21.06.2016
BASINA VE KAMUOYUNA
Ülkemiz emekçileri olarak, her anlamda çok zor günlerden geçiyoruz. Bir yanda, sınırlarımızın dışında süren, bir yandan sınırlarımızın içinde ki savaşın finansmanı biz emekçilerin üzerine yüklenirken, diğer yandan kazanılmış haklarımız birer birer elimizden alınmaya devam ediyor.
Daha önce ülkemizde ki yüzlerce kamu hizmetinin özelleştirme adı altında özel sektöre peşkeş çekilmesinin ardından sıra şimdi TCDD ye gelmiştir. Bu gün karşı karşıya kaldığımız durum, 1995 yılından beri sürdürülen çalışmaların sonucudur. İlk çalışmayı yapan Booz Allen&Hamilton firmasının raporunda ne yazıyorsa aynısı, adım adım gerçekleştirilmektedir. Yani, söylendiği-dillendirildiği gibi bu yapılanma bize özgü “yerli ve milli” bir yapılanma değil, doğrudan bir özelleştirmedir. Sendikamız, bu tarihten beri, gerek günlerce raylarda yürüyerek, gerekse istasyon istasyon işyerlerine giderek çalışanlarımızı bu konuda uyarmak ve özelleştirmeye karşı birlikte mücadeleyi yükseltmek amacıyla bir sürü çalışma yapmış, üretimden gelen gücümüzü kullanmakta dahil olmak üzere, her türlü eylemi gerçekleştirmiştir. Ancak, 14 yıllık AKP hükümeti gerek siyasal gücünün ve sayısal üstünlüğünün, gerekse yandaş sendikanın çalışanları bölen – korkutan çalışmaları nedeniyle TCDD nin özelleştirilmesinin önünü açan yasayı çıkarmış ve bu gün itibarıyla hayata geçirmeye başlamıştır. Şu çok iyi bilinmelidir ki, sendikaların görevi, özelleştirmeyi-özelleştirme uygulamalarını desteklemek değil, kamu hizmetinin daha nitelikli verilmesini ve çalışanların insanca yaşam ve çalışma koşullarına sahip olması için mücadele etmektir. Çalışanları korkutarak-belirsizlik yaratarak, iş güvencesi başta olmak üzere haklarının ellerinden alınmasına seyirci kalmak sendikacılık değil yandaşlıktır.
Diğer yandan TCDD yönetimi, bugüne kadar komisyonlar vasıtasıyla yürütülen bu çalışmalar hakkında sendikaları bilgilendirdiği, onların görüşlerini aldığı yönünde açıklamalar yapsa da, önümüzde ki sürecin nasıl şekilleneceği yönünde tek bir bilgi verilmemiş, adeta “kervan yolda düzülür” mantığı ile özelleştirme için düğmeye basılmıştır. Gelinen noktada, bu gün çalışanlar gelecekleri açısından endişeli bir bekleyişin içindedir. Ancak, şu unutulmamalıdır ki, daha önce olduğu gibi sendikamız BTS olarak, yeniden yapılanma ve serbestleştirme adı altında yürütülen özelleştirme çalışmalarından ve uygulamalarından çalışanlarımızın zarar görmemesi ve rızası dışında bir uygulamaya maruz kalmaması için 25 KASIM 2014 tarihinde yaptığımız yürüyüş sonunda TCDD yönetimi ile oluşturduğumuz mutabakatın arkasında olduğumuzun ve bu mücadeleyi sürdüreceğimizin bilinmesini isteriz. Sendikamız BTS, bu güne kadar olduğu gibi bundan sonra da, özelleştirmeye-talana-tasfiyeye karşı mücadelesini sürdürecek, TCDD emekçilerinin gerçek sendikası olmaya devam edecektir.
BİRLİKTE OLURSAK BAŞARABİLİRİZ
BTS İZMİR ŞUBESİ