DHMİ çalışanlarının Havacılık Tazminatlarının ödenmemesi üzerine tepkimizi göstermek ve DHMİ Genel Müdürlüğünü bir an önce tazminatlarımızı ödemeye çağırmak üzere DHMİ’de örgütlü bulunan Sendikamız ve Türk Ulaşım Sen tarafından bugün (22 Nisan 2011 Cuma) Atatürk ve Antalya Havalimanlarında basın açıklaması yaptık. Antalya Havalimanında yapılan basın açıklamasına Genel Başkanımız Yavuz DEMİRKOL katılmış olup, okuduğu basın açıklaması aşağıdadır.
22.04.2011
DHMİ Genel Müdürlüğünü Havacılık Tazminatlarımızı Ödemeye Çağırıyoruz!
DHMİ kendini şöyle tanıtıyor;
“Hazineye en büyük katkıyı yapan KİT olarak geçen DHMİ
Ulaştırma sektöründe seyrüsefer hizmeti veren kurum DHMİ
Gelişen ve büyüyen sektörün öncüsü DHMİ
Sivil havacılıkta 78 yıllık tecrübesi olan kurum DHMİ!”
Bu biz çalışanların emeğinin sonucudur. Peki, DHMİ bu hale getiren bizler neler yaşıyoruz?
Hakkımız olan tazminatlarımızı alamıyoruz. Bu konuda 8 aydır hiç bir açıklama yapılmıyor. Bir yandan ‘Halka arz’ çalışmaları yürüten kurumumuz, biz çalışanları belirsiz bir geleceğe mahkûm ediyor. Tek tek her birimde insanca çalışma koşulları konusunda sıkıntıya sokuluyoruz.
Hangi bilimsel çalışmalar sonucunda tespit ettiklerini bilmediğimiz “meydan kapasitesi” belirlemeleri ile uçuş güvenliğini riske atılmakta, çalışan Hava Trafik Kontrolörleri evinden, sosyal hayatından hatta kendinden ödün vererek yorgun çalışmak zorunda bırakılmaktadırlar. Her fırsatta Hava Trafik Kontrolörlerinin tüm ihtiyaçlarını göz önünde tuttuklarını, onların çok önemli olduğunu, her konuda yardımcı olduklarını söyleyen anlayış, Mazeret izni kullanamayan, mesai içerisinde yemek yemek, dinlenmek vb. ihtiyaçlarını bile gidermek için hiçbir çaba göstermiyor hatta meydan kapasitesini personel sayısını dikkate bile almadan ayarlıyor.
ARFF Memurları uçuş güvenliğinin olmazsa olmazıdır. Limanı kullanmak isteyen bir uçak öncelikle o limanda bulunan ARFF kategorisine bakar. Yaptıkları iş hayati bir önem taşıyan ARFF memurları yine bu anlayışın bir ürünü olarak emekli edilirken Yardımcı Hizmetler Sınıfından emekli olmak zorunda bırakılıyor. TBMM’den çıkacak tek maddelik bir kanun tasarısı ile sorunları çözülebilecekken, bir türlü yeni düzenleme yapılmıyor, belki de yapılmak istenmiyor. Söz konusu çalışanların hakkı olduğunda geçmeyen yasalar, torbalar, çuvallar; çalışanların haklarını gasp etmeye gelince bir bir geçiyor!
Apron Yönetim Servis Memurları da bu anlayıştan nasiplerini alıyorlar. Kendilerine “Araç kullanmaktan başka bir iş yapmayan, yetkin veya değil herkesin yapabileceği alelade bir görev” gözüyle bakan anlayış, onların uçuş güvenliğinin karadaki savunucuları, pilotun karadaki gözü ve kulağı olduğunu bilmiyor, bilmek istemiyor.
Sayın Basın emekçileri ve değerli arkadaşlar;
Bizler yukarıda da örneklerini sunduğumuz gibi birçok ayrı kadro ve pozisyonda çalışan DHMİ çalışanlarıyız. Bir zincirin halkası olduğumuzun bilincindeyiz. Kamu yararı gözeterek çalıştığımız kurumumuzda bu birlikteliğimizin bozulmasını isteyen böl, parçala, yönet şeklindeki anlayışın oyununa gelmeyiz. Bilerek ve isteyerek birimizi birimizden ayrı düşünen, birimize farklı, birimize daha farklı davranan,”halka arz ederiz” söylemleri ile sermayeye peşkeş çekmek isteyen bir anlayışı asla kabul edemeyiz. Biz bu halka arz örneklerini dünyada ve Türkiye’deki özelleştirme örneklerinde acı deneyimlerle gördük. Özelleştirme, iş güvencesinin kaldırılması, sendikasızlaştırma, taşeronlaştırma, esnek çalıştırma….vs. demektir. Yani bizleri yanı başımızdaki arkadaşımızla rekabet ettirmek, çocuklarımızı geleceksizliğe mahkûm etmektir.
Altı yıldır almakta olduğumuz Havacılık Tazminatının arttırılmasına ilişkin 6009 sayılı Kanun 23.07.2010 tarihinde TBMM’ de kabul edilmiş olup, 01.08.2010 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Yasada “Limitleri belirlenen Havacılık Tazminatı, Yüksek Planlama Kurulu’nca tespit edilecek oran, esas ve usullere göre ödenir.” denilmesine rağmen, bugüne kadar bizler bu tazminatlarımızı alamamış bulunuyoruz.
Söz konusu tazminatların bu kadar uzun bir süredir onaylanmaması sonucu yurdumuza girecek milyonlarca dolar engellenmiş, ekonomiye girişine izin verilmemiştir. Eurocontrol tarafından karşılanan maliyetlerin, hazineye aktarılamamasının sorumluları, Kamuoyu vicdanında yargılanacaklarını unutmamalıdırlar.
Tazminatlarımız 15 Nisana kadar hesaplarımıza yatırılmalıdır dedik. Aksi takdirde bizlere eylem yapmaktan başka bir çare kalmamış olacaktır dedik. Gördük ki söylemlerimiz ciddiye alınmamış artık eylem zamanıdır. İlk mesai günümüz olan Pazartesiden başlayarak yakamıza takacağımız ve tazminatlarımızın bir lütuf değil hak olduğunu söyleyeceğimiz kokartlarla çalışmaya başlayacağız. Sesimizi duymak istemeyenlere sonraki hafta faks çekerek sorunlarımızı dile getireceğiz.
15 Mayıs 2011 gününe kadar ilgili tarafların üzerlerine düşen görevi yerine getireceklerini düşünüyoruz. Sesimizi bu güne kadar duymayanlar bilmelidirler ki gayet uzun bir süredir sabırla bekliyoruz. Artık sabredecek vakit kalmamıştır. 15 Mayıs sabrımızın sonu olacaktır. Bu tarihe kadar Tazminatlarımız ödenmez, bu güne kadar oluşan alacaklarımız hesaplarımıza yatırılmaz ise üretimden gelen gücümüzü kullanmaktan başka bir çare kalmayacaktır.
Sayın Basın emekçileri ve değerli arkadaşlar;
Buradan startını verdiğimiz eylem ve etkinliklerin sesimizi duymaları için yeterli olacağını düşünüyor, ulaşım hakkının kutsal olduğunu biliyoruz. 15 Mayıs 2011 gününe kadar Tazminatlarımızın yatırılacağını umuyoruz. Kamu vicdanının bu tarihten sonra yapacağımız “üretimden gelen gücün kullanımı” konusunda yanımızda yer alacağını biliyoruz.
Katılımınızdan dolayı hepinize teşekkür ederiz.
Yavuz DEMİRKOL
Genel Başkan