22.07.2016
Basına ve Kamuoyuna
Pamukova Tren Faciasının Üzerinden 12 Yıl Geçti!
1975 yılında Sürat Demiryolu Projesi’nin yatırım programına alınması ile TCDD’de başlayan “hız” öyküsü 1995 yılı Booz Allen Hamilton Raporunda Ankara İstanbul arasına önerilen 160 km/s hıza sahip prestij treni çalıştırın önerisini bilim insanlarının meslek kuruluşlarının, ve Sendikamızın itirazına rağmen AKP iktidarı tarafından ani kararla “Hızlandırılmış Tren” adı ile uygulamaya sokulmuştu.
22 Temmuz 2004 tarihinde Haydarpaşa-Ankara seferini yapan Yakup Kadri Karaosmanoğlu adlı hızlandırılmış trenin Pamukova yakınlarında raydan çıkarak devrilmesi sonucu tren demiryolu emekçilerinden kondüktör İhsan Karadağ ve tren odacısı Ümit Şengüler ile birlikte tren yolcularından 39 yurttaşımız hayatını kaybetmiş, 81 yurttaşımız da yaralanmıştı.
12 yıllık yargılama sürecinin geldiği son durumda ise; Yargıtay 12. Dairesi 3 Şubat 2014 tarih 765 sayılı kararında; TCK’nın 389/11 maddesi gereğince, gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle sanıkların cezalandırma imkânı ortadan kalktığı, sanıkların hukuki durumunun aynı Kanun’un 455/2 maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, yasal ve yeterli olmayan gerekçelerle, sanıklar hakkında davaların zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmesinin, kanuna aykırı olduğunu belirterek zamanaşımına ilişkin kararın bozulmasına hükmetmiştir.
Yargıtay 12. Ceza Dairesinin bozma ilamının ardından Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesinde 24.11.2014 tarihinde görülen duruşmada mahkeme taksirle ölüme sebebiyet vermek suçundan makinistlerden Recep Sönmez’e 1 yıl 15 gün ve 152 lira para cezası, Fikret Karabulut’a 3 yıl 1 ay 15 gün ve bin 500 lira para cezası verdi. Sönmez’in cezasını ertelemiştir
Bilirkişi raporlarında “hızlandırılmış tren” faciasında da bilime ve akla aykırı tren işletilmesi için emir verenlerin 4/8 oranında kusurlu oldukları açık olarak belirtilmesine rağmen yargı önüne çıkartılamamışlardır.
Mahkemenin atadığı bilirkişilerin 8/4 oranında kusur verdiği TCDD yetkilileri yani hızlandırılmış trenin çalıştırılmasına karar verenler yargı önüne çıkmadan/çıkartılmadan kamuoyu vicdanında yargılama tamamlanmayacaktır.
“Ben yaptım oldu” yaklaşımının ne yazık ki en belirgin örneği Pamukova faciasıdır. Bu yaklaşımın ve kazanın yarattığı sonuçların TCDD’yi nasıl işlevsizleştirdiği, kamuoyunda tartışılır hale getirdiği ve altından kalkılmayacak hataların yapıldığı açıktır ve ortadadır.
Faciadan 12 sene sonra gelinen nokta ise, yıllardır kapalı duran hatlar, kaldırılan trenler, yapılmayan banliyö tren seferleri ve çalışanların iş huzurunun bozulması ve memnuniyetsizliğin artmasıdır.
Yaklaşık 30 yıldır AB uyum programları, Dünya Bankası ve IMF’ ye verilen taahhütler uyarınca serbestleştirme, özelleştirme, “yap–işlet–devret”, “yap–işlet” ve “kamu–özel sektör ortaklığı” yoluyla kamunun güçsüz kılınıp özel sektörün güçlendirilmesi politikaları uygulanmaktadır. Bu kapsamda TCDD’nin yeniden yapılandırılması yoluyla altyapı ve işletmeciliğin bölünmesi, kurum yapısının parçalanması, faaliyetlerin yatay bölünmeye tabi kılınması, özelleştirme ve taşınmazların satılması, istihdamın azaltılması, teknik yeteneklerin zayıflatılması yoluyla demiryollarının yerli, yabancı sermayeye açılması hedeflenmiş ve bu amaçla hazırlanan kanun taslağı 1 Mayıs 2013 tarihinde TBMM’ den geçmiştir. 2016 Haziran ayı itibarı ile de kurum TCDD ve TCDD Taşımacılık AŞ olarak ikiye bölünmüştür.
Bu yasayla beraber, bir bütün olarak 156 yıllık demiryolu kazanımları ve TCDD’nin tasfiyesi amaçlanmaktadır.
Demiryollarının serbestleştirilmesi sonrası şirketlerin kar güdüsü az personelle çok iş ve esnek çalışma koşullarını dayatması sonucu güvenli tren işletmeciliği yok olmakla birlikte kazalara davetiye çıkartılacaktır.
Pamukova faciasının yıldönümünde TCDD yönetimine ve ilgililere bir kez daha sesleniyoruz.
Yeniden yapılandırma diye sunulan parçalanma çalışanları huzursuz etme ve demiryolu işletmeciliğini akamete uğratmanın yanı sıra tren trafik emniyetinde de çok büyük zafiyet yaratacaktır. Bu zafiyet devam ettikçe Pamukova facialarının tekrarlanması mümkün hale gelecektir.
Çözüm serbestleştirme değil, demiryolu işletmeciliğinin her aşamasının kamusal hizmet olarak görülerek kamu eliyle yürütülmesi ve bütün hatlarımızın konvansiyonel tren trafiğine uygun hale getirilmesidir. Personel eksiğinin bir an önce tamamlanmasıdır. Hizmet eğitimlerinin baştan savma değil, işin ağırlığı ile orantılı yapılmasıdır.
Hızlandırılmış tren faciasının 12 yılında kaybettiğimiz meslektaşlarımızı ve yolcularımızı saygıyla anıyor gerçek faillerin yargılanmasına kadar bu faciayı unutmayacağımızı, unutturmayacağımızı bir kez daha ilan ediyoruz.
BTS GENEL MERKEZİ