Sendikamızın üyesi olduğu Avrupa Taşımacılık Çalışanları Federasyonu (ETF) tarafından 9 Ekim 2013 tarihini Avrupa Demiryolu Çalışanları Eylem Günü olarak belirlenmiş olup ETF tarafından alınan kararla bugün de üye sendikalar tarafından ; “Bütüncül Demiryolu için Ayrıştırmaya ve Parçalamaya Hayır” ve “Nitelikli Kamu Taşımacılığı için Demiryolunun Liberalizasyonuna Hayır” teması ile çeşitli etkinlikler hayata geçirilmesi kararı alınmıştır.
Sendikamız tarafından da bugün (9 Ekim 2013 Çarşamba) saat 12.30’da TCDD Genel Müdürlüğü önünde bir basın açıklaması yapıldı. Yapılan açıklamada; ” Demiryolu Halkındır Satılamaz”, “Kamusal Hizmet, Kamusal Ulaşım”, “Yaşasın Sınıf Dayanışması”, Direne Direne Kazanacağız”, “Ranta, Talana, Tasfiyeye Hayır”,”Yaşasın KESK, Yaşasın BTS” sloganları atıldı.
Sendikamız Genel Başkanı Nazım KARAKURT tarafından okunan basın açıklaması aşağıdadır.
08.10.2013
Demiryollarında Ayrıştırmaya ve Parçalamaya Hayır!
Nitelikli Kamu Taşımacılığı için Demiryollarının özelleştirilmesine Hayır!
Sendikamız BTS Uluslar arası Taşımacılık Çalışanları Federasyonu (ITF) ve Avrupa Taşımacılık Çalışanları Federasyonu (ETF)’nun üyesi olup, birlikte uluslararası alanda da mücadelesini sürdürmektedir. Üyesi olduğumuz Avrupa Taşımacılık Çalışanları Federasyonu (ETF) tarafından 9 Ekim 2013 tarihini Avrupa Demiryolu Çalışanları Eylem Günü olarak belirlenmiş ve bu yıl; “Demiryollarında Ayrıştırmaya ve Parçalamaya Hayır” ve “Nitelikli Kamu Taşımacılığı için Demiryolunun Özelleştirilmesine Hayır” temasıyla etkinlikler yapma kararı almıştır.
AB üyesi ülkelerde demiryolu yolcu ve yük taşımacılığının ayrıştırılması ve özelleştirilmesi çaba ve çalışmaları bütün yoğunluğuyla sürmektedir. Avrupa’nın tamamını etkisi altına alan bu yönelimdeki amaç sermayeye pay aktarmaktan başka bir şey değildir.
Biz demiryolu çalışanları, özelleştirmenin, parçalanmanın ve iş kolumuzu özel sermayeye açmanın daha fazla iş yükü ve çalışma koşulları bakımından maliyet, ulaşımın niteliksizleşmesi ve trafik emniyetinin zafiyete uğrayacağını biliyoruz.
İş kolumuzun özel sermayeye açılması ve parçalanması sonucunda:
- Ulaşım hizmetleri niteliksizleşmeye,
- Tren trafiği emniyetinin zafiyete uğramasına,
- Ulaşımda kamu yararı değil kar esaslı işletmeye geçilmesine,
- Çalışan sayısında azalmaya,
- Aracı ve taşeron şirketlerin artmasına,
- Belirsiz ve güvencesiz iş oranının artmasına,
- Sözleşmeli çalışanların artmasına,
- İş yükü ve baskısının artmasına,
- Esnek çalışma saatlerinin, fazla mesainin artmasına yol açacak.
Bu durum iş güvencesi, iş güvenliği ve hizmetlerin niteliğini kaçınılmaz olarak olumsuz etkileyecek.
Bu özelleştirmeler sonucu karlı ve yoğun hatlar özel sektör tarafından işletilirken kar getirmeyen hat ve güzergahlar kendi kaderine terk edilecektir.
Bu özelleştirme çalışmalarına hazırlık olarak ayrıca altyapı yönetimi ve seyrüseferin bir arada değerlendirilip bütüncül hizmet sunulmasına son vermeyi dayatmak istenmektedir. TCDD için Nisan 2013 de çıkarılan “serbestleştirme” adı altındaki yasa böyle bir işlev taşımaktadır.
Dünyanın birçok ülkesinde hayata geçirilen demiryollarının özel sektörün hizmetine açılması hususunda ülkemizde de AKP iktidarı tarafından pek çok uygulama hayata geçirilirken Türkiye demiryolu ulaştırmasının özelleştirilmesi ilgili yasa tasarısı Meclis’ten kabul edilerek yasalaşmıştır.
Yasayla; demiryollarının serbestleştirilme adı altında demiryollarının sermayenin kullanımına açılması ve piyasalaştırılması, kamu hizmeti niteliğinin tasfiyesi ile vatandaşlarımızın yararına sürdürülmesi gereken faaliyetlerin piyasaya bırakılması amaçlanmaktadır.
Dünyada uygulanan neo- liberal politikaların demiryollarına yansıması; demiryolu trafik güvenliğinin zaafa uğratılarak kazaların artması, güvencesiz, esnek, kuralsız ve sendikasız bir iş yaşamı ile karşı karşıya kalmaktayız. Kayıt dışı sektörün özendirilmesi, işsizliğin artması, işçi ücretlerinin düşmesi, işçi sağlığı ve güvenliğinin maliyet olarak değerlendirilmesi, kâr etmenin ana hedef olarak görüldüğü, kamu hizmetinin ortadan kaldırılarak yurttaşların müşteri olarak görüldüğü, parası olanın ulaşım hakkından faydalanacağı bir süreci görerek yaşayacağız. Demiryolu Kanunu da neo liberal politikaların uygulamalarından doğan tüm olumsuzlukları içinde barındırmaktadır.
Şu anda tek elden TCDD tarafından yapılmakta olan demiryolu işletmeciliği bu düzenlemeden sonra birçok demiryolu altyapı işleticisi ve demiryolu işleticisi ile bu işleticilerin yaptığı işlerin hizmet alımı yöntemiyle alt işverenlere yani taşeronlara verilmesi suretiyle birbirinden kopuk işleticiler ve şirketler tarafından yerine getirilecektir. Bu işleyiş demiryollarımızda beraberinde kaosta getirecektir. Bu da demiryolu trafik emniyetinin tehlikeye atılması ve kazaların artması anlamına gelecektir.
Bütün bunlar göstermektedir ki yeniden yapılanma çalışmaları, TCDD’yi ya da demiryolu işletmeciliğini olumlu bir noktaya taşımamış, aksine başıboşluğa, kayırmacılığa, kötü kamu yönetimine, seyrü sefer emniyetini tehlikeye düşüren uygulamalara, iş güvenliğini azaltmaya yönelik bir işlev üstlenmiştir.
Bugün TCDD’nin İktisadi Devlet Teşekkülü olması nedeniyle kamusal bir hizmet vermekten vazgeçilmiş, tüm karar ve uygulamalar kar/zarar denkleminde değerlendirilmeye başlanmıştır.
Bizler dünyanın diğer ülkelerinde yaşanan yeniden yapılanma çalışmalarını ve uygulamalarını bilmekte ve görmekteyiz. Benzer sonuçların ülkemizde yaşanmasını istemiyoruz. Bundan hareketle,
Demiryollarının Yeniden Yapılandırılması kapsamında atılacak adımların ne ülkemize, ne de çalışanlara bir faydası olmayacaktır.
Bu kanunla ortaya çıkacak olumsuz uygulamalara karşı Sendikamız dün olduğu gibi bugün de yarında işimize ve işyerlerimize sahip çıkmaya ülke ve halkımızın çıkarlarına uygun ulaştırma politikalarının uygulanması mücadelesini vermeye devam edecektir.
Avrupa Taşımacılık Çalışanları Federasyonu bünyesinde örgütlü bulunan Avrupa demiryolu çalışanları sendikaları olarak:
- Demiryolu yolcu taşımacılığı hizmetlerinin özelleştirilmesi önerisini reddetmeye,
- Altyapı ve seyrüseferin ayrı ayrı değerlendirilmek suretiyle demiryolunun daha fazla parçalanmasını reddetmeye,
- Yurttaşların ve ülkelerin özel ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak kamu taşımacılığı hizmetlerinin en iyi şekilde örgütlenmesine;
- Demiryolu çalışanlarının gereksinimlerinin güvenlik, güvence, iyi işleyen ve nitelikli demiryolu hizmetinin ön koşulu olduğu için hak ve koşullarının her zaman korunmasını sağlamaya
- özelleştirme ve parçalama politikalardan bir an önce vazgeçmeye
- Demiryolu hizmetlerinin kamu hizmeti olduğunu hatırlamaya
çağırıyoruz.