Ülkemizin en köklü kuruluşu ve 150 yıllık kurumsal geçmişi olan demiryollarımızın güvenliği yeniden yapılanma süreciyle birlikte tartışılır hale gelmiştir. 1995 yılında başlayan yeniden yapılanma adı altındaki bu tasfiye süreci AKP iktidarıyla hızlanmış, demiryollarımızda ard arda meydana gelen tren kazaları, karayollarında olduğu gibi kanıksanmaya başlanmış, iş kazaları ise tersanelerdeki süreçle başat gitmiştir. Demiryollarının ve demiryolcunun can güvenliğini tartışılır hale getiren bu süreçte demiryollarında meydana gelebilecek kazaların her türlüsü meydana gelmiştir.
Ekteki raporda belirtildiği üzere bilim insanlarının uyarıları yine dikkate alınmamış, emek ve meslek örgütlerini dışlayan, kurum kültür ve birikimini yok sayan, “ben bilirim” anlayışıyla Vezirhan’da bir üyemizin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan kaza meydana gelmiştir. Her kazada olduğu gibi gerekli önlemleri almayarak sorumluluğu sadece personelin üzerine yıkmayı alışkanlık haline getiren TCDD yönetimi yeniden yapılanmayla birlikte TCDD’de bir kaza sürecinin başladığını görmekten ısrarla kaçınmaktadır.
Demiryollarında yaşanan bir süreçtir. Bu süreç personeli suçlayarak aşılamaz. Personelin sorumlu tutularak kazaların önlenmediğine hepimiz bizzat bu süreci yaşayarak tanık olduk.
Sendikamız tarafından hazırlanan ekteki rapor, sürecin nasıl işlediğini ve kazaların nasıl geliyorum dediğini ortaya koyması acısından önemlidir.
Bu raporda da görüleceği üzere bu süreç başta hükümet ve bürokratları olmak üzere, demiryolcuların, kurumdaki emek ve meslek örgütlerinin sorumluluklarının bilinciyle elini taşın altına koymasıyla durdurulacak bir süreçtir. Bir daha böyle kazaların yaşanmaması dileğiyle raporumuzu kamuoyunun bilgisine sunuyoruz.