AKP hükümeti göreve geldiği ilk günden beri özellikle emek alanına yönelik çok fazla müdahalelerde bulunduğu bilinen somut bir gerçektir. Demokrasiden ve hukukun üstünlüğünden bahsedilse de AKP’nin iktidar olduğu dönem de özellikle çalışanların hakları açısından ciddi hak gasplarına şahit olunmuştur.
İzmir Büyükşehir Belediyesi ile TCDD’nin %50-%50 paya sahip olduğu İZBAN ile DEMİRYOL-İŞ Sendikası arasındaki toplu iş sözleşmesinin uyuşmazlıkla sonuçlanması üzerine sendika tarafından greve gitme kararı alınmıştır Elbette ki sendikal mücadelede çalışanlar eğer hedefledikleri haklarını alamazlarsa greve çıkarlar. Ancak ülkemizde özellikle son yıllarda öyle kolay kolay greve gidilmez. Sendikalar grev kararı alır hükümet yetkisini kullanır ve grev süresiz ertelenir.
İZBAN Grevinde de bu sefer öyle olmadı. Sendikanın aldığı Grev kararı hiçbir engele takılmadan yürürlüğe girdi. Herkes biraz şaşırmıştı. Hatta İZBAN’da sendika üyesi olmayan çalışanların çalışması da mahkeme kararı ile durduruldu. Buraya kadar olanlara bakıldığında ülkemizdeki emek alanına özgürlüklerin geldiğini düşünebilirsiniz. Ve bir anda basında haklarını isteyen İZBAN çalışanları ile İzmir Büyükşehir Belediyesinin uzlaşmaz tavırları yüzünden İzmir halkının ulaşım çilesi çektiği haberleri yayıldı.
Oysa İZBAN’da aynı oranda pay sahibi olan TCDD’den hiç bahsedilmiyordu. Bilenlerin başından beridir bildikleri, bilmeyenlerinde kısa zamanda öğrendikleri gerçek ortaya çıkmıştı. Kutsal emek mücadelesi siyasete alet ediliyordu. 31 Mart yerel seçimleri öncesi hükümet bir türlü alamadığı İzmir’i Büyükşehir Belediyesi güya çalışanın hakkını vermiyor, halkı perişan ediyor algısı ile grev üzerinden seçimleri almayı hedefliyordu.
Ancak İzmir halkı bunu kısa zamanda gördü.
- TCDD İZBAN’ın %50 ortağıydı ve hep geri planda kalıyordu.
- Greve gidilmesi ülkemizin emek alanındaki özgürleşmesi değil, seçim öncesi belediye ile halkın karşı-karşıya getirilmek istendiği çok açıktı.
Oyun bozuldu, süreç bu oyunu kurgulayanların aleyhine işlemeye başlayınca da bildiğimiz ve beklediğimiz adım atıldı.
İZBAN işçilerinin sürdürdükleri grev Resmi Gazete’de Cumhurbaşkanının imzasıyla yayımlanan kararla yasaklanmıştır.
Ama emek mücadelesinin en doğal ve vazgeçilmez hakkı olan GREV siyasete alet edildi. Emek mücadelesinde kara bir leke olarak kalacak bu durumu, umarız İzmir halkı sandıkta yapanın yanına kar bırakmaz.