Kesk Tarihi Sendikal Hak Ve Özgürlükler Ve Demokrasi Mücadelesi Tarihidir!
Emekçilerin kul anlayışından örgütlü topluma giden yolu açma ve geleceğe taşıma hedefli 100 yıllık mücadele tarihi üzerinden doğan KESK, “hak verilmez alınır” ilkesi üzerinden yürüttüğü fiili ve meşru eylem anlayışı ve pratiğiyle bu mirası kararlılıkla geliştirmektedir. 16 Şubat 1975 tarihindeki TÖB-DER, “Grevli-Toplu Sözleşmeli Sendika Hakkı; Faşizmi, İssizliği, Pahalılığı Protesto” Mitinginden, 1977 1 Mayıs eylemi ile Kahramanmaraş Katliamının protestosu için yapılan 2 saatlik iş bırakma eylemine; 20 Aralık 1994 İş Bırakma Eylemi’nden 25 Kasım 2009 Grevi’ne kadar sömürüsüz, demokratik, ayrımcılığın her türünü hapseden bir yaşam için aynı inanç ve kararlılıkla mücadelemizi yükseltiyoruz, daha da yükselteceğiz.
11–12 Kasım 1995’te Ankara’da 28 sendikadan 500 delegenin katıldığı “Konfederasyonlaşma Tüzük ve Kuruluş Kurultayı” ardından, 8 Aralık 1995 tarihinde kurulan KESK, sadece 14 yıllık deneyiminden değil, aynı zamanda Türkiye’deki emekçilerin çok daha gerilere giden hak ve özgürlükler mücadele tarihinden de beslenerek mücadele hattını geliştirip genişletmeye devam etmektedir. Kuruluşundan bu yana KESK’i yıldırmaya ve yalnızlaştırmaya yönelik uygulamalara, engellemelere, baskı ve zorlamalara, üye ve sendika kadrolarının sürgüne gönderilmesine, haklarında soruşturma açılmasına ve Mayıs ayında başlatılan ve hukuksuz şekilde sürdürülen operasyon ve tutuklamalara karşı ilkelerinden taviz vermeyen KESK, bir kısmı artık aramızda olmayan binlerce arkadaşımızın emekleriyle, ödedikleri bedellerle bugüne gelmiştir.
Örgütlenme alanlarımızın neredeyse kuşatma altına alındığı koşullarda, sendikal mücadelenin demokrasi ve özgürlük mücadelesinin bir parçası olduğunun bilinci ile meşru ve fiili mücadele hattını geliştiren KESK, sömürüye, baskılara ve her türden ayrımcılığa karşı bu hattı geliştirmeye devam etmektedir.
Sendikal hak ve özgürlükler mücadelemizde sendikal haklarımız gün ışığına çıkarken, önemli kazanımlar elde ettik. On binlerce kamu emekçisinin bedeller ödeyerek yürüttüğü meşru ve fiili mücadele ile sendikal hak ve özgürlükler mücadelemiz kararlılığımızın en önemli göstergesidir.
KESK, gücünü fiili ve meşru mücadeleden alır. Baskılara, zorlamalara, yasaklara bu zeminden karşılık verir.
Sermayeden ve devletten bağımsız duran KESK, emekçilerin birliğini ve ortak mücadelesini savunur.
KESK, demokratik işleyişi temel ilkelerinden olarak kabul eder, uygular.
KESK, uluslararası düzeyde temsil edilen tek kamu emekçileri konfederasyonudur.
KESK, sendikal hak ve özgürlükler mücadelesini demokrasi ve barış mücadelesinin ayrılmaz bir parçası olarak görür.
KESK’in tarihi kadınların örgütlendiği ve özgürleşmeye yakınlaştığı tarihtir.
KESK tarihi, baskılara boyun eğmeyenlerin tarihidir.
KESK’in tarihi barışa ve kardeşliğe kararlı yürüyüşün tarihidir.
KESK tarihi, haklılığın, onurun ve kararlılığın tarihidir.
Bu nedenle, kamu emekçileri, iş yerlerinde, sokaklarda, kısacası yaşamın her alanında uygulanan sermaye yanlısı politikalara, yarattığı tahribata, savaşa, sömürüye, ırkçılığa ve şovenizme, her türlü ayrımcılığa karşı mücadelesini sürdürmeye kararlıdır.
1994, 1999, 2001 krizlerinin faturasını emekçilere çıkaran sermaye, yeni krizin faturasını da kendisi ödemek istemiyor. AKP iktidarı sermayeyi rahatlatmaya, vergi yükünü azaltmaya, borçlarını silmeye, sıfır faizlerle kredi açmaya gayret ediyor. Bunun adını da “Kriz Reçetesi” koyuyor! Dünyanın her yerinde yüz binlerce işçi işten çıkarıldı ve daha şimdiden ilerde de çıkarmaya devam edecekleri ilan ediyorlar. Uluslararası Çalışma Örgütü ILO, küresel mali kriz nedeniyle gelecek yılın sonunda dünyada işsiz sayısının 20 milyon artarak 210 milyona ulaşabileceğini söylüyor.
Saldırı toplumun geniş bir kesimini hedef alıyor. Sağlığımız, bedenimiz, kimliğimiz şirketlerin rekabet alanı haline getiriliyor. Üretmeyen, iş alanları yaratmayan, sınırsız kâr etme özgürlüğüne kavuşan spekülatif sermaye dünya çapında bir krize neden olmasına rağmen, vergilerimiz hala buralara aktarılıyor. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere kamusal hizmetler tek tek ticarileştiriliyor. AKP’nin liberal ve muhafazakâr politikaları sonucu bir yandan emekçi kimlikleriyle diğer yandan cinsiyetçi işbölümünün yarattığı sonuçlarla ezilen kadınlara yönelik şiddet, sömürü ve ayrımcılık katlanarak artarken, kadın istihdamı daraltılıyor. 2/B ile ormanlık alanları ve yeşil alanlarımız talan edilmeye çalışılıyor. Halkın sağlığının kendi açılarından hiçbir önemi olmadığını defalarca göstermiş olan siyasal iktidar, GDO’lu ürünlerin kontrolsüz girişine izin vererek halkı kobay yerine koyuyor.
Böylesi bir dönemde sadece emek örgütlerinin değil, sermaye yanlısı politikaların mağduru olan tüm kesimlerle ortak bir zeminde hareket etmenin yollarını ve olanaklarını yaratma her zamankinden daha önemli bir görev olarak önümüzde durmaktadır.
Geçmişte sendika kurma hakkını nasıl ki fiili ve meşru eylem anlayışı ve pratiğiyle elde ettiysek bugün de TİS ve Grev hakkımızı kullanmak ve daha demokratik bir yaşam için aynı inanç ve kararlılıkla mücadelemizi yükseltiyoruz, daha da yükselteceğiz.
En son 25 Kasım’da KESK’in çağırıcısı olduğu ülke genelinde gerçekleşen grevimizde hükümete bunu tekrar hatırlatarak, TİS ve Grev hakkımızı kullanmamızı engelleyici yaklaşım ve tutumlara, hukuksuzluklara ve anti-demokratik uygulamalara bir an önce son verilmesi gerektiğini hep birlikte alanlarda haykırdık! O gün okula gitmeyen öğrencilerle, o gün çocuğunu okula göndermeyen ailelerle, o gün emeğinin sömürülmesine karşı “Artık son!” diyen KESK üyesi olsun olmasın tüm kamu emekçileriyle…“Sömürüye, Baskıya ve Her Türden Ayrımcılığa Karşı, Adil, Eşit, Özgür ve Barış Dolu bir Dünya” için hep birlikte ve yeniden alanlardaydık!
Kamu hizmetlerinin %90 oranında durduğu, milyonlarca emekçinin ve toplumsal muhalefet güçlerinin katılımıyla 12 Eylül faşist darbesinden bu yana katılımın en yüksek olduğu kapsamlı 25 Kasım Grevimizin verdiği coşku, moral ve heyecanla 14. kuruluş yıldönümümüzü kutluyoruz.
Bu vesileyle, emek ve demokrasi mücadelesinde yaşamını yitiren emekçilerin anılarını mücadelemizde yaşatıyor, onların mücadele gerekçelerini ve özlemlerini yerine getirme sözümüzü bir kez daha tekrar ediyoruz!
Tüm kamu emekçilerini KESK’in çatısı altında örgütlenmeye davet ediyoruz!
KESK’in kuruluş yıldönümü tüm emekçilere kutlu olsun!
Yaşasın emek, barış ve demokrasi mücadelemiz!
Yaşasın KESK!