İnsanlık tarihinin en acımasız, en kanlı ve kirli savaşı olan 2. Dünya Savaşı geride en az elli iki milyon ölü, milyonlarca engelli, yerle bir edilmiş kentler, yeri belirsiz gömülü halde tonlarca patlamamış mühimmat ile büyük bir acı ve gözyaşı bırakmıştır.
Üzerinden onlarca yıl geçmesine rağmen emperyalist güçler aynı amaçlar ve sermayenin sınırsız ve koşulsuz dolaşımı için kan dökmeye, işgale ve büyük bedeller ödenerek elde edilmiş temel hak ve özgürlükleri ayaklar altına almaya devam ediyor.
Barışın olmadığı, savaşların ve çatışmaların sürdüğü, katliamların yaşandığı dünyamızda eşitliğe, özgürlüğe, demokrasiye dair temel kazanımlar her gün biraz daha yok ediliyor.
Dün olduğu gibi bugün de savaşların ve çatışmaların ortaya çıkardığı bedeli, zenginler değil yoksullar, ezilenler, emekçiler ödüyor.
Ülkemizde ve dünyada barışa ve kardeşliğe karşı atılan kurşunlar, bombalar ve saldırılar karşısında barışı savunmak bizler için insani ve vicdani bir görevdir. En çokta barış mücadelesinin yaşadığımız Ortadoğu coğrafyasında ve ülkemizde yükseltilmesine ihtiyaç bulunmaktadır.
Özlemimiz; dili, dini, mezhebi, kimliği, kültürü, görüşü ne olursa olsun, üzerinde insanca yaşayacağımız bir coğrafyadır. Bu nedenle; emek mücadelesinde olduğu gibi barış ve demokrasi mücadelesini de kararlılıkla sürdüreceğimiz bilinmelidir.
Barış içinde kardeşçe yaşayacağımız günler umuduyla 1 Eylül Dünya Barış Gününü en içten dileklerimizle kutlarız.
Merkez Yürütme Kurulu