Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde raydan çıkarak devrilen ve 7’si çocuk 25 kişinin yaşamını yitirmesine neden olan tren katliamının üzerinden 3 yıl geçti.
Ancak aradan geçen 3 yıla rağmen adalet bir türlü yerini bulamadı.
Bizler ilk günden itibaren adaletin yerini bulması, gerçek sorumluların yargı önüne çıkarılması ve esas olarak bir daha bu tür faciaların yaşanmaması için mücadele ettik.
Gün geldi kaza alanında, gün geldi duruşma salonlarında, gün geldi alanlarda bu davanın peşini bırakmamak için mücadele ettik. Basın açıklamaları yaptık, raporlar hazırladık, suç duyurularında bulunduk. Faciada yaşamını yitirenlerin yakınları başta olmak üzere faciadan etkilenen yurttaşlar yan yana olmaya çaba gösterdik.
Bizler geçen 3 yıllık süre içerisinde adalettin bir an evvel sağlanması için yeterli çabanın gösterilmediğini açıkça söyleyebiliriz. Bu süreçte TCDD yönetimi ise asıl sorumluların açığa çıkması için adım atmak yerine suçluları korumuş, suçsuzları ise cezalandırmıştır.
Çorlu tren kazasının ardından geçen süre içerisinde sendikamız pek çok baskıya maruz kalmış, üye ve yöneticileri sürgün edilmiş, haklarında soruşturmalar açılmıştır.
Çorlu faciasının Bilirkişi Raporlarına yansıyan gerekli tedbirlerin alınmamasına dair tespitlerin halen alınmadığına dair endişeleri taşıyoruz. Son örneği Çorlu faciasını bize anımsatan 5 gün önce, 3 Temmuz 2021 tarihinde Ankara-Konya YHT hattının Sarayönü ilçesinde bulunan kesiminde menfezlerin taşması ve hattın kimi kesimlerinin çamur ve su birikintisi altında kaldığı demiryolu camiasında kazaya ramak kala olayı olarak değerlendirilen duruma ilişkin sendikamızca açıklama yapılmıştır.
Ulusal ve uluslararası standartlara, teknik şartnamelere uygun yapılmayan altyapı yapım işlerinde bilim ve teknik dışı imalatların, uygun olmayan/standart dışı malzemelerin kullanımı, imalatların kalitesiz, eksik yapılması nedeniyle yol personeli, makinist başta olmak üzere demiryolcular dahi artık yağan yağmurdan korkar hale gelmiştir.
Demiryollarında uzmanlık, liyakat ve bilgi isteyen atama kriterlerinin tamamen terk edildiği, TCDD ve TCDD Taşımacılık A.Ş. bünyesinde liyakatin değil yandaşlığın esas alındığı, kayırmacılığın ve iş barışının bozulduğu hemen hemen her açıklama ve görüşmelerimizde dile getirilmiştir.
Yapılan tüm yanlış uygulamalar kuruma büyük zararlar verse de demiryolları kazalarla anılır olsa da ne bir siyasi sorumlu ne de kurum yöneticisi sorumluluk sahibi olarak, ne istifa etmiş ne de yargı önüne çıkarılabilmişlerdir.
Görülen davalarda bir kaç alt düzey yönetici ile personel yargılanırken, Pamukova’dan Çorlu’ya “katliamdan farksız” tren kazalarının birinci derece müsebbibi olan liyakatsiz/her açıdan yetersiz, siyasi korumacılık zırhına sahip yöneticiler canlarını kaybeden ailelerin ve çalışanların gözünün içine baka baka “milletvekili ya da danışman” yapıldılar.
Demiryollarının 165 yıllık kurumsal işleyişini bir kenara atan TCDD yönetimi liyakat, kariyer, hizmet, başarı ve benzeri ölçüleri bir kenara bırakarak taraflı davranmakta özellikle siyasi kadrolaşmayla birlikte bilgi, birikim ve deneyim isteyen yerlere siyasi yandaşlık üzerinde uzman olmayan atamalar yapmaktadır.
Bizler BTS olarak; demiryollarında meydana gelmesinden büyük üzüntü duyduğumuz çoğu zaman mesai arkadaşlarımızın hayatını kaybettiği, kalıcı sakatlandığı ve birçok vatandaşımızın da aynı şekilde hayatını kaybettiği, mağdur olduğu, kurumumuzun maddi anlamda büyük zararlara uğradığı ve nihayetinde kamuoyun nezdinde kurumumuzun imajının zedelendiği bu tür kazaların sadece bilim ve teknik dışı imalat ve projeler bağlamında değil aynı zamanda liyakatsiz yöneticilerin işletmecilik zafiyetinin de etkili olduğunu biliyoruz.
Demiryollarındaki kazaların özelleştirme sürecinden, liyakatsiz atama ve personel yönetim politikasından azade olmadığı bir gerçektir.
TCDD ve TCDD Taşımacılık A.Ş. yönetiminin bu konularda sendikamızca dile getirilen, talep edilen hususları hassasiyetle ele alması gerektiğini hatırlatıyoruz. Bugüne kadar pek çok tren faciasına tanıklık eden bizler, bir daha bu tür faciaların yaşanmaması için var gücümüzle mücadele ediyoruz. Mücadele etmeye de devam edeceğiz.
Sendikamız dün olduğu gibi de yarın da gerçekleri söylemeye devam edecek, gerçeklerin açığa çıkması için mücadele edecektir.
Çorlu faciasının yıldönümünde yaşamını yitirenleri bir kez daha anıyoruz.
Merkez Yürütme Kurulu