Sendikamız İzmir Şubesi tarafından 53.haftasında İzmir Alsancak Gar önünde basın açıklaması ve oturma eylemi gerçekleştirildi.
Basın açıklamasında kamu çıkarlarını korumak adına her olayda olduğu gibi bu durumunda takipçisi olmaya devam edileceğine vurgu yapılırken, 2019 yılında Denizli Gar yol yenilenmesi hakkındaki usulsüzlük iddiaları hakkında sorulara yer vererek ilgililer tarafından cevaplanması istendi.
53.haftasında İzmir Şubemiz adına Şube Hukuk TİS ve İnsan Hakları Sekreteri tarafından okunan basın açıklaması aşağıdadır.
Basına ve Kamuoyuna
Bizler bugüne kadar; demiryollarının geliştirilmesi amacıyla; açıklamalar yapıp raporlar yayınladık, onlarca kişinin yaşamını yitirdiği, yüzlercesinin yaralandığı tren kazaları bir daha yaşanmasın diyerek bu kazaların gerçek nedenlerini açığa çıkarmaya çalıştık. Kurum taşınmazlarının haraç mezat satılmasına, yap işlet devret yöntemiyle yapılan işlere karşı çıkarak her türlü hukuksuzluğa karşı fiili ve meşru mücadelemizi verdik.
İşte bu nedenle Sendikamız BTS, gerek siyasi iktidar gerekse de TCDD ve Taşımacılık A.Ş. yöneticileri tarafından susturulması gereken bir kurum olarak görülmektedir. Ancak sonucu ne olursa olsun biz sendika olarak kamuoyunu aydınlatmaya, kamunun ve üyelerimizin çıkarlarını gözetmeye devam edeceğiz.
Bugün yoksul halkı açlığa sefalete mahkum eden, ekonomik bunalıma sürükleyerek bir girdabın ortasına iten fahiş oranlardaki zamlar iktidarın özelleştirme politikalarıyla direk ilgilidir. Elektrik üretiminin özel şirketlere devrinden sonra elektrik faturalarının yüzde yüzden fazla katlandığını, şeker fabrikalarının kapatılmasından ya da yabancı şirketlere devrinden sonra şeker fiyatlarının yüzde yüzün üzerinde katlandığını hatta marketlerde şeker dahi bulamadığımızı, su cenneti olan ülkemizde kaynak sularımızın özel şirketlere satılmasından sonra suyun fahiş fiyatlara satıldığını görmekteyiz. A’ dan Z’ye bu örnekleri çoğaltabiliriz.
Değerli İzmir halkı işte TCDD’nin özelleşmesi halinde de seyahat ettiğiniz yoksul halkın ulaşım aracı olan trene binmek de artık lüks olacak. Bilet fiyatları fahiş oranlarda artacak. Şu anda aynı zamanda kamu hizmeti gören trenler, maliyet gerekçe gösterilerek bir çok hatta seferden kaldırılacak. Aynı hataya düşmemek için, TCDD’nin patronların değil halkın malı olarak kalması için TCDD’nin özelleşmesine hep birlikte dur demek zorundayız.
Geçtiğimiz hafta 9 Aralık 2021 tarihli İzmir mavi Treni Balıkesir den hareket ettikten sonra koşum takımının kopması sonucu iki yolcu vagonu hareket halinde iken birbirinden koparak ayrılmıştır. Olay yine ucuz atlatılmıştır. Her defasında dile getiriyoruz. Yeterli denetim ve bakım yok. Çünkü yeterli personel yok. Malzeme yorgun. Her birimde her nöbette açık var. Bunları her zaman kamuoyu ile paylaşmaya devam edeceğiz.
Değerli dostlar; “Siz gideceksiniz biz kalacağız” dedik, demeye de devam ediyoruz. Birer birer dönüyoruz. Çünkü biliyoruz ki biz haklıyız, biz kazanıyoruz. Çünkü hakikat, tüm gerçekliğiyle ortadadır. Geçtiğimiz hafta yine güzel bir haber aldık. Van Kapıköy’e İran sınırına sürgüne gönderilen Basmane İşyeri Temsilcimiz Serdar ÜRUN için sendikamız tarafından açılan dava kazanılmıştır. Bu davaları kazanacağımızı bilerek bizleri sürgüne gönderdiler. Çünkü amaç baskı ve yıldırmaydı. Yapılmak istenen açık ve netti! Sendikamızın siyasi iktidarı ve kurumu rahatsız eden gerçekleri toplumla paylaşmasını sindiremeyenler sendikamızı sindirmeye çalıştı. Toplumun, kurumun sorunlarına çözüm üretemeyenler, eleştiriye ve muhalefete tahammül edemeyenler, ısrarla çözümü baskıda ve sindirme politikalarında aradılar. Ama kurum dışından atanan AKP’nin memurları şunu bilmiyorlardı. BTS tarihi mücadele tarihidir. Sürgünler baskılar haklı olan bizleri yıldıramaz. Nerde Haksız Hukuksuz Uygulama varsa karşılarında duracağız. Emeği ve Emekçiyi savunmaya devam edeceğiz.
Daha önce hukuk müşavirliğinde yapılan bir değişiklikle dışarıdan hizmet alımıyla 12 yandaş avukat alındığını ifade etmiştik. Bu avukatlara kurumun avukatlarının elindeki binlerce dosya devredildi. Kamulaştırma ve acele kamulaştırma yöntemiyle bu avukatlara aynı ödemeyi iki defa yapmak suretiyle m2 başına 5 ile 20 TL arasında değişen fiyatlar ile yüzbinlerce TL ödeme yapıldı. Bu miktarlar milyonları geçecekti. Oysaki TCDD’ye personel alımının iki yöntemi vardır. Birincisi KPSS, diğeri ise kurum içi görevde yükselme sınavlarıdır. Bu konuyu belki de TCDD nin en büyük yolsuzluğu olabileceğini ifade ederek kamuoyu ile paylaşmıştık. Sayıştay müfettişlerince konunun düzeltilmesi için TCDD’ye 6 ay süre tanındığından, TCDD bu fahiş oranlarda ödemelere sebep olan dosyaları tekrardan TCDD avukatlarına devretmeye başladı. Ancak bu yetmez. Hukuk Müşavirliği yönetmeliğinde yapılan değişikliğinde bir an önce iptal edilmesi gerekmektedir.
Daha dün çıkan bir haberde CHP İzmir Milletvekili Atilla SERTER 2019 yılında Denizli Gar yollarının yenilenmesi konusunda usulsüzlük olduğu yönünde soru önergesi vermiştir.
Aynı soruların cevabını biz de merak ediyor ve soruyoruz;
- Denizli Gar yollarının yenilenmesi işinde yapılması gereken 250 adet ray kaynağı yükleniciye neden yaptırılmamıştır?
- Bahsi geçen iş başka bir yükleniciye yaptırılmış mıdır?
- Fiyatı 809 TL olan kaynak başka firmaya kaç TL ye yaptırılmıştır? Bu işte kamu zararı ne kadardır?
- Denizli Gar yolları yenilenmesi işinde kamu ihale yasasına aykırı bir şekilde keşif artışı yapılmış mıdır?
- İhale kapsamında olmayan Denizli Gar 1. yolun betonlanması ve yıkama kanalı yapılması işi %20 iş artışı gösterilerek yapılmış mıdır?
- Denizli’de ihale edilen işin Söke’de başka bir ihale ile örtüştürülerek Kontrol Amiri tarafından yasaya aykırı olduğu halde kabul etmiş midir?
- Kamu zararı oluşmuş olan bu konuda herhangi bir soruşturma yapılmış mıdır? Soruşturma açılması düşünülmekte midir?
Tekraren ifade ediyoruz ki kamu çıkarlarını korumak adına her olayda olduğu gibi bu durumunda takipçisi olmaya devam edeceğiz.
Asgari ücretli, emekli, kamu emekçisi ve dar gelirli olan tüm kesimler günden güne hızla eriyen ücretleriyle, satın alma güçlerindeki ağır kayıplarla gündelik yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor. İşsizlik, geçim derdi ve düşük ücretler artık hayatların sönmesine, ailelerin dağılmasına, çocukların çalışmak zorunda kalmasına neden oluyor. Siyasi iktidar bu tabloya karşı gözlerini yummuş ve kulaklarını tıkamış şekilde, görmek istediği hülyaya, duymak istediği nidaya kendisini kaptırmış gidiyor.
Tüm kamu emekçilerine ve emeklilere çağrımız açık ve nettir. Biz bu gidişe dur demediğimiz sürece, sahici ve samimi bir şekilde yan yana gelip el ele vermediğimiz sürece, kapalı kapılar ardında rakamlarla oynadıkları gibi hayatlarımızla oynamaya devam edeceklerdir. Dolayısıyla sendikalı ya da sendikasız, tüm kamu emekçileri “artık yeter” demeli ve bu gidişe bir son vermelidir.
Değerli dostlar; laikliğin her geçen gün ekmek kadar su kadar önemli olduğunu acı tecrübelerle daha çok öğreniyoruz. Devlet yurtlarına yerleşemeyen öğrenciler, yüksek ev kiraları ve pahalı özel yurtlar nedeniyle büyük bir kriz yaşadı. Barınma sorunu da cemaat ve tarikatlara, öğrencilere ulaşmak ve örgütlenmek için fırsat oldu. Cemaat yurtları, çok sayıda istismar olayı ve kaza ile de gündeme geldi. Karaman’da Ensar Vakfı’na bağlı yurtta 45 çocuğun tecavüze uğraması ve Aladağ’daki cemaat yurdunda çıkan yangında 11 öğrencinin yaşamını yitirmesi yaşanan en acı örnekleri oluşturdu. Bir genç kafası kesilerek, yine bir genç aile baskısı ve iktidarın politikaları nedeniyle hayatını kaybetti. İktidar 20 yıldır yurt sorununu bilinçli olarak ve gençleri tam da cemaat yurtlarına yönlendirmek için çözmedi.
Bir devlet neden yeteri kadar yurt yapmaz, öğrencileri cemaat yurtlarına mahkûm eder? Çünkü iktidarın kendisi cemaat ve tarikatlardan oluşan bir yapıdır. Devletin görevi kindar ve dindar bir nesil yetiştirmek olamaz. Enes’in intiharı, sadece işin görünen kısmı. Tarikatlar iktidar ve din zırhıyla korunup hiçbir denetime tabi olmayan oluşumlardır.
Bir kez daha ifade ediyoruz ki kamu emekçileri olarak özelleştirmelere, sürgünlere baskılara teslim olmayacağız. İnsanca onurlu bir yaşam için, laik demokratik bir yaşam ve çalışma talebi için KARANLIĞA TESLİM OLMAYACAĞIZ.
Şube Yürütme Kurulu