2 Temmuz 1993’te, Sivas’ta, aydın ve sanatçıların kalmakta olduğu Madımak Oteli’nin kuşatılarak ateşe verilmesi sonucu yaşanan katliamın üzerinden tam 22 yıl geçti.
22 yıl önce Sivas’ta Madımak Otelinde 35 ilerici, aydın, yurtsever yakılarak katledilmişti.
Farklı dillere, inançlara ve farklı kültürlere tahammül göstermeyen, ırkçılık ve gericilikten beslenen sistemin, gerici güçleri kışkırtarak yarattığı bir “insanlık suçu” olarak tarihteki yerini alan katliamın ardındaki gerçekler hala ortaya çıkarılmadı.
Failleri zaman aşımı kararıyla devlet eliyle kurtarıldı, ülkeyi faşizmin karanlığıyla kuşatanlar ve Sivas’ta olduğu gibi birçok katliamın bizatihi sorumluları olanlar makam ve paye verilerek ödüllendirildi.
Bugün Madımak’ta 22 yıl önce 35 canımızı diri diri yakan katiller ve bu katilleri emri verenler elini kolunu sallayarak aramızda dolaşmaktadır.
12 Eylül’ün mezhepçi ve otoriter anlayışı bu mirası AKP iktidarı eliyle daha da karanlığa doğru pekiştirmektedir. AKP hükümetlerinin uyguladığı politikalar ülkemizde ve ortadoğu’da etnik ve mezhepçi bir temelde ayrımcılığı körüklemektedir.
IŞİD adı verilen insanlık dışı çete Ortadoğu’da kendi ilkel anlayışı dışında kalan herkesi katletmeye devam ediyor.
Hıristiyanları, Şiileri, Ezidileri, farklı inanç gruplarını, kendi köktendinci ideolojisini paylaşmayan Türkmenleri, Arapları, Kürtleri, Ermenileri katletmeyi meşru gören bu anlayış son olarak Kobanê’de 230’un üzerinde insanı katletti. Bu saldırıyla eşzamanlı olarak Kuveyt ve Tunus’ta da insanlığı kana buladı.
Acısını yürekten paylaştığımız Kobanê halkı bu ilkel, barbar örgüte karşı direnmeye devam ediyor. Ancak bu ilkel ve barbar örgütü defetmenin yolu bir an evvel IŞİD ve benzeri karanlık odakları koruyan kollayan bir hükümet anlayışı yerine, sadece içeride değil uluslararası alanda da hiçbir inandırıcılığı kalmayan söylemler yerine IŞİD çetesine karşı inandırıcı, tatmin edici önlemler almaktır.
Unutulmasın ki insanlık, kendisine karşı işlenmiş suçları asla unutmamıştır ve unutmayacaktır.
Tarihi katliamlarla dolu; sömürü, baskı ve otoriterlikten beslenen bu düzenin halkları karşı karşıya getiren zihniyetiyle hesaplaşmak bugün önümüzde durmaktadır.
Bizler, Sivas katliamında yaşamını yitirenleri saygıyla anarken, ülkemizi ve Ortadoğu’yu karanlığa ve gericiliğe teslim edecek politikalara karşı mücadelemizi sürdüreceğiz.