Demokrasiye, özgürlüğe, kardeşliğe, barışa ve eşitliğe yürüyüşümüz devam ediyor. Kamu emekçileri mücadele tarihinin yapı taşı, fiili meşru mücadelenin açık adresi konfederasyonumuz KESK bugün 18 Yaşını kutluyor. Emeğe karşı eşi görülmemiş saldırıların yaşandığı bir dönemde “Hak verilmez mücadeleyle alınır” ilkesini rehber edinen KESK’in kuruluş yıl dönümü tüm emekçilere kutlu olsun.
KESK’in tarihi elbette ki 18 yıldan ibaret değildir. KESK’in tarihi Türkiye’de demokratik hak ve özgürlükler mücadelesinin tarihi ile bütünleşerek iç içe geçmiştir. Encümen-i Muallim’den TÖS’e TÖB-DER’e, TÜM-DER’e, TÜS-DER’e ulaşan,12 Eylül karanlığını yırtanların tarihi KESK’in, KESK’lilerin tarihidir.
Bunun için; bugün kalplerimizde 18 yaşındaki bir gencin heyecanı kadar 100 yaşını devirmiş, kökleri toprağın derinliklerine inen ulu bir çınarın bilgeliğini taşıyoruz.
Bu ülkenin topraklarında yılmadan yorulmadan yoluna devam eden emekçilerin mücadele tarihinin KESK’in tarihi olduğunu asla unutmuyoruz.
18. yaşımızı kutladığımız bugün emekleriyle, ödedikleri bedellerle bu onurlu tarihi yazan arkadaşlarımızı saygıyla anıyoruz. Sendikal faaliyetlerimizi suçmuş gibi gösterenlerin hapishanelerinde tutuklu arkadaşlarımıza, bedenleri demir parmaklıklar ardında olsa da her an bizimle olan KESK’li tutuklulara selamlarımızı gönderiyoruz.
Bu ülkenin emeği ile geçinen tüm kesimlerinin önünde her zaman zorlu süreçler, çetin mücadeleler olduğunu en iyi bilenler KESK’lilerdir. Çünkü KESK güçlünün hukukuna karşı her zaman ezilen, dışlanan, ötekileştirenlerin yanında saf tutmuştur. Bu nedenle demokrasiye susamış bir halka baskı, zor ve şiddetten başka bir şey vaat etmeyenlerin öncelikli hedefleri arasında KESK’’in yer alması şaşırtıcı değildir. Ancak mücadeleci kimliği ile her türlü baskı ve sömürünün karşısında yer alan kamu emekçilerinin örgütü KESK önüne çıkarılan tüm engellemelere, baskılara, gözaltı ve tutuklama kuşatmasına inat, mücadele kararlılığıyla hep ayakta kalmıştır. Bundan sonra da dimdik ayakta kalacağından kimsenin şüphesi olmamalıdır.
KESK, kamu emekçilerinin tek gerçek mücadele örgütü olmaya devam edecektir.
Çünkü KESK, demokratik, laik, bilimsel ve anadilinde eğitim mücadelesinin adı, karanlığı güneşi ile aydınlatan EĞİTİM SEN’dir.
KESK, sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin sağlıkta dönüşüm ve güvencesizliğe karşı yükselen SES’idir.
KESK, Türkiye kamu emekçileri tarihine ilk toplu sözleşmeyi armağan eden, yerel yönetim emekçilerinin evrensel mücadele örgütü TÜM BEL SEN’dir.
KESK, vergi dairelerinde, adliyelerin koridorlarında, performansa ve angarya’ya karşı sürdürülen mücadelenin sigortası BES’tir.
KESK, kültüre, sanata düşman karanlıkların sahiplerine karşı mücadele eden emekçilerin Kültür ve Sanat elçisi KÜLTÜR SANAT SEN’dir.
KESK, “Madenler Halkındır Satılamaz, Elektriğe Dokunma Şalter Atar” diyenlerin enerji kaynağı ESM’dir.
KESK, yaşanabilir bir doğa mücadelesinin öncüsü, emekçilerin “geleceği gözetleme kulesi” TARIM ORKAM SEN’dir.
KESK, gelecek güzel günlerin haberini sırtındaki posta çuvalında taşıyan, çok kanallı yalana karşı kamu hizmeti yayıncılığı mücadelesinin öznesi HABER SEN’dir.
KESK, yolu özelleştirmeye karşı mücadeleden geçenler arasında köprü kuran YAPI YOL SEN’dir.
KESK, mücadelesini demir ağlarla ören, karanlığı yaran tren düdüğü ile her grevimizin ilk habercisi BTS’dir.
KESK, biz halkına, emekçisine zulmedenle değil haklı olanla, ezilenle aynı inancı paylaşıyoruz diyenlerin sendikası DİVES’tir.
KESK, bu ülkenin insanlarının, emekçilerinin insanca bir yaşam mücadelesinin adıdır.
Bugün baskıyla, zorla, kuşatma operasyonları ile KESK’i yıldıracaklarını, türlü türlü ayak oyunları ile bizi güçsüzleştireceklerini sananların hevesi kursağında kalacaktır. Çünkü KESK faşizme karşı demokrasi, emperyalizme karşı bağımsızlık, savaşa karşı barış, baskılara karşı özgürlük, ırkçılığa ve şovenizme karşı emeğin birliği ve halkların kardeşliği mücadelesini kararlılıkla sürdürecektir. KESK, “bizi ezen, bir kenara iten, emeğimizi görünmez kılan, bedenlerimizi metalaştıran erkek egemen sistemin çarklarına takılan çakıl taşı olacağız” diyen kadınların mücadelesinin en önemli özneleri arasında olmaya devam edecektir.
Emeğinin hakkını almak isteyen, demokratik ve özgür ülke isteyenlerin önündeki engeller artmaya devam ederken bugün bizim için sadece bir kutlama günü değil, mücadeleyi yükseltme günüdür.
Gün, haklılığın, onurun ve kararlılığın mücadelesi ile dolu tarihimize yeni sayfalar ekleme günüdür.
Gün, hak ve özgürlüklerimize yönelik olarak sürdürülen pervasız tüm saldırılara karşı, hazırlandığımız 19 Aralık grevi ile mücadelenin ateşini harladığımız gündür.
Gün, bizi kapı kulu olarak görenlere, baskılarla sindirmeye çalışanlara, grevli toplu sözleşme hakkımızı engelleyerek güvencesiz çalışma koşullarına, açlık sınırına yakın sefalet ücretlerine mahkûm etmek isteyenlere karşı mücadeleyi yükselteme günüdür.
Gün, 2,5 milyon kamu emekçisinin, 1,9 milyon emeklinin iradesine iktidarlarının gölgesinde büyüttükleri yandaş konfederasyonla birlikte ipotek altına alanların satış sözleşmelerine, emeğin adının olmadığı bütçelerine teslim olmayacağımızı haykırma günüdür.
Biz, bu ülkenin kamu emekçilerinin hak ettikleri, özlemini yaşadıkları bir ülkeye ve dünyaya er ya da geç kavuşacaklarına olan inancımızı koruduk. Bugün de inanıyoruz.
Çünkü bu ülkenin kamu emekçilerinin bir örgütü var, çünkü KESK VAR!
Emek, demokrasi ve barıştan yana olan herkesin yüreğinde, beyninde, bilincinde kendine yer açan KESK, mücadelesinden asla taviz vermeyecektir. Kısa çöp uzun çöpten hakkını alıncaya, eşit, özgür demokratik bir ülkede barış içinde bir yaşama kavuşuncaya kadar mücadelemiz sürecektir.
Bu düşünce ve duygularla tüm kamu emekçilerine sevgi ve saygılarımızı sunuyoruz.
KESK’in 18. Mücadele Yaşı tüm emekçilere kutlu olsun!
YAŞASIN EMEK VE DEMOKRASİ MÜCADELEMİZ!
YAŞASIN SENDİKAL MÜCADELEMİZ! YAŞASIN KESK!