DHMİ Tokat Havalimanında yaşananlarla ilgili olarak basında yer alan haber aşağıdadır.
Bir Yolsuzluk Tokat’ta Nasıl Zulme Dönüştü?
Bugün Tokat’ta bir bürokratın gerçekleştirdiği seri yolsuzluğu yazacağım…
Ama yolsuzluktan çok… Sonrasında gerçekleşen zulüm sarmalına dikkat çekeceğim…
Yine birlikte çeşitli sorular soracak… Bir sonuca varmaya çalışacak ve nasip olur, yazıyı hedefe ulaştırabilirsek, bir de bedel isteyeceğiz…
Tokat Havalimanına, 2015 yılı sonu aralık ayında yapılan yeni müdür atamasını…“6 yılda 8 müdür değişimi”şeklinde verilen haberlerle duymuş… ilk 7 değişim gibi rutin, sıradan bir değişim olarak algılamıştık…
Değilmiş…
Eski müdür Leven Aydoğan’ın adı, Tokat Havalimanında bir seri yolsuzluğa karıştığı için yaşanmış bu değişim…
Karışmış dememe bakmayın… Ulaştığım ve şu an elimdeki belgelere göre, bu yolsuzluklar devletin raporlarına kadar da girmiş…
Nasıl bir ustalıkla gizlendiyse artık… ne yazık ki biz Tokat halkının bu seri yolsuzluktan haberi dahi olmamış…
Hatta haber özellikle“6 yılda 8 müdür değişimi”şeklinde servis edilerek, sanki algılarımıza, bunun gayet normal, sıradan bir görev değişimi olduğu izlenimi nakşedilmiş…
Bu başı yolsuzluk… Devamı ise zulüm olan olaylar silsilesi Tokatlı bir vatandaşın BİMER’e Müdür Aydoğan’ın yolsuzlukları hakkında ihbarda bulunması ile başlıyor…
Bunun üzerine devlet harekete geçiyor… Ve Tokat’a arka-arkaya 3 müfettiş geliyor…
Birinci müfettiş yolsuzlukları araştırmak için geliyor…
Araştırıyor…
Yolsuzlukları tek-tek tespit edip, DHMİ Genel Müdürlüğüne Haziran 2015’de rapor ediyor…
Neleri tespit ettiği, bunu nasıl rapor ettiğini uzun-uzun yazmayacağım… Ama o rapor önümde ve detaylara bakınca yolsuzluğun birden fazla olduğu ilk göze çarpanlardan…
Müfettiş bey, raporunda, sadece yapılan yolsuzlukları ortaya koymuyor… müdür Aydoğan ve suç ortağı diğer 7 memuru bu suçlarda ortak hareket edenler olarak tespit ediyor…
Ama yolsuzluklar belgelendiği halde… Ne hikmetse müdür ve suç ortakları hakkında bir ceza davası açılmıyor…
Ardından 2. Müfettiş geliyor…
2. müfettiş de personelin “mobbing” şikayeti üzerine, görevlendiriliyor…
Çünkü, Tokat Havaalanı Müdürü Levent Aydoğan’ın yolsuzlukları resmi raporlarla ispatlanmasına rağmen, hangi güç koruyorsa artık… hala göreve devam ediyor…
Ve o müdür… müfettişe bilgileri verenlerin havalimanı memur ve işçileri olduğunu düşünerek, şüphelendiği isimler üzerine ağır bir baskı kuruyor…
Çalışanların bu ağır baskı altında, adeta bizi kurtarın çığlıklarına cevaben gelen ikinci müfettişin, araştırmasından bir iz yok…
Hatta anladığımız kadarıyla bu müfettişin ya kendi… Ya da yazdıysa raporları pasifize edilerek, gerekli yerlere ulaşması önlenmiş…
Neden bu kanıya vardınız sorusunu, 3. Müfettişte anlayacağız…
Ve nihayet kim çağırdıysa 3. Müfettiş geliyor…
Görev tanımlamasını da tam olarak bilemiyoruz, ama bir görevi olduğu ve birileri tarafından görevlendirildiği kesin…
Bu son müfettişin gelmesinin ardından, Tokat havaalanında yaşanan yolsuzluklara da cezalar yağmaya başlıyor….
Ama cezalar… Yolsuzluk yapan müdür ve onun 7 kişilik suç ortaklarına değil…
Aksine bu yolsuzluğun ortaya çıkmasını sağlayan işçi ve memurlara kesiliyor…
Ve bazı işçiler işten atılırken, bazı memurlarda, Bingöl, Kars, Erzurum gibi yerlere çil yavrusu gibi sürgüne gönderiliyor…
Değil mi ama…
Nasıl bir memleketse artık… Devletini dolandıran… Soyan bürokrat ve suç ortakları korunurken… Bu soygunun ortaya çıkması sağlayanlar cezalandırılıyor…
Neyse… Bu 3. Müfettiş gerçekten garip… Ona da bilahare yazının ilerleyen yerlerinde kısa dönüşler yapacağız…
İşten atılanlar bir anda neye uğradığını şaşırıyor.
Öyle ya… bir yolsuzluğu ihbar edip, devleti ve milleti soygundan kurtarmak için çıktıkları yolda, doğru bir iş yaptıklarına öylesine inanırken başlarına gelenler… Cezalandırılmaları karşısında çaresiz kalıyorlar…
Dertlerini anlatacak başka bir yetkili ararken akıllarına, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Tokat İl Başkanı Metin Polat’a müracaat etmek geliyor…
o garip kalan, naçar kalan işçiler… partisinin isminde adalet olan, o hükümetin Tokat temsilcisine gidiyorlar…
Dertlerini anlatıp…“Bizi işten attılar, oysa biz memleketimizin, devletimizin çıkarlarını koruyorduk. Yerimize işçi alacaklar. Lütfen yardım edin. Yerimize işçi alınmadan bizim işlerimize iade edilmemizi sağlayın. Biz kötü bir şey yapmadık. Zor durumdayız.”Şeklinde hallerini arz ediyorlar…
O Metin Polat’ta…“Kimse merak etmesin… Bizim bilgimiz olmadan Tokat’ta hiçbir yere işçi alımı yapılamaz”diyor…
Doğru da diyor… Biliyoruz ki, Ak parti yönetiminin bilgisi olmadan Tokat’ta hiçbir kamu kurumu işçi ve memuru yerinden kıpırdatılamaz…
Bu da çok abes değil… Adamlar hükümet… Kimin işe alınacağı… Kimin çıkarılacağına, onlar değil de CHP’li siyasiler mi karar verecek?
İşçilerde, Metin beyin bu güven veren sözleri üzerine sevinerek makamından ayrılıyor…
Ama heyhat…
Bir süre sonra bu işçilerin yerine yeni işçiler göreve başlıyor…
Anlıyoruz ki, Ak Parti Tokat İl Başkanı Metin Polat, devleti ve memleketi soyanların görevine devam ederken, bunu önlemeye çalışanların bir kısmının işten atılması… Diğer bir kısmının sürülmesi olayından haberdarmış….
“Tokat’ta temsil ettiği makam ve icra ettiği veya Etmesi gereken görev açısından… bu haksızlığa, bu çarpıklığa seyirci kalmaması… Bu zulüm ve adaletsizliğe engel olması gereken… Gerçek suçluların cezalandırılmasını… Bu durumu ortaya çıkmasını sağlayanların da ödüllendirilemiyorsa bari… en azından ekmekleri ile oynatmaması gereken isim, Metin Polat… Bu zulme, bu devlet soygununa seyirci kalmışsa, bir anlamda suçun da ortağı sayılmaz mı?”diye sormadan edemiyor insan…
3. müfettiş var ya…
Ne için geldiğini anlamadığımız… Adeta havaalanı çalışanlarının“bize zulüm ediliyor, yardım edin”çağrıları üzerine gelen 2. Müfettişi pasifize eder gibi… Suçlular yerine, adeta suçun ortaya çıkmasını sağlayanların cezalandırılmasının yolunu açan müfettiş…
İşte bu noktada da, “O… son Müfettişin gelmesinin ardında siyasi bir irade mi vardı?” diye düşünüyor insan…
Çünkü mobing olayını araştırmak için gelen 2. Müfettişten de… Raporundan da bir daha haber alınamamış…
Yerine birileri 3. Müfettişi getirmiş ve ondan sonra da, suçlular yerine suçu ortaya çıkaranların doğrandığı bir süreç başlamış…
Bu şüpheme neden olan şeyse bir fotoğraf…
Önümdeki o fotoğrafta… Bu 3. Müfettişle birlikte Tokat valisi ve iki üst düzey Tokatlı siyasetçi aynı karedeler… Ama sadece bu da değil… müfettişin araştırmasının hedeflerinden biri olan havaalanı müdürü de yine o karenin içinde…
3’ü değil… 5’i bir arada…
Siz de önünüzde böyle bir yolsuzluk raporu… Ardından yolsuzluğu yapanların yerinde tutulurken, ortaya çıkaranların cezalandırıldığı bir durum… ve yine önünüzde böyle çarpık bir fotoğraf olsa… “Bu 3. Müfettiş Tokatlı siyasetçilerin… Düzeni bozanları doğramak için getirttikleri bir tetikçi olabilir” diye düşünmez misiniz?
Düşünmek hala suç değilken üstelik…
Ki sonuçta aynen düşündüğümüz gibi bir doğrama da gerçekleşmişken…
Çok yakın zamanda biz sevgili Metin Polat’ı kameralar karşısına çıkıp… 70 yaşındaki bir kadın sanatçıya… Cumhurbaşkanı Erdoğan’a saygısızlık etti iddiası ile… adeta diz çöktürmeyezorlar gibi,“özür dile”diyerek kükrerken görmüştük…
Ülkenin en kudretli adamını, 70 yaşındaki yaşlı bir kadından korumaya çalışan Metin Polat…
“Sen gerçekten hak, hukuk koruyan adaletli, ilkeli, dürüst bir siyasetçi olsan… 70 yaşındaki kadına haddini bildirmeye kalkmadan Önce, senden aman dileyen… Medet uman bu mağdur ve çaresiz işçileri koruman altına alır… Sonra sorumluluk alanında devleti ve memleketini soyan bir bürokratın cezalandırılmasını sağlardın”şeklinde bir tespitte bulunsak, yanlış bir tespit mi olur acaba?
Madem görevinin hakkını verip… mazlum ve mağduru koruyamıyorsun… Hatta soyguncular korunurken, mağdur ve mazlumların cezalandırılmasına seyirci kalmaktan çok, buna siyaseten olanak sağlayan bir şüphenin hedefindesin…
Öyle ise ne bekliyorsun…
Ya çıkıp,“yok böyle bir yolsuzluk olmadı… Böyle bir mağduriyet yaşanmadı… Bu müfettişlerden haberim yoktu… bunların hepsi yalan”diyerek beni yalanla…
Yada istifa et…
70 yaşındaki sanatçı, Cumhurbaşkanına saygısızlık etti diye dava açmaya hazırlanan sensin…
“Peki bu kadar dürüst… Bu kadar korumacı… Bu kadar haksızlığa karşı ayaklanan bir siyasetçisin madem… Devletini soyana neden dava açmadın?”diye sormayayım mı şimdi?
Senin o müdürün yaptıklarından dolayı ceza alması için açmadığın davayı… Tokatlı başka bir vatandaş açtı değil mi?
Açtı… Maalesef sen dururken sıradan bir vatandaş açtı o davayı…
Soruyorum sayın Metin Polat;
Yaşlı bir kadının, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fotoğraflarının üstünü kapatması mı daha çirkin?… Yoksa devletini soyan bir bürokratın yaptıkları mı?
Ve dahi o bürokratın yaptığı yolsuzluklar belgelenmesine rağmen korunması mı daha çirkin…?
Evet… Siyasetine zarar verdiğini düşündüğün en küçük bir şeyde, “özür dile” diye bağırıyordun ya…
Seni örnek alarak… ben sana diyorum sayın Polat…;
Tokat halkından özür dile… Ardından da istifa et…
Şimdi gelelim yolsuzluğu ispatlanan müdür ve suç ortaklarının akıbetine…
Müdür Ankara Esenboğa havalimanına Nöbetçi Müdür olarak atandı…
Tokat Havaalanı gibi mağduriyet bölgesinden… Ankara Esenboğa gibi uluslar arası bir havalimanına…
Ödüllendirilir gibi değil mi?
Durun acele etmeyin… Diğer detayları okuyunca“bu resmen ödül diyeceksiniz”belki de…
Müdür zaten Tokat’ta kaldığı sürece ailesini getirmemiş… Yasak olduğu halde havaalanında bir odayı kendine tahsis ettirmiş… Orada yatıp-kalkmış…
Bunlar kesin…
Hatta müdürün… ütülerini de sekreterine yaptırdığı şeklindeki iddiları,bir havacılık haber sitesinde yer almış…
Peki bu müdürün Tokat’a getirmediği ailesi nerede yaşıyordu dersiniz?
Evet aynen düşündüğünüz gibi…
Ankara’da…
“Müdürümüz ceza yerine ödüllendirildi ve ailesinin yanına… Çok daha büyük bir havalimanına müdür yapıldı…”diye düşünüyorsunuz ya… Bende sonuna kadar size katılıyorum…
Buna karşılık yolsuzluğun ortaya çıkmasını sağlayan işçi ve memurlar nasıl ödüllendirilmişti?
İşçiler işten atılarak… Memurlar ise, biri Bingöl, biri Kars, biri Erzurum’a sürülerek…
Ya müdürün, resmi devlet raporlarına geçen 7 suç ortağı nerelere sürüldü dersiniz?
Hiçbir yere…
Onlar hala Tokat’talar… Hala görevlerinin başındalar…
Anlaşılıyor ki, bütün bunlar Metin Polat’ın bilgisi dahilinde ve gözlerinin önünde cereyan etmiş…
Bu gerçeklerden bakınca,“böyle bir duruma bir il başkanı neden seyirci kalır?”sorusu geliyor akıllara…
Bu sorudan yürüyünce de doğal olarak,“Acaba Tokat’taki bu yolsuzluklar hükümet kanadı siyasetçilerinin bilgisi dahilinde mi yapılıyor?… Bu sadece havalimanı ile sınırlı olmayan, diğer kurumlarda da olan bir yolsuzluk silsilesi mi?… Böyle bir yolsuzluk havuzu mu var?… Bu yolsuzluk havuzundan bir paylaşım mı söz konusu?… Yada bu havuzla partinin ildeki harcamaları mı finanse mi ediliyor.”Şeklindeki yeni soru ve yeni şüpheler aklımızın sınırlarını zorlamaya başlıyor…
Özellikle de yolsuzlukları ortaya çıkaranların çil yavrusu gibi dağıtılıp… Yolsuzluğu yapan ve nasıl yapıldığını bilenlerin Tokat’taki görevlerinin başında bırakılmaları gerçeği üzerinden düşününce… Bu tür soru işaretlerine ulaşmak adeta kaçınılmaz oluyor…
Bütün bunların ışığında, İl Başkanı Polat’ın Tokat halkından özür… Ve ardından görevini bırakmasını… Yine Tokat halkı adına ısrarla istiyorum…
Son olarak Ak parti’nin Tokat Milletvekillerine seslenmek istiyorum…
Sayın vekillerimiz;
Gördüğünüz gibi ortada bir yolsuzluk… Yolsuzluktan daha berbatı… çirkin bir zulüm var…
Bu yazıyı okuduğunuzdan… En azından haberdar olduğunuzdan eminim…
Ki haberdar olmazsanız o da başlı başına ayrı bir sorun…
Okuduğunuz bu olayları lütfen bir araştırıp gerçekleri öğrenin…
Ve ardından o ekmeğinden edilen insanların mağduriyetlerini giderin…
Bu sizin bu halka ve bu topraklara bir göreviniz…
Bu inancımızın, adalet anlayışımızın… Ahlakımızın da bir gereğidir…
Lütfen….
Artık birilerinin Tokat halkının sesini duyduğunu… Siyasetin dışında… vicdan, merhamet ve adalet duygularının da olduğunu bilmek istiyoruz…
Lütfen…
Haber http://www.erbaadan.com/bir-yolsuzluk-tokat-ta-nasil-zulme-donustu-makale,3398.html sitesinden alınmıştır.