Atina-Selanik seferini yapan yolcu treni ile karşı yönden gelen yük treninin kafa kafaya çarpışması sonucu yaşanan faciada 36 kişinin yaşamını yitirdiği, 85 kişinin ise yaralandığını üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayız.
En güvenli ulaştırma sektörlerinin başında gelen demiryollarının ülkemizde ve pek çok dünya ülkesinde neoliberal politikaların sonucu yaşanan özelleştirilmelerin kazaları beraberinde getirdiğine bir kez daha tanık olduk.
ITF ve ETF üyesi olan Sendikamız, Yunanistan halkına ve demiryolu çalışanı meslektaşlarımıza üzüntülerimizi bildirir, başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerimizi iletiriz.
Özelleştirmelerin Tüm Ülkelerde Demiryolu Güvenliğine Zarar Vereceği Söylenmişti.
Ülkemizde yaşanan özelleştirme politikaların bir benzeri Yunanistan’da da yaşanmış, pek çok kamu kurumu özelleştirilirken Yunan demiryollarının özelleştirilmesi yönünde adımlar atılmıştı.
Yunanistan Özelleştirme Kurumu TAIPED, 2013 yılında başlatılan özelleştirmeler kapsamında Denetim Mahkemesi’nden alınan onayın ardından Yunan demiryolu TRAİNOSE satışa çıkarılmış, 2017 yılında TRAINOSE, 45 milyon Avroya İtalyan devlet demiryolları şirketi Ferrovie Dello Stato İtaliane’ye satılmıştı.
Yunan demiryolları TRENOSE’nın 2000’li yıllarda özelleştirme kapsamına alınmasının ardından demiryolu çalışanlarının defalarca yaptığı direniş ve grevler sonucu satışı uzun bir süre erteletirken, 2017 yılında satılması sürecinde kurum çalışanları, özelleştirmeden kaynaklanan güvenlik sorunlarına defalarca dikkat çekerek yetkilileri uyarmışlardı.
Demiryolu çalışanları 7 Şubat 2023’te yayımladıkları bildiride ise olası kazalara dikkat çekerek demiryolları altyapıların modernleştirilmesi, bütün çalışanların eğitime tabi tutulması, şirket yöneticilerin eğitilmesi, demiryollarının özellikle yaşam alanlarından geçtiği yerlerde önlemler alınması, kişisel güvenlik önlemlerine önem verilmesi taleplerini dile getirmelerine rağmen İtalyan demiryolu şirketinin güvenlik önlemlerini almaktan kaçındığını belirtmişlerdi.
Yaşanan durum özetle; kamu elindeyken iş güvenliği, demiryolu güvenliği politikaları öncelenirken özelleştirme sonrası güvenlik tedbirlerine yeteri kadar önem verilmemesi kazalarla sonuçlanmaktadır.
Facianın Ardından Yunanistan Ulaştırma Bakanı İstifa Etti.
36 kişinin hayatını kaybettiği tren faciasının ardından Yunanistan Ulaştırma Bakanı Kostas Karamanlis istifa etti.
Yaşanan istifa onlarca yaşamı geri getirmeyecektir elbette. Ancak Ulaştırma Bakanı olarak demiryollarının güvenliğinin esas sorumlusunun ilgili Bakan olması nedeniyle istifa etmesi özeleştiri ve insanidir.
Yaşanan facianın ardından Yunan Ulaştırma Bakanının istifa etmesi ülkemizde yaşanan tren faciaları sonrası yaşanan süreçleri akla getirmektedir.
Pamukova’dan Tavşancıl’a Çorlu’dan Marşandiz’e kadar yaşanan tren facialarının asıl sorumluluğunun siyasilerde ve kurum yöneticilerinde olduğu açıkça ortadayken ve kurumsal sorumluluk mahkeme kararlarıyla da kesinleşmişken ne bir siyasi ne bir kurum yöneticisi istifa etmiş, ne de yargılanmalarına izin verilmiştir.
Hiçbir tren faciasında sorumluluk duyup istifa mekanizmasının işletilmemesi bir sonraki facianın önünü açmış, demiryolu güvenliği her geçen gün daha da sorunlu hale gelmiştir.
Yaşanan tren kazalarından ders çıkararak, gerek ülkemizde ve gerekse diğer ülkelerde özelleştirmelerin, demiryolu güvenliğini tehlikeye attığı gerçeğinin farkına varılması gerekmektedir.
Ülkemiz siyasilerini, kurum yöneticilerini demiryolu güvenliğine zarar veren her türlü politik uygulamalara son vermeye çağırıyoruz