım açısından cinsiyetler arasındaki 41 puanlık fark yüzde 25 düzeyinde azaltılabilirse, kişi basına düşen milli gelir 2 bin 565 dolar artabilir. Bu durum, aynı zamanda gayri safi yurt içi hasılanın da yaklaşık 170 milyar dolar artması anlamına geliyor. Türkiye’de, kamu tarafından bakıldığında, kadına yönelik şiddetin engellenmesi, kadınların ekonomik hayattaki rolünün artırılması, kız çocuklarının eğitim fırsatlarından daha fazla yararlanabilmesi gibi geleceğe dönük yasal düzenlemeler yapılması gerekiyor.
Türkiye de 2018-2021 Yılları arasında (15+Yaş) İşgücüne katılım oranı (%)
Yıllar | 2018 | 2019 | 2020 | 2021 |
Kadın | 34,2 | 34,4 | 30,9 | 31,6 |
Erkek | 72,7 | 72 | 68,2 | 68,5 |
Genel | 53,2 | 53 | 49,3 | 49,9 |
Kaynak: TÜİK işgücü istatistikleri
Türkiye de 2018-2021 Yılları arasında (15+Yaş) İstihdam oranı (%)
Yıllar | 2018 | 2019 | 2020 | 2021 |
Kadın | 29,4 | 28,7 | 26,3 | 26,5 |
Erkek | 65,7 | 63,1 | 59,8 | 59,5 |
Genel | 47,4 | 45,7 | 42,8 | 42,9 |
Kaynak: TÜİK işgücü istatistikleri
TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü 2022 yılı Personel durumu
Unvan | Personel Sayısı |
Sözleşmeli Personel | 7611 |
Kadrolu Memur | 667 |
Daimi işçi | 4771 |
Geçici işçi | 425 |
Kadın çalışan | 842 |
Toplam personel | 13474 |
TCDD bünyesinde toplam çalışan personelin ancak %6’sı Kadın çalışanlardan oluşmakta olduğunu görmekteyiz. Bu oranla Kadın istihdamının ne kadar düşük olduğunu görmekteyiz.
TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü 2022 yılı Orta ve Üst düzey Kadın çalışan
Unvan | Asil | Vekalet |
Daire Baş. Yrd. | 4 | ***** |
İç Denetçi | 1 | ***** |
Şube Müdürü | 7 | 13 |
Hukuk müşaviri | 3 | ***** |
Servis Müdürü | 1 | 2 |
Servis 2. Müdürü | 16 | 1 |
Muhasebe Müdürü | 1 | ***** |
Sivil Savunma Uzmanı | ***** | 2 |
TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğünde çalışan 842 kadın personelin orta ve üst düzey yönetici konumundaki oranı %6,05 gibi çok düşük bir oran olduğu görülmektedir.
TCDD Taşımacılık İşletmesi Genel Müdürlüğü 2022 yılı Personel durumu
Unvan | Personel Sayısı |
Sözleşmeli Personel | 5061 |
Kadrolu Memur | 180 |
Daimi işçi | 4141 |
Geçici işçi | 423 |
Kadın çalışan | 467 |
Toplam personel | 9805 |
TCDD Taşımacılık bünyesinde Toplam çalışan personelin ancak %5 sı Kadın çalışanlardan oluşmakta olduğunu görmekteyiz. Bu oranla Kadın istihdamının ne kadar düşük olduğunu görmekteyiz.
İş dünyası ise, eşit işe eşit ücret, kadın istihdamının artırılması, kadın çalışanların kapasite geliştirme ve liderlik konularında desteklenmesi ve teşvik edilmesi gibi çalışmalara yoğunlaşması gerekiyor.
Tüm bu çabaların önündeki en büyük engel ise “toplumsal cinsiyet eşitliğine karsı toplumsal direnç”. Belli iş ve mesleklerin kadınlara uygun olarak kabul görmemesi, kadın işi-erkek işi klişeleri, görev semasında adil davranılmaması, olası küçülme senaryolarında önce kadın çalışanların işten çıkarılması, kayıt dışı sektörlerde kadınların düşük ücretlere çalıştırılması, kadınların işte ve evde çifte mesai yapması vb. devam ediyor.
WEF 2018 Küresel Cinsiyet Eşitliği Raporuna göre ilk 20- Son 20
WEF 2018 Küresel Cinsiyet
1 | Izlanda | 130 | Türkiye |
10 | Namibya | 139 | Umman |
11 | Slovenya | 140 | Lübnan |
12 | Fransa | 141 | Suudi Arabistan |
13 | Danimarka | 142 | Iran |
14 | Almanya | 143 | Mali |
15 | Birlesik Krallık | 144 | Kongo Dem.Cumh. |
16 | Kanada | 145 | Çad |
17 | Letonya | 146 | Suriye |
18 | Bulgaristan | 147 | Irak |
19 | Güney Afrika | 148 | Pakistan |
2 | Norveç | 131 | Fildişi Sahilleri |
20 | Isviçre | 132 | Bahreyn |
4 | Finlandiya | 133 | Nijerya |
5 | Nikaragua | 134 | Togo |
6 | Ruanda | 135 | Mısır |
7 | Yeni Zelanda | 136 | Moritanya |
8 | Filipinler | 137 | Fas |
9 | . Irlanda | 138 | Ürdün |
Kadın istihdamını derinden etkileyen, cinsiyet ayrımcılığı ve eşitsizliğin doğrudan görülebildiği temel konulardan biri eğitim. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜIK) tarafından hazırlanan “Ulusal Eğitim İstatistiklerine göre 6 ve yukarı yas grubunda okuma yazma bilmeyen kadınların oranı erkeklerin neredeyse altı katı. Ortaokuldan doktoraya kadar her eğitim seviyesinde mezun kadınların sayısı erkeklerin gerisinde kalıyor. Kadınların eğitim almış olması ise istihdama
katılmalarının garantisi değil. TÜIK 2018 verilerine göre, erkek üniversite mezunlarında işsizlik yüzde 8,7 iken, kadın üniversite mezunlarında bu oran yüzde 16,8. Lise mezunu kadınlarda işsizlik oranı ise yüzde 20’nin üzerinde. Erkek üniversite mezunlarının işgücüne katılımı yüzde 85,8 iken kadın üniversite mezunlarında bu oran yüzde 70,1. Erkek üniversite mezunlarında
istihdam oranı yüzde 78,3 iken, kadınlarda bu oran yüzde 58,3’e kadar düşüyor.
İstihdam edilen kadın aynı işi yapan erkekten yüzde 20 daha az kazanıyor (Kaynak: OECD). Aynı zamanda bazı iş kollarının “ucuz emekçisi” oluyor. Kadın is gücünün ucuz emek olarak kullanıldığı iş kollarının başında tarım, tekstil, gıda ve hazır giyim geliyor.
Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Enstitüsü (DISK-AR) tarafından Mart 2018’de yayınlanan “Türkiye’de Kadın İşçi Gerçeği” raporuna göre, kadınların çalışma hayatında karşılaştıkları en önemli üç sorun; düşük ücret, işsizlik ve sigortasız çalıştırılmak. Kadın isçilerin yüzde 78,7’sine göre düşük ücret, çalışma hayatının en önemli sorunu. Kadınların yüzde 74,5’i ise işsizliği çalışma hayatının en önemli ikinci sorunu olarak görüyor.
Araştırmaya katılan kadınların;
– %63,9’u çalışma hayatından memnun değil
– %25’i güvencesiz islerde çalışıyor
– %92’si sendikasız
– %23,2’si ise alım sürecinde ayrımcılık yasıyor
– %86’sı is yerlerinde çocuk bakım desteğinin olmadığını söylüyor
Kadının özel yaşamında ve işte ayrımcılığa maruz kalmasının birçok nedeni bulunuyor. İdeolojiler bir diğer ayrımcılık kaynağı. Gerçek demokrasi dışında bütün ideolojiler dünyadaki iş bölümünü cinsiyetçi bir bakış açısıyla yapıyorlar.
Kadının ve Erkeğin Eşit Adımlarla, iş dünyasında “Fırsat eşitliğinin, ekonomik kalkınma için vazgeçilmez olduğu kabul etmemiz gerekiyor.
“Kadın-erkek ayrımcılığı yalnızca kadınlara kaybettirmiyor, kurumlar ve Ülkelerde durumdan zararlı çıkıyor.
– Nitelikli kadın çalışanlar ayrımcılığın olduğu iş yerlerini tercih etmiyor.
– Ayrımcılığın olduğu iş yerlerinde eleman değişikliği daha sık yaşanıyor.
– Mobbing ve ayrımcılık nedeniyle iş yerine daha sık dava açılıyor.
– Is yerinin saygınlığı, marka değeri azalıyor.
– Eşitlikçi bir iş yerinin sağladığı verimlilik fırsatı kaçırılıyor.
İstihdamda kadın-erkek eşitliğinin sağlanmasıyla herkes kazanacak.
Türkiye de toplam nüfus içinde kadınların istihdama katılımı iş hayatında kırılım yasadıkları iki dönem var:
Bunlardan ilki evlilik. İkincisi ise çocuk sahibi olmak. Evlilikte daha çok toplumsal ve çevre baskısı ile kadınlar iş hayatına ara veriyor. Ancak büyük çoğunluğu da doğum sebebiyle işini bırakmak veya kariyerine ara vermek zorunda kalıyor. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki işe dönemeyen kadınların yüzde 60’ı mutsuz. Düşünün, mutsuz bir anne evde ve geleceğin iş insanını yetistiriyor. Öncelikle bu kadınları iş yaşamına geri kazandırmak gerekiyor.
Aşağıda kadının iş ve çalışma hayatını etkileyen erkekten üstün yetenekleri
1- Erkeklerde düşüncenin ağır bastığı sol beyin, kadınlarda ise duyguların kaynaklandığı sağ beyin daha güçlüdür. Erkeklerde rasyonel ve analitik düşünce, kadınlarda sezgiyi ve yaratıcılığı besleyen duygular ön plana çıkar.
2- Kadınlar, dil ve konuşma becerilerinde beynin her iki yarısını da kullanma avantajına sahiptir. Erkeklerde sağ ve sol yarı arasındaki bağlantı kadınlara göre daha zayıftır.
3- Kadınlar iş görüşmelerinde karşılarındaki insanların yüz ifadelerini çözme konusunda daha yeteneklidir. Erkekler, diğer erkeklerin yüz ifadelerindeki değişimi çözmekte başarılıdır. Erkeklerin kadınların yüzündeki duygusal değişimin şifresine çözme yeteneği ise sınırlıdır.
4- Erkekler çoğunlukla bilgiye önem verir, mantığının sesini dinler. Kadınlar, daha çok sezgilerine ve “içindeki ses”e kulak verir.
5- Erkeklerde araştırma, kadınlarda gözlem yeteneği daha güçlüdür.
6- Kadınlar organik ve soyut düşünür. Erkekler mekanik ve soyut düşünceye yatkındır.
7- Erkekler öncelikle olguları hesaba katar. Kadınlar olgularla birlikte deneyimleri de dikkate alır.
8- Erkek yönetici, son kararı tek başına almak ister. Kadın çevresine danışarak karar almayı tercih eder.
9- Erkek çalışmak için yaşar. Kadın yaşamak için çalışır.
10-Erkek işiyle özdeşleşir ve yükseldikçe yalnız kalır. Kadın, işini, ailesini ve hayatı bir bütün olarak algılamaya çabalar.
11-İşte ve hayatta, kadınlar işbirliği ile erkekler ise rekabet ve kıyasıya mücadele ile sonuca gitmeye öncelik verir.
12- Kadın yönetici her iki tarafın da kazanacağı çözümler peşindedir. Erkek ise uzlaşmayı bir yenilgi olarak gördüğü için kayıtsız şartsız kazanmayı amaçlar.
13-Erkek, işini ve kariyerini ağır ağır çıkacağı bir merdiven olarak görür. Kadın işini ve kariyerini bir ağ dokur gibi geliştirir.
14- Erkekler aktif, kadınlar ise interaktif bir yönetim tarzını tercih eder.
15- Erkeğin yönetim tarzı otokratik ve hiyerarşiktir. Kadın katılımdan ve yetkilerinin bir bölümünü paylaşmaktan yanadır.
16-Erkek kendi kendine yetmek, başarıyı kendi başına yakalamak ister. Kadınlar başkalarının desteğine ihtiyaç duyduğunu belli eder.
17- Kadınlar, söyleşmeyi sever, erkekler düello eder gibi tartışmayı…
18- Kadınlarda iletişim iki yönlüdür ve geri bildirim almaya değer verilir. Erkek ise yalnız tavandan tabana iletişim kurmak ister ve geri bildirim almayı önemli görmez.
19- Aynı dilden ve frekanstan konuşma kadınlar arasında erkekler arasındakine göre daha kolaydır.
20- İş toplantılarına katılan erkeklerde karşısındakinin sözünü kesme alışkanlığı güçlüdür. Kadınlar dinler ve çoğunlukla söz kesmez. Kadınlar, ancak diğer bir kadının sözünü keser.
21-Kadınlar gayri resmi toplantılarda daha başarılıdır, erkekler resmi toplantılarda…
22- İş ortamındaki erkeklerde sempati duygusu güçlüdür. Kadınlarda empati ağır basar.
23- Kadın çalışırken arada bir mola verir. Farklı bir şeyle ilgilenince ferahlar. Erkek işini ara vermeden sürdürme taraflısıdır. İşini bölen kişilere kızar.
24- Kadın yönetici, gelen postayı kendisi açar. Erkek bu işi sekreterine bırakır.
25- Erkekler iş hayatında başkalarından bilgi almayı ve yardım istemeyi bir zayıflık belirtisi olarak görür. Kadınlar ise ekip çalışmasında herkesin katkı vermesini bekler.
26- Erkek yönetici saygı görmeye ve sözünü dinletmeye, kadın yönetici ise takdir edilmeye ve sevilmeye ihtiyaç duyar.
Yukarıda belirtilen özelliklerden dolayı Kadın istihdamı artarsa küresel refah da artar. Bu hem ekonomik gelişme sağlayacak ve refahı artıracak, hem de iş yerlerinin gelişmek, büyümek için ihtiyaç duydukları ‘soft skills’ denen iletişim yeteneği, espri, stratejik planlama, rehberlik, diplomasi, çatışma çözümü, yenilikçilik gibi özelliklerin iş yaşamına akmasını sağlayacak. Eşitlikçi, kadınların haklarını kullandıkları, eşit birey olarak var oldukları toplumlarda kadına yönelik şiddet ve ilişkili suç oranlarının azaldığı biliniyor. Kadınların kararlara eşit katıldığı toplum düzenlerinde genel olarak refah artıyor, yoksulluk ve yoksunluk azalıyor. Tüm toplumun genel eğitim ve kültür düzeyi yükseliyor.”
“Dünyada 7,4 milyar insan var. Her 100 kadına karşılık 102 erkek yasıyor. Neredeyse yarı yarıya… Toplam iş hayatına katılımda ise her 61 erkeğe karşılık, 39 kadına rastlıyoruz. Kariyer piramidinde yükselen her basamakta kadınların oranı hep daha az. Dünyanın en büyük 200 şirketinin yönetim kurulunda 85 erkeğe karşılık, sadece 15 kadın görüyoruz. Bu birkaç veri dahi konunun yalnızca bir kadın mücadelesi olmadığını gösteriyor.
“Ayrımcılığın önlenmesi için iş dünyasına önemli görevler düşüyor. Erkekler ve kadınlar arasında bir uyum sağlamak, kadın rol modellerin sayısını mutlaka arttırmak, kız çocuklarını iş yaşamına, bilime ve spora çok erkenden alıştırmak, iş dünyasında ve toplumda yaşanan ayrımcılığı önlemek için yapılabilecekler arasında sıralanabilir.
İş dünyası, ayrımcı bir ifade olan “iş adamı” söylemini “İş İnsanı” olarak değiştirdi.
Kadın istihdamının artması için neler yapılabilir?
– Toplumsal cinsiyet eşitliği için mücadele eden kurum ve kuruluşların sayısı artmalı.
– Çalışan annelere yönelik ücretsiz kreş, doğum raporu izni, süt izni gibi yan haklar güçlendirilmeli.
– Evlilik ya da doğum sebebiyle isinden ayrılan ya da çalışma hayatına ara
veren kadınlara yönelik destek ve teşvikler arttırılmalı.
– Ebeveynlik sorumluklarının anne-baba arasında paylaştırılabilmesi için
çalışan babalara da yan haklar verilmeli.
– Anne ve baba çalışanlar için esnek çalışma uygulamaları hayata geçirilmeli.
– Yönetim kurullarında kadın sayısının artması için kota uygulanmalı.
– Kayıt dısı sektörde çalışan kadınlar güvenceli istihdama kavuşturulmalı
– Eşit işe eşit ücret bilinci yaygınlaştırılmalı.
– İşte ve sosyal yasamda yalnızca kadınlarda değil, öncelikle ve hızla, erkekler arasında farkındalık oluşturulmalı.
– Kadın girişimcilere sunulan destek ve teşvikler arttırılmalı
– Kadınlara yönelik mesleki eğitim kursları yaygınlaştırılarak güçlendirilmeli.
– Siyasi Partiler ve Seçim Yasaları değiştirilerek, kadınların yüzde 50 temsil
edilmesine yönelik düzenlemeler getirilmeli.
Toplumsal cinsiyet eşitliği sağlandığında Dünya daha yaşanır bir yer olacak; ekonomik refah yükselecek, gerginlikler, savaşlar azalacak, huzur artacak.
Kaynaklar: Peryön Popüler Yönetim Dergisi
Ekonomim e-gazete
Deniz ÖZKARA
BTS ESKİŞEHİR ŞUBE KADIN SEKRETERİ