22.07.2020
Basına ve Kamuoyuna;
Pamukova Tren Faciasının Üzerinden 16 Yıl Geçti!
Siyasi iktidarın ve TCDD yöneticilerinin gereken dersi çıkarmamalarını kaygıyla izlemekteyiz.
22 Temmuz 2004 yılında İstanbul-Ankara seferini yapan Yakup Kadri Karaosmanoğlu Treni Pamukova yakınlarında raydan çıkması sonucu devrilerek ve 41 yurttaşımız hayatını kaybederken 89 yurttaşımız da yaralandı. O dönemdeki tüm uyarılarımıza rağmen demiryolu literatüründe olmayan Hızlandırılmış Tren macerası ülkemizin yaşadığı en büyük tren faciası olmakla beraber, akıl ve bilimden uzaklaşılarak şov amaçlı tren çalıştırmanın nasıl bir faciaya dönüştüğünü de ülke olarak görmüş olduk.
Yaşanan facianın ardından başlayan yargılama sürecinde kazanın sorumluluğu makinistlerin üzerlerine yıkılmaya çalışılmış, hızlandırılmış tren emrini verenlerin 4/8 oranında kusurlu oldukları bilirkişi raporlarında açıkça belirtilmesine rağmen dönemin TCDD Genel Müdürü hakkında soruşturma açılması talebi dönemin Ulaştırma Bakanı tarafından reddedilmişti.
Pamukova’da yaşanan hızlandırılmış tren faciası esas itibariyle Adalet ve Kalkınma Partisinin (AKP) iktidara gelmesinin ardından o güne kadar ihmal edilmiş demiryolu ulaşımının gerçek sorunlarını çözmek yerine akla ve bilime aykırı bir şekilde tüm eleştirilere kulakları tıkayarak “ben yaptım oldu” anlayışının bir sonucu olmuştur.
O dönem TCDD Genel Müdürü olan Süleyman Karaman’ın ve diğer ilgili bürokratların yargılanmasına izin verilmemesi nedeniyle 41 yurttaşın yaşamını yitirdiği bu kazada siyasilerden ya da bürokratlardan hiç birisi ceza almamıştır.
Pamukova’da yaşanan faciadan ders çıkarmayan siyasi iktidarla birlikte Ulaştırma Bakanlığı ve TCDD bürokratları yanlış adımları atmaya devam etmiş, sonucunda pek çok kazanın yaşanmasına onlarca yurttaşın yaşamını yitirmesine yüzlercesinin de yaralanmasına neden olan kazaların yaşanmasının önünü açmışlardır.
Gerek Pamukova’da gerekse de sonrasında yaşanan tren kazalarının temel nedeni; esas itibariyle teknik ya da başka nedenler olmaktan öte demiryolu güvenliğini tehlikeye atan politika ve uygulamalar olmuştur.
Çünkü;
*AKP hükümeti döneminde son 16 yıl içinde yaşanan Pamukova, Tavşancıl, Kütahya, Çorlu, Ankara YHT kazaları demiryollarının kurulduğu günden beri yaşanan kazaların toplamından daha fazladır. Ülkemizin gelişiminde çok önemli bir yeri olan TCDD bugün kamuoyunda ulaşım hizmeti veren bir kurum olmaktan çok seçim öncesi siyasi şovlara alet edilen, kazaların yaşandığı, liyakatsiz ve siyasi kadrolaşmanın olduğu bir kurum olarak anılmasına neden olmuştur
*Demiryolları sadece THY’den ibaret olarak görülmüş, binlerce kilometrelik konvansiyonel hat kendi kaderine terk edilmiştir.
*Demiryollarının yeniden yapılandırılması adı altında hayata geçirilen uygulamalar sonrası TCDD altyapı ve üstyapı olarak birbirinden ayrılmış ve yapısal bütünlük bozulmuştur.
*Liyakat tamamıyla terk edilmiş, hakkaniyetli bir şekilde unvan almanın önü kapatılmış, adamı olanın yükseldiği bir kurum haline getirilmiştir.
*Esnek ve kuralsız çalışma koşulları ile bir unvanda çalışan personelin yaptığı işler çoğaltılmış, personelin sorumluluğu arttırılmıştır.
*Kamuoyunun dikkati YHT yatırımların çevrilerek kurumun çok önemli arazi ve taşınmazları bir-bir satılarak ileriki dönemlerde demiryollarının gelişimi daraltılmıştır.
*Özellikle son dönemde yapılan siyasi kadrolaşma ve kurum içi sözde rotasyon adı altındaki sürgün politikası kurum içi iş barışını önemli ölçüde bozmuştur. Çalışanlar üzerindeki işle ilgili olmayan bu baskı ise her an bir olumsuzluğun yaşanmasının önü açılmıştır.
*Daha önceden TCDD eliyle yürütülen pek çok işle birlikte yol yapım ve yenileme işlerinin çok büyük bir bölümü 3.şahıslar eliyle yapılmaya başlanmış, bu işlerin kontrolü liyakatten uzak atamalarla göreve gelen personel tarafından yapılmıştır.
TCDD yöneticilerinin gereken dersi çıkarmadıklarını kaygıyla izlemekle beraber, 164 yıllık bilgi ve birikimin, demiryolu kültürünün, akla ve bilime aykırı uygulamalara ve partizanca atamalara alet edilmesinin nelere mal olduğunun herkes tarafından iyi bilinmesi gerektiğini ifade eder, özelleştirme politikalarından ve demiryolu işletmeciliğine zararı veren uygulamalardan bir an evvel vazgeçilerek güvenli, çağdaş, ekonomik ve kamusal bir hizmet verilmesi gerektiğini bir kez daha belirtiriz.
BTS Merkez Yürütme Kurulu