26 Mayıs Grevi tüm ülkede coşkuyla geçti. KESK 1 tam günlük grev kararını hayata geçirirken, emekçiler tüm kentlerde alanlara çıktılar.
KESK üyeleri Ankara’da toplanma yerlerinden saat 11:00 de basın açıklamalarının yapılacağı Ziya Gökalp Caddesine doğru yürüyüşe geçerek öğle saatlerinde Türkerler Mağazasının önünde toplandılar. KESK Genel Sekreteri Emirali Şimşek, DİSK Ankara Temsilcisi Kani Beko ve KESK Ankara Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü tarafından konuşmalar yapıldı.
İstanbul’da KESK üyesi binlerce emekçi Anadolu yakasında Sirkeci Garı, Avrupa yakasında ise Çapa Tıp Fakültesi önünde bir araya geldi. “39 maden işçisini kaybettik, Türkiye işçi sınıfının başı sağ olsun”, “Üniversitelerdeki faşist saldırıları kınıyoruz”, “Güvencesiz kuralsız ve eksik istihdam uygulamaların hayır” pankartı taşıyan KESK’liler iki koldan Beyazıt Meydanı’na doğru “Taşeron çalışma rafa kalksın”, “Sadaka değil toplu sözleşme”, “İnsanca yaşam demokratik Türkiye”, “Sözleşmeli köle olmayacağız”, “Faşizme karşı omuz omuza” sloganları atıldı. KESK’in yürüyüşüne BDP, ESP, EMEP, SDP, ÖDP, Halkevleri gibi siyasi parti ve sivil toplum örgütleri de destek verdi. Beyazıt Meydanı’nda son bulan yürüyüşün ardından maden ocaklarında yaşamını yitiren madenciler, linç girişiminde yaşamını yitirenler ve demokrasi için yaşamını yiterinler için bir dakikalık saygı duruşu yapıldı.
İzmir’de Basmane Meydanı’nda bir araya gelen yaklaşık 10 bin DİSK, KESK ve TMMOB üyesi emekçi, konfederasyonların genel eylem çağrısı kapsamında bir günlük genel grev başlatarak, İzmir Büyükşehir Belediyesi (İBB) önüne yürüyüş düzenledi. Eyleme BDP, EMEP, SDP, ÖDP, ESP, Halkevleri, TEKEL ve KENT A.Ş işçileri, Genç Sen gibi çok sayıda siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu destek verdi. “İş cinayetlerine, taşeron sistemine, esnek ve sözleşmeli çalışmaya hayır!” pankartı açan işçiler yolu trafiğe kapatarak, Konak’ta bulunan İBB önüne kadar yürüdü.
Konfederasyonumuz Genel Başkanı Sami EVREN tarafından 26 Mayıs’a ilişkin KESK’in aşağıdaki değerlendirmeyi bir basın açıklamasıyla kamuoyuna duyurmuştur.
KESK Kararlı ve Dirençli Duruşuyla Ülkenin Emekçilerine ve Emek Dostlarına Güven vermiş, Önemli Bir Mücadele Dinamiği Olarak Kendini Bir Kez Daha Kanıtlamıştır
KESK olarak bizler her zaman emekçilerin ortak mücadelesi perspektifini savunduk. Bunu sadece savunmakla kalmadık her fırsatta bu ortaklaşmayı hayata geçirmenin pratik yollarını aradık. 26 Mayıs Grevi sürecinde de KESK bu misyonun gereği olarak kararlı tutumunu sürdürmüş, 26 Mayıs günü tam gün grev kararını hayata geçirmiştir. Okullarda, hastanelerde kamu kurumlarında hizmet üretimini durdurmuştur. Greve büyük kentler ve taşrada çok geniş bir katılım olmuştur. Grev günü yapılan alan etkinliklerinde yüz binlerce emekçi alanlara çıkmış ve 22 Şubat’ta 4 Konfederasyon tarafından ilan edilen 12 talebi kitlesel bir biçimde ifade etmiştir.
KESK’in 26 Mayıs’ta tam günlük grev yapmasının nedeni öncelikle siyasi iktidarın bu 12 talebe ilişkin hiçbir adım atmamış olmasıdır. TEKEL işçileri özelinde somut bir adım atılmamıştır. Dahası iktidar istihdam sorununun ele alındığı kendi toplantısında hâlâ esnek çalışma biçimlerinin esas alınacağını söylemektedir. 22 Şubat siyasi iktidara yönelik bir deklerasyondu ve iktidar bu deklerasyonu görmezden geldi. Bunun gereği, deklerasyonda ortaya konan eylemi yani grevi hayata geçirmekti. KESK bu grevi yapmıştır ve kendi örgütlü gücü temelinde başarılı olmuştur. KESK’in kararlı duruşu emekçilere güven vermiştir.
26 Mayıs grevine ilişkin kamuoyunda dile getirilen kimi yorumlar konusunda KESK’in görüşleri şöyle ifade edilebilir. 26 Mayıs öncesi 4 Konfederasyon tarafından kamuoyuna açıklanan ortak bildiride her konfederasyonun üretimden gelen gücün kullanılması konusunda kendi yöntemini kendisinin saptayarak uygulayacağı vurgulanmıştı. Bu bağlamda KESK 1 tam günlük grev kararını kamuoyuna duyururken, diğer Konfederasyonlar kendi belirledikleri hizmet üretiminden gelen gücün kısmi kullanılması, basın açıklaması, bildiri okuma gibi yol ve yöntemlerle eyleme katılmışlardır.
Kuşkusuz 26 Mayıs eylemleri konusunda Konfederasyonlar arasında sağlanan ortaklığın üretimden gelen gücün kullanılması yönteminde de sağlanması daha etkili bir eylemi mümkün kılacaktı. Bu noktada diğer Konfederasyonların eleştirilmesi elbette mümkündür ve ayrıca gereklidir. Ancak bu değerlendirmenin Konfederasyonların kendi bütünlükleri içinde eleştiri/özeleştiri mekanizmalarının çalıştırılması ile anlamlı olacağı inancındayız. Yapılacak eleştirilerin emekçilerin ortak mücadelesi perspektifini zayıflatmaması, önümüzdeki süreçte daha da yakıcı bir ihtiyaç haline gelen birlikte mücadele anlayışını zaafa uğratmaması önemlidir. Üstelik sendikalaşma oranının düşüklüğü göz önüne alındığında emekçilerin ortak mücadelesi sadece sendikaların ortaklaşmasına da indirgenmemelidir.
26 Mayıs Türkiye emekçileri açısından artısıyla eksisiyle geride kalmıştır. 26 Mayıs’tan çıkarılması gereken en önemli ders emekçilerin birliğinin sağlanmasının ne denli önemli olduğudur. Bu anlamıyla 26 Mayıs’ı önümüzdeki mücadele süreci açısından bir başlangıç olarak görmek gerekir. Bu başlangıç ile birlikte emekçilerin ortaklığı, mücadele azmi ve kararlılığını kıracak, kazanılan moral üstünlüğü zayıflatacak yaklaşımlardan herkes kaçınmalıdır.
26 Mayıs’ın talepleri hâlâ emekçilerin temel gündemi niteliğindedir. İşsizlik, güvencesizlik ve örgütsüzlük emekçiler açısından mücadele içerisinden ortaya konulmuş sorunlardır ve bu yönde geliştirilen talepler Türkiye emekçilerinin yapısal ve hayati talepleridir.
Önümüzdeki günlerde kamu emekçilerinin toplu sözleşme hakkının hayata geçirilmesi yönünde mücadelenin geliştirilmesi ve sendikal faaliyetin önündeki engellerle mücadele gibi devasa görevler bizleri beklemektedir. Önümüzdeki günlerde mevcut taleplerimizin yanı sıra Toplu Sözleşme Hemen Şimdi şiarıyla sokakları ısıtmaya devam edeceğiz.
KESK olarak 1 tam günlük iş bırakma ve alana çıkma çağrımıza uyan kamu emekçilerine, emek dostlarına, meslek odalarına ve tüm demokrasi güçlerine teşekkür ediyoruz. 26 Mayıs öncesi çalışmalarımızdan başlayarak bizleri izleyen, gelişmeleri kamuoyuna aktarmaya çalışan basın emekçilerine de teşekkür ediyoruz.
KESK kararlı ve dirençli duruşuyla ülkenin emekçilerine ve emek dostlarına güven vermiş, önemli bir mücadele dinamiği olarak kendini bir kez daha kanıtlamıştır. KESK ilerlediği yolda emekçilerin talepleri konusunda kararlı tutumunu sürdürecek, bu tutumu fiili ve meşru mücadele anlayışı çerçevesinde sokağa, alanlara ve hayata yansıtacaktır.