Ulş.Den. ve Hab Bakanlığı 2017-2021 Stratejik Planı kapsamında Stratejik Plan ve Yönlendirme Kurulu tarafından bugün (6 Nisan 2016 Çarşamba) Sektör Grup Toplantı düzenlendi. Demiryolu Düzenleme Kurulunun koordinatörlüğünde düzenlenen ve pek çok kurumun katıldığı toplantıya Sendikamız tarafından da katılım sağlandı. Toplantıya sendikamızı temsilen katılan Genel Sekreterimiz İshak KOCABIYIK tarafından sendikamız görüş ve değerlendirmeleri paylaşıldı.
Hazırlanan slayt sunumuyla demiryollarına ilişkin çeşitli verileri paylaştığımız toplantıda özetle aşağıdaki değerlendirmeler yapılmıştır.
Ülkemiz, son yıllarda ulaşıma ilişkin mali açıdan çok büyük projeleri yürürlüğe sokmuştur. Bu projelerin ulaşımı etkilemesinin yanı sıra, kent yaşamı, ekonomik ilişkiler, toplumsal ilişkiler vb değiştirmesi beklenen bir sonuçtur. Ülkenin bütününü etkisi altına alacak olan bu projelerin ulaştırma ana planının olmadığı bir dönemde gerçekleştirilmeye çalışılması bu projelerin açıklanan sonuçlarını değiştirecek bir özelliktir.
Dolayısıyla ülkenin bütün bir ulaşım politikasını belirleyecek olan ve hedefler ile bir perspektif sunacak olan ulaştırma ana planın olmaması başlı başına bir sorundur. Dolayısıyla en başta gelen sıkıntı Marmaray, 3. Havaalanı, İstanbul boğazına 3. Köprü, hızlı tren projeleri gibi yatırımların birbiriyle ve ülke gerçekleriyle ilişkilendirilmeden yapılmaya çalışılmasıdır. Üstelik bu projeler temel atımında açıklanan bitirilme yıllarını kat be kat katlamışlardır.Bu süreçte yaşanan can kayıplı kazalar ise nerdeyse unutulmaya yüz tutmuştur.
Aslında Türkiye’nin “büyük” projelerden daha çok, mevcut ulaşım modlarını iyileştirici, rehabilite edici yönelime ihtiyacı vardır.
Demiryolu işletmeciliği ve taşımacılığı açısından değerlendirirsek:
-Yıllara göre işletilen tren sayısı düşmüştür.
-Seferden kaldırılan tren sayıları çok fazladır.
-Taşınan yolcu sayısında düşüş vardır.
-Personel sayısında düşüş vardır.
-Konvansiyonel hatlarda çalışan gerek yolcu, gerekse de yük trenlerinin ortalama hızı çok düşüktür.
-80’li yıllarda yolcu ve yük taşımasına açık olan istasyon/gar sayısı 800 civarında iken bugün 250 civarına düşmüştür,
-Yol yenileme adı altında sürdürülen çalışmalar, fiili yol/hat kapatmaya dönüşmüştür.
-Yüksek hızlı tren hattı diye adlandırılan hatlar esasında “hızlı tren” hattı statüsündedir.
-Bu hatlarda çalışan trenlerin hızları düşük, kimi bölgelerde konvansiyonel hat üzerinden çalışmaktadır.
-Marmaray bir türlü tamamlanamamış ve ulusal şebekeye entegre olamamıştır. Bu durum hem konvansiyonel hem hızlı tren işletmeciliğini olumsuz etkilemekte, aynı zamanda şehiriçi ulaşımında handikap yaratmaktadır.
-“Yeniden yapılanma/serbestleştirme” adı altında yürütülen çalışmaların sonucunun ne olacağı konusunda net bir bilginin olmaması, çalışanlarda huzursuzluğa yol açmaktadır.
-Bu konuda gerekli mevzuatı, yönetmeliği hazırlamakla görevli olan Demiryolu Düzenleme Genel Müdürlüğü bu hazırlıkları yaparken, yürüttüğü çalışmalarda demiryolu işletmeciliğine uzak değerlendirmeler ve saptamalarda bulunmaktadır. Bu durum tren trafiği ve çalışanlar açısından ileride büyük sıkıntılara yol açabilecektir.
Bu saydığımız olumsuzlukları gidermek ve stratejik planda yer almasını istediğimiz, değerlendirilmesini istediğimiz hususlar ise şöyledir:
-Bütün demiryolu hattı rehabilite edilerek konvansiyonel tren işletmeciliğine ve 160 km/saat hıza uygun hale getirilmelidir.
-Çeken ve çekilen araçlar, yenilenerek bu hıza uygun hale getirilmelidir.
-Hat yoğunluğu dikkate alınarak, bütün hatların sinyalizasyonu hedeflenmelidir.
-Seferden kaldırılan trenler bir an önce tekrar sefere konmalıdır.
-Taşımaya kapatılan hatlar ve istasyonlar taşımaya açılmalıdır.
-Marmaray bir an önce tamamlanarak Gebze-Halkalı hattı olarak işletmeye alınmalıdır.
-Bu çerçevede Haydarpaşa Gar işlevini eski yapısıyla devam ettirerek İstanbulun Anadolu kapısı ve Anadolu trenlerinin işlediği gar olarak devam etmelidir.
-Aynı şekilde Sirkeci Garı bir an önce Trakya ve Avrupa trenlerine kavuşmalıdır.
-Hızlı tren hattı yapımı için gerçek anlamda işletmecilik kriterleri oluşturulmalıdır. Siyasi mülahazalarla çok büyük yatırımlara girişilmemelidir.
-Yeniden yapılanma adı altında sürdürülen özelleştirme çalışmalarına son verilmelidir.
-Personel sayısı bütün ünvanlarda yeterli hale getirilmeli, eksikler tamamlanmalıdır.
-Taşeron çalıştırma son bulmalıdır.