Sendikamız İstanbul 1 Nolu Şube Başkanı Ersin ALBUZ’un basında yer alan 2016/16 sayılı Başbakanlık Genelgesine dair makalesi aşağıdadır.
Darbe girişimi ve Cemaat’le bağlantılı diğer kurumlardaki kamu görevlilerinin de memurluktan el çektirilmesi halinde söz konusu genelgenin bu kurumlar yönünden de genişletilmesi şeklinde düzenleyici işlem tesis edilmesi gerekmektedir. Aksi halde “ölçülülük İlkesi” aşılarak haksız yere izine çıkmış ve çıkacak olan birçok memur mağdur olacaktır.
18.07.2016 Tarihli 29774 sayılı Mükerrer Resmi Gazete yayımlanan 2016/16 sayılı Başbakanlık Genelgesi ile tüm kamu çalışanlarının yıllık izinleri ikinci bir emre kadar kaldırılmıştır. Halen izinde bulunanların ise en kısa sürede görevlerinin başına dönmeleri bildirilmiştir.
657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Yıllık izinlerin kullanılışı” başlıklı 103. maddesinin ilk fıkrası “Yıllık izinler, amirin uygun bulacağı zamanlarda, toptan veya ihtiyaca göre kısım kısım kullanılabilir” şeklinde olup her bakanlıkta en üst hiyerarşik amir bakan olup başbakan tüm kurumların hiyerarşik amiri olarak Başbakanlık Genelgesi ile düzenleyici işlem tesis edebilir.
İdare hukukunun diğer kaynaklarından biri de “idari teamül ve uygulamalar”dır. Kamu kurumlarından yıllık izinler yeni yıl başından planların, memurların hangi aylarda izin kullanacakları önceden planlanır. Bu planlara göre de memurlar yaz tatili planlarını yapar. Kurum kamplarına, otellere, pansiyonlara, tatil köylerine ücretlerini peşin veya avans ödeyerek rezervasyon yaptırırlar, uçak, otobüs biletlerini alırlar.
15 Temmuz 2016 tarihinde akşam saatlerinde başlatılan darbe girişiminin bastırılmasından sonra darbe ile ilişkisi olan kamu görevlilerinin görevlerinden el çektirilmesi, gözaltına alınması ve tutuklanması sonucu “kamu hizmetinin sürekliliği ilkesi” gereği boşalan makamlara/görevlere memur görevlendirilmesi gerekçesi ile (tahmin ettiğim gerekçe) 2016/16 numaralı Başbakanlık Genelgesi yayımlanmıştır.
Genel düzenleyici işlemler “kamu yararı” ve “hizmet gerekleri” gerekçesi ile tesis edilebilir. Belli bazı kurumlar ve görevlilerle ilgili genel düzenleyici işlem tesis edilmesi yeterli iken tüm kurumları ve tüm kamu çalışanlarını kapsayacak bir işlem tesis edilmesi “ölçülülük ilkesine” aykırılık oluşturmaktadır. Buna ilişkin İdari yargı organlarının kararları mevcuttur.
Somut olayda özellikle yargı organlarında, orduda, İçişleri Bakanlığı’nda ve Maliye’de çok sayıda memura görevden el çektirildiği için söz konusu genelgenin bu kurumlarla sınırlı olması gerekmektedir.
Darbe girişimi ve Cemaat’le bağlantılı diğer kurumlardaki kamu görevlilerinin de memurluktan el çektirilmesi halinde söz konusu genelgenin bu kurumlar yönünden de genişletilmesi şeklinde düzenleyici işlem tesis edilmesi gerekmektedir.
Aksi halde “ölçülülük İlkesi” aşılarak haksız yere izine çıkmış ve çıkacak olan birçok memur mağdur olacaktır.
Başbakanlık Genelgesi gereği önceden yaptığı rezervasyonlardan dolayı maddi kayba uğrayan kamu çalışanlarının maddi kayıplarının nasıl karşılanacağı yönüyle de genelgede bir boşluk söz konusudur.
Tüm bu gerekçelerle söz konusu genelgeden kaynaklı mağduriyetlerin önlenebilmesi için genelgenin uygulanmasının yargı organları, ordu, İçişleri Bakanlığı ve Maliye kurumları dışındaki kurumlarda işyeri amirlerinin takdirine bırakılmalıdır.
Genelgeyi uygulayan memurların rezervasyonlardan dolayı ortaya çıkan maddi kayıplarının da kurumları tarafından ödenmelidir.
Darbe girişiminin sonuçsuz kalmasından sonra ülkemizde demokrasinin, barışın ve hukukun daha çok geliştirilmesi gerektiği yönde ortak bir görüş ortaya çıkmıştır. Bu yönde TBMM’de grubu bulunan siyasi partilerin ortak bildirisi de bunu teyit etmektedir.
Hukuki güvenliğin korunması ve geliştirilmesi için söz konusu bu genelgenin uygulanış biçiminin ışık olmasını dilerim.
Ersin ALBUZ
KESK-BTS İstanbul 1 Nolu Şube Başkanı