Çorlu’da 2018’de meydana gelen ve 7’si çocuk 25 kişinin hayatını kaybettiği, 300’den fazla kişinin yaralandığı tren katliamı davasının 16’ncı duruşması (1 Eylül 2023) görüldü.
Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinin Sarılar köyü yakınlarında 8 Temmuz 2018’de meydana gelen ve 7’si çocuk 25 yurttaşın hayatını kaybettiği, 300’den fazla yurttaşın da yaralandığı tren kazasına ilişkin yargılamanın 16’inci duruşması Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesince görüldü.
Aileler, dava öncesinde Çorlu Santral’dan başlayarak “Adalet istiyoruz” yazılı pankartla ve “Gün gelecek, devran dönecek. Katiller halka hesap verecek” sloganlarıyla duruşmanın yapılacağı salona kadar yürüyüşün ardından aileler adına kazada oğlu Arda Sel ile eşi Hakan Sel’i kaybeden Mısra Öz, konuştu.
Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesince Halk Eğitim Merkezi Salonu’nda görülen 16. duruşmaya, tutuksuz sanıklar ile kazada ölenlerin yakınları ve yaralananlar ile tarafların avukatları katıldı.
Bir önceki duruşmada bilirkişi heyetinin ek raporu okunmuştu. Raporun sonuç kısmında asli kusurlulara yer verilerek şöyle denilmişti:
“Demiryolu altyapısı ve sanat yapılarında olağanüstü hava koşulları ile ilgili gerekli önlemleri (balast tutucu duvar dahil) almayan ve meteorolojik durum ile hava koşulları hakkında gerekli koordinasyonu sağlamayan; TCDD Genel Müdürlüğü AR-GE Birimi, Merkez ve 1’inci Bölge Demiryolu Emniyet ve Risk Yönetimi Müdürlükleri ve diğer ilgili müdürlüklerin asli kusurlu oldukları görüş ve kanaatine varılmıştır. Demiryolu altyapısı ve sanat yapılarını üstyapıda yapılan yenilemelere uygun hale getirmeyen; TCDD Genel Müdürlüğü’nün altyapı ve sanat yapılarını yenilemeden sorumlu Başkanlığı’nın asli kusurlu olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır. Mevcut durumda, demiryolu altyapısı ve üstyapısının, olası problemlere karşı her gün düzenli olarak kontrol edilmesi için sorumlu personel olan Yol ve Geçit Kontrol memurlarını yeterli sayıda istihdam etmeyen; TCDD Genel Müdürlüğü’nün Yol ve Geçit Kontrol Memuru istihdam etmekle sorumlu başkanlığının asli kusurlu olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.”
Savcılık, kazanın meydana gelmesinde hava durumunun takip edilmemesi, hava durumunun takip edilememesi nedeniyle olumsuz hava koşullarında demir yolu hattının özel olarak muayene edilememesi, menfezin ve çevresindeki hat kesiminin gerekli bakımlarının, temizliğinin, yabani otla mücadelesinin yapılmaması, kaza yeri menfezinin İstanbul istikametindeki büzün tıkalı olması nedeniyle büze gelen yağmur suyunun aradaki kanal vasıtasıyla kaza menfezine yönelmesi sebeplerinin etkili olduğunu değerlendirdi. Değerlendirmenin ardından savcılık, kazada sorumlulukları bulunduğunu anlaşılan TCDD 1’inci Bölge Müdürlüğü’ndeki 9 görevli hakkında da ‘Taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak’ ve ‘Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak’ suçlarından Çorlu 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde 3 yıldan 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açtı.
Duruşmada kazanın olduğu dönemde yol bakım şefliğinde görevli olan Gürel Yaprak, tanık olarak dinlendi.
Duruşmada, TCDD üst düzey yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulunulması ve olay yerinde yeni bilirkişi heyetinin inceleme yapmasını talep eden avukatların bu taleplerini reddeden mahkeme heyeti, dosyanın, esas hakkında mütalaanın hazırlanması için savcılığa gönderilmesine karar verip, duruşmayı 23 Kasım’a erteledi.