Basına ve Kamuoyuna;
Pamukova Tren Faciasının Üzerinden 17 Yıl Geçti!
Siyasi iktidarın ve TCDD yöneticilerinin gereken dersi çıkarmamalarını kaygıyla izlemekteyiz.
1975 yılında Sürat Demiryolu Projesi’nin yatırım programına alınması ile TCDD’de başlayan “hız” öyküsü 1995 yılı Booz-Allen Hamilton Raporunda Ankara İstanbul arasına önerilen 160 km/s hıza sahip prestij treni çalıştırın önerisini bilim insanlarının meslek kuruluşlarının, ve Sendikamızın itirazına rağmen AKP iktidarı tarafından ani kararla “Hızlandırılmış Tren” adı ile uygulamaya konuldu.
22 Temmuz 2004 yılında İstanbul-Ankara seferini yapan Yakup Kadri Karaosmanoğlu Treni Pamukova yakınlarında raydan çıkması sonucu devrilerek ve 41 yurttaşımız hayatını kaybederken 89 yurttaşımız da yaralandı. O dönemdeki tüm uyarılarımıza rağmen demiryolu literatüründe olmayan Hızlandırılmış Tren macerası ülkemizin yaşadığı en büyük tren faciası olmakla beraber, akıl ve bilimden uzaklaşılarak şov amaçlı tren çalıştırmanın nasıl bir faciaya dönüştüğünü de ülke olarak görmüş olduk.
Yaşanan facianın ardından başlayan yargılama sürecinde kazanın sorumluluğu makinistlerin üzerlerine yıkılmaya çalışılmış, hızlandırılmış tren emrini verenlerin 4/8 oranında kusurlu oldukları bilirkişi raporlarında açıkça belirtilmesine rağmen dönemin TCDD Genel Müdürü hakkında soruşturma açılması talebi dönemin Ulaştırma Bakanı tarafından reddedilmişti.
Pamukova’da yaşanan hızlandırılmış tren faciası esas itibariyle Adalet ve Kalkınma Partisinin (AKP) iktidara gelmesinin ardından o güne kadar ihmal edilmiş demiryolu ulaşımının gerçek sorunlarını çözmek yerine akla ve bilime aykırı bir şekilde tüm eleştirilere kulakları tıkayarak “ben yaptım oldu” anlayışının bir sonucu olmuştur.
O dönem TCDD Genel Müdürü olan Süleyman Karaman’ın ve diğer ilgili bürokratların yargılanmasına izin verilmemesi nedeniyle 41 yurttaşın yaşamını yitirdiği bu kazada siyasilerden ya da bürokratlardan hiç birisi ceza almamıştır.
Pamukova’da yaşanan faciadan ders çıkarmayan siyasi iktidarla birlikte Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ve TCDD bürokratları yanlış adımları atmaya devam etmiş, sonucunda pek çok kazanın yaşanmasına onlarca yurttaşın yaşamını yitirmesine yüzlercesinin de yaralanmasına neden olan kazaların yaşanmasının önünü açmışlardır.
Gerek Pamukova’da gerekse de sonrasında yaşanan tren kazalarının temel nedeni; esas itibariyle teknik ya da başka nedenler olmaktan öte demiryolu güvenliğini tehlikeye atan politika ve uygulamalar olmuştur.
Çünkü;
*AKP hükümeti döneminde yaşanan Pamukova, Tavşancıl, Kütahya, Çorlu ve Ankara YHT kazaları, cumhuriyet tarihindeki en büyük infiali yaratan facialardır. Ülkemizin gelişiminde çok önemli bir yeri olan TCDD bugün kamuoyunda ulaşım hizmeti veren bir kurum olmaktan çok seçim öncesi siyasi şovlara alet edilen, kazaların yaşandığı, liyakatsiz ve siyasi kadrolaşmanın olduğu bir kurum olarak anılmasına neden olmuştur.
*Daha önceleri Demiryollarının sadece YHT’den ibaret olarak görüldüğü, binlerce kilometrelik konvansiyonel hat kendi kaderine terk edildiğini ifade ederdik ancak 4 Temmuz 2021 tarihinde bir yağışla Ankara-Konya YHT hattının nasıl felç olduğunu, yağışın yol altyapısına nasıl zarar verip Çorlu benzeri bir kazaya sebep olacağını gördük. Sadece konvansiyonel hatlar değil YHT hatlarının da benzer tehlikelerle karşı karşıya olduğunu görmekteyiz.
*Demiryollarının yeniden yapılandırılması adı altında hayata geçirilen uygulamalar sonrası TCDD altyapı ve üstyapı olarak birbirinden ayrılmış ve yapısal bütünlük bozulmuştur. Buna ilaveten Anonim şirket, holdingleşme şeklinde KİT statüsünden çıkartılıp özelleştirileceğine dair çalışmanın yapıldığı kamuoyunun malumudur.
*Liyakat tamamıyla terk edilmiş, hakkaniyetli bir şekilde unvan almanın önü kapatılmış, adamı olanın yükseldiği bir kurum haline getirilmiştir.
*Esnek ve kuralsız çalışma koşulları ile bir unvanda çalışan personelin yaptığı işler çoğaltılmış, personelin sorumluluğu arttırılmıştır.
*Kamuoyunun dikkati YHT yatırımların çevrilerek kurumun çok önemli arazi ve taşınmazları bir-bir satılarak ileriki dönemlerde demiryollarının gelişimi daraltılmıştır.
*Özellikle son dönemde yapılan siyasi kadrolaşma ve kurum içi sözde rotasyon adı altındaki sürgün politikası kurum içi iş barışını önemli ölçüde bozmuştur. Çalışanlar üzerindeki işle ilgili olmayan bu baskı ise her an bir olumsuzluğun yaşanmasının önü açılmıştır.
*Daha önceden TCDD eliyle yürütülen pek çok işle birlikte yol yapım, bakım ve onarımı ile elektrifikasyon ve sinyalizasyon işlerinin çok büyük bir bölümü 3.şahıslar eliyle ve eski adı Raysimaş şimdi ki adı TCDD Teknik A.Ş. tarafından yapılmaya başlanmış, bu işlerin kontrolü liyakatten uzak atamalarla göreve gelen personel tarafından yapılmıştır.
Sendika olarak birçok alanda yaşanan/yaşanması olası tehlikelere/facialara dikkat çekmek için defalarca yetkilileri uyardık. “Biz söylemiştik” dememek için çok çaba sarf ettik. Pamukova kazası davasında iktidarın ve Ulaştırma Bakanlığının TCDD yetkililerinin sorumluluğu çok büyüktür.
TCDD yöneticilerinin gereken dersi çıkarmadıklarını kaygıyla izlemekle beraber, 165 yıllık bilgi ve birikimin, demiryolu kültürünün, akla ve bilime aykırı uygulamalara ve partizanca atamalara alet edilmesinin nelere mal olduğunun herkes tarafından iyi bilinmesi gerektiğini ifade eder, özelleştirme politikalarından ve demiryolu işletmeciliğine zararı veren uygulamalardan bir an evvel vazgeçilerek güvenli, çağdaş, ekonomik ve kamusal bir hizmet verilmesi gerektiğini bir kez daha belirtiriz.
Pamukova “kazasında” hayatını kaybedenlerin yakınlarının acısının bir kat daha arttığı bugün kazada yaşamını yitirenleri rahmetle anarken, 22 Temmuz’u unutmayacağız ve unutturmayacağız.
BTS Merkez Yürütme Kurulu