İzmir Şubemiz tarafından Sürgün ve Baskılara karşı basın açıklaması ve oturma eyleminin 39.uncusu gerçekleştirildi.
Sendikamız İzmir Şube Başkanı Erdal AKYOL tarafından yapılan açıklamada; Yapılmak istenenin AKP usulü bir özeleştirme olduğu belirtilerek özelleştirme ile karın özelleştirileceği, zararın ise tıpkı geçilmeyen köprülerde, tünellerde, kullanılmayan yollarda olduğu gibi toplumsallaştırılacağı, İzmir Alsancak Gar önünde gerçekleştirilen basın açıklamasında TCDD’nin sermayeye peşkeş çekilmesine izin verilmeyeceği belirtildi.
Okunan basın açıklaması aşağıdadır.
Basına ve Kamuoyuna
Bu kurumun mallarının peşkeş çekilmesine izin vermedik vermeyeceğiz. Bu kurumun peşkeş çekilmesine karşı sesimizi yükselttiğimiz için, sendikal görevimizi yerine getirerek kurumdaki olumsuzlukları dile getirdiğimiz için kamuoyuyla paylaştığımız için çalıştığımız kuruma sahip çıktığımız için sürgün edildik. Ama Her hafta söyledik onlar gidecek biz kalacağız. İşte bu sürgünlerin birinci derece sorumlularından adeta yandaş sendikanın tetikçiliğini yapan Bölge Müdürü Ergün YURTÇU görevden alındı. Bu kurumda yapılan peşkeş çekmelere, yolsuzluklara karşı çıkabilen duyarlı değerli yöneticilerde var. Yaptığımız basın açıklamalarında ihbar niteliğinde olan birçok söylemde bulunduk. Bunu değerlendiren kurumumuz ilgili konular hakkında inceleme başlatmış ve 3. Bölge Müdürü Ergün YURTÇU ve bazı görevliler görevden alınmıştır.
Ülkemizdeki en önemli kamu kuruluşlarından bir tanesi olan Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD), iktidar tarafından sermayeye peşkeş çekilmek istenmektedir. Önce kurumları yıpratıp içini boşaltan, iş yapamaz hale getiren ve işlevsizmiş gibi göstererek özel sektöre muhtaçlık görüntüsü veren AKP iktidarı, bu özelleştirme sürecinde de aynı taktiği uygulamaktadır.
AKP döneminde neredeyse bilerek ve isteyerek TCDD’nin içinin boşaltıldığı ve zarara uğratıldığı bir dönem yaşanmıştır. Kurumun, 2018 yılı zararı 2 milyar 557 milyon TL, 2019 yılı zararı 2 milyar 546 milyon TL, 2020 yılı zararı ise 3 milyar 866 milyon TL’dir. 2021 yılında ise 3 milyar 259 milyon TL zarar beklediği önceki genel müdürler tarafından açıklamıştır
Ülkemizde yaşanan tren kazalarının temel nedeninin sermayenin kâr hırsı doğrultusunda kamu hizmetlerinin içinin boşaltılması ve bu alanların sermayenin insafına bırakılması olduğu açıktır. Dolayısıyla demiryollarının özelleştirilmesi halk düşmanı bir politika olup daha yıkıcı sonuçları zamanla ortaya çıkacaktır. Tren kazalarının ve ölümlerin temel sorumlusu, sermaye düzeni, onun temsilcisi iktidar ve onun yandaşlarıdır.
Demiryolları ülkenin kalkınması ve emekçilerin ulaşım hakkı açısından vazgeçilmezdir. Karayollarına milyonlarca lira akıtan, halktan toplanan deprem vergilerini dahi duble yollara aktaran AKP iktidarı, demiryollarını kendi kaderine teslim etmiştir. Amaçları, yağma ve talan uğruna ülke açısından çok önemli bir kamu hizmetini göz göre göre bir avuç para babasının kâr hırsına teslim etmektir.
Biz bunun benzeri bir tabloyu Telekom, TEKEL, PETKİM, MKE özelleştirmelerinde görmüştük. Telekom borç batağına atıldı, ülkemizdeki tütün ürünleri üretimi tamamen emperyalist tekellerin insafına geçti. Özelleştirilen TCDD’yi bekleyen tehlikeyi görmek için uzaklara bakmaya gerek bulunmuyor.
Biliyoruz ki, demiryolcuların özelleştirmeye karşı mücadelesinde kararlı ve direngen bir çizgide ilerlemesi ve mücadelenin kazanımla sonuçlanması için, tüm bileşenlerin hiçbir ayırım yapmadan bu mücadeleyi sahiplenerek emekçilerin yanında yer alması gerekmektedir. Biliyoruz ki biz demiryolcuları zorlu bir süreç bekliyor. Ama yine biliyoruz ki bedel ödenerek kazanılmış hakların ve mücadele şeklinin üzeri kararlılık, dayanışma ve umut ile örülecektir sağlamlaştırılacaktır. Gün emekçiler arasındaki tarihsel dayanışma gücümüzü gösterme günüdür. Demiryolcuların tüm bileşenlerin aktif desteğini alarak çıkacakları mücadelede kazanacakları zafer aslında tüm emekçilerin zaferi olacaktır.
Değerli dostlar evet bu yapılmak istenen özelleştirme, AKP usulü bir özelleştirmedir. Kar özelleştirilecek ama zarar halka yıkılacak toplumsallaştırılacaktır. Tıpkı geçilmeyen köprülerde, tünellerde, kullanılmayan yollarda olduğu gibi yolcu garantili trenler olacak, ya da yolcunun az olduğu hatlarda kamu hizmeti yapılmayarak yolcu trenleri kaldırılacaktır.
Bizler buradan bir kere daha ilan ediyoruz ki, baskılara sürgünlere liyakatsiz atamalara karşı, özelleştirmeye karşı sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. İşimize aşımıza çalıştığımız kuruma sahip çıkmaya devam edeceğiz. Hukuku, adaleti, barışı, laikliği, demokrasiyi kazanmak için sokak sokak, meydan meydan, işyeri işyeri kol kola, omuz omuza demokratik mücadele hakkımızı kullanacağız.
BASKILAR BİZİ YILDIRAMAZ!