Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (KESK) 7. Olağan Genel Kurulu’nda yapılan tüzük değişikliği sonucu oluşturulan Kadın Meclisi, 28-29 Ocak 2012 tarihinde Ankara’da bir araya geldiler.
Kadın Meclisi’nin kadınların sendikalardaki 20 yıllık mücadeleleri sonucunda oluşturulduğunu ve KESK’teki kadın hareketini ilerleteceği ortak noktasında birleşen kadınlar;
Tüm dünyada kapitalist ekonomik sistemin temel istihdam biçimi haline getirilen güvencesiz, esnek çalışma koşullarının en fazla kadınları mağdur ettiğini ve kadın emeğinin sömürüsünün arttığını, ülkemizde de özellikle son dönemde AKP Hükümetinin çıkardığı torba yasa, GSS, KHK’lar ile güvencesiz çalışmanın yasallaştığı ve en fazla da kadınların etkilendiği/etkileneceği;
Toplumsal yaşamın muhafazakarlaşması ve erkin erkeği koruyan yasalarıyla her gün 5 kadının katledildiği, katledenlerin korunduğu; adından “kadın” çıkarılan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın ise kadınların görüşlerini alıyor gibi görüntü vererek, aslında kadını değil aileyi koruduğu; kadınların geliştirdiği mücadeleyi manüpüle ettiği ve oyaladığı;
Milliyetçi-ırkçı söylemlerin yükseltildiği, savaş çığırtkanlığının arttığı, faşizan uygulamaların çoğaldığı, göz göre göre katliamların yapıldığı; gözaltı ve tutuklamaların fütursuzca arttığı tüm bu uygulamaların kadınlara acı, açlık, yoksulluk, göç, tecavüz, fuhuş olarak yaşattığı bir dönemde bir araya gelmenin önemini vurgulamışlardır.
AKP Hükümetinin kadın düşmanı neo-liberal muhafazakâr, faşizan politikalarına karşı mücadele kararlılığında olan KESK’ li kadınlar ; “Kadınların güvencesiz, esnek, kuralsız, düşük ücretle, performansa dayalı kölece çalışmasına karşı güvenceli iş; savaş, şiddet, cinayet, taciz, tecavüzle yaşam hakkının tehdit altında olmasına karşı güvenli yaşam şiarıyla “ mücadele yürütmeyi benimsemişlerdir.
Somut olarak;
- Kadının adının ve kendinin silindiği Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının kaldırılarak Kadın ve Eşitlik Bakanlığının kurulması için çalışma yürütmeye:
- Anayasa tartışmalarına kadın bakış açısıyla müdahil olunmasına, sempozyum düzenlenmesine;
- Yapılan tüm yasa ve düzenlemelerin kadın açısından değerlendirilip teşhir edilmesine,
- Emek ve meslek örgütlerinden kadınlarla, bağımsız kadın örgütleriyle, siyasal alanda mücadele yürüten kadınlarla, bir heyet oluşturarak en kısa zamanda, “Katliamı unutmadık, unutturmayacağız, takipçisiyiz” mesajıyla Uludere Roboski‘ye kadınların acılarını paylaşmak için hem taziye hem de dayanışma ve barış talebiyle ziyarette bulunulmasına; “34 can için 34 fidan” dikilmesine,
- Kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz, mobbinge karşı sendikada, işyerlerinde ve yaşamın her alanında mücadele geliştirmeye, başta cezaevlerinde tutuklu bulunan KESK’li kadınların davaları olmak üzere davalara müdahil olup, kadınlarla dayanışmaya,
- 8 Mart’ın tatil edilmesi için hizmet üretmeyerek alanlara çıkmaya karar verdi.
Küresel kapitalizmin can yakan sonuçlarından, sömürüden, eşitsizlikten, şiddetten, savaştan, anti-demokratik baskılardan, muhafazakar anlayıştan, ataerkil sistemden, Kürt sorununun çözümsüzlüğünden, esnekleştirme ve taşeronlaştırma politikalarından, toplumu örgütsüzleştirme çabalarından, erkek egemen siyasetten, doğanın talanından ve daha sayabileceğimiz onlarca sorundan en çok etkilenen olan kadınlar, tüm bunların çözümü için de 20 yıldır yürüttüğümüz mücadele deneyimlerimizle, birikimlerimiz ve gücümüzle kadınların öncülüğünde daha güçlü bir KESK yaratma yolunda ilerleyeceklerinin, sözün, yetkinin, kararın kadınlarda olduğu bir mücadeleyi örgütleyeceklerin iradesinin kararını almışlardır.