25.04.2024
Basına ve Kamuoyuna
Çorlu Tren Katliamı Davasında Karar Açıklandı!
Çorlu’nun Asil Sorumlusu Ulaştırma Politikaları ve AKP’nin Liyakatsiz Atamalarıdır!
Yaklaşık 6 yıl önce, 8 Temmuz 2018 tarihinde Edirne/Uzunköprü’den hareket ederek İstanbul Halkalı’ya gitmekte olan 12703 sefer sayılı ve 6 vagondan oluşan yolcu treni, Çorlu ilçesi Balabanlı Köyü Sarılar mevkiinde kilometre 162’de tüm vagonlarının yoldan çıkması sonucu 7’si çocuk 25 kişinin yaşamını yitirdiği, 300’den fazla kişinin de yaralandığı tren katliamı yaşanmıştı.
Hatırlanacağı üzere; olay günü öğlenden sonra yağan yağmur sularının olay yerindeki menfezden yeterince geçmemesi sonucu biriken suların menfez üstü ile demiryolu altında kalan kısımdaki malzemeyi boşaltması sonucu boşluk oluşmuş, ray ve beton traversler boşlukta-askıda kalmasının ardından yolcu treninin lokomotif ve 1. vagonu menfezden geçmiş, sonraki 5 vagon yoldan çıkarak ve diziden kopmayarak yaklaşık 200 metre sürüklenmişti.
Kazanın ardından Ulaştırma Bakanı’nı yaptığı “yağış çok fazla olduğu için bu kaza olmuş” açıklaması, siyasal iktidarın Pamukova da soma da iliç v.b katliamlarda da tanık olduğumuz akıl ve bilimden uzak kendi sorumluluklarının ve suçlarının üstünü örtmek adına yapılmış açıklamalardır.
Bizler BTS olarak Olayın yaşandığı ilk günden bugüne kadar Çorlu tren faciasının nedenlerinin ve gerçek sorumlularının açığa çıkartılması için mücadele ettik.
Dün yapılan ve Sendikamızın da katıldığı, pek çok siyasi parti ile Barolar, Odalar, Sendikalar ve Sivil Toplum Örgütlerinin temsilcilerinin bulunduğu yaklaşık 6 yıl süren mahkemenin son duruşması görülerek Mahkeme Heyeti tarafından karar verildi.
Verilen kararda hepinizin bildiği üzere çeşitli görevlerde bulunan demiryolculara cezalar verilirken bir kısmı da beraat ederek haklarındaki adli kontrol kararları kaldırıldı.
Bizler davanın görülmeye başladığı tarihten itibaren yıllardır duruşmalara katıldık, yakından takip ettik, açıklamalar yaptık, raporlar yayınladık. Buradan bir kez daha belirtmek istiyoruz Çorlu tren faciasının asıl nedeni bugünkü siyasi iktidarın akıl bilim ve liyakatten uzak ulaşım politikalarıdır. Kazanın sorumluları ise bu politikaları uygulayan siyasi iktidar temsilcileri ve onların yandaş üst düzey bürokratlarıdır.
İlk günden itibaren ısrarla vurguladığımız Katliamın gerçekleşmesinde ki en önemli nedenlerden birinin Demiryollarının yeniden yapılandırılması kapsamında Yol Bekçiliği uygulamasının kaldırılmasıdır. Genel müdürlük yol bekçiliğini kaldırmasına rağmen yerine herhangi bir kontrol ve güvenlik mekanizması koymamıştır. Kazayla ilgili bilirkişi raporunda da bu durum açıkça ortaya konulmuştur.
Diğer yandan O dönem de yapılan açıklamalarda da belirtildiği gibi yağmur sularının akış yönünün hesaplanamadığı, yanlış ekim, yeraltı su yollarının yönlerinin değiştirilmesi vb. gibi yanlış uygulamalar nedeniyle, yağmur kaynaklı suyun, 100 yılı aşkın bir yaşa sahip menfezin içinden değil de, üstünden gidip yolun altını boşalttığı şeklinde bilimsel değerlendirmelerdir.
Biz, sizlere kaza gibi katliamların asıl nedenlerini söyleyelim.
Temel neden; siyasi iktidar tarafından son 20 yıldır uygulamaya konulan ulaştırma ve demiryolu politikalarıdır. Demiryolu mevzuatına ve bilimine açıkça aykırı olmasına ve bütün uyarılara rağmen yaşanan pamukova ve Ankara hızlı tren kazaları da göz göre göre yaşanan tren kazalarıdır. Bu kazaların 1. Derecede sorumlusu olan dönemin ulaştırma bakanı ve genel müdürleri ise hiçbir şekilde yargı önüne çıkartılmamış ve ceza almadıkları gibi aksine Pamukova kazasının baş sorumlularından olan dönemin genel müdürü Süleyman Karaman milletvekili yapılmış ve bugün Erzincan İliç’teki katliamı araştıma komisyonunda da görevlendirilmiştir.
Yine Çorlu ve benzeri kazaların sebeplerinden biri de kurumda yapılan liyakatsiz atamalardır Kamu kurumlarına işe alım ve görevde yükselme sınavlarında kanayan bir yara olan mülakat sınavı uygulaması hükümetin kadrolaşma aracı haline dönüştürülmüştür. Yapılan bu mülakatlar da liyakatli insanların görevde yükselmesi ve unvan alması engellenmiş yerlerine yandaş torpilli hiçbir vasfı olmayan liyakatsiz kişilere unvanlar dağıtılmıştır. Bu nedenle kamuda kayırmacılığın kadrolaşmanın ve liyakatsizliğin en önemli araçlarından biri olan Mülakat sistemi kaldırılmalıdır
Ankara hızlı tren, Pamukova, Soma,İliç vb katliam gibi kazalarda gerçek sorumluluğu olan üst düzey yöneticilere dokunmama geleneğinin Çorlu’da da bozulmadığına tanık olduk. Oysaki emniyetli bir şekilde tren işletmeciliğinin yapılabilmesi için ülkemiz ulaşım politikalarını belirleyen, yatırım yapılmasına karar veren siyasiler ve üst düzey yöneticiler bu faciada her zamanki gibi 1. derecede sorumlu kişilerdir. Ancak Çorlu katliamı davasında isimleri bile geçmedi. Bu davada gerçek sorumlular yargılanmadığı sürece bu yargılama eksik bir yargılanmadır. Bu nedenle dönemin üst düzey kurum yöneticileri yargılanmadığı sürece bu dava bitmemiştir.
Diğer yandan ise Bilirkişi raporlarında kimi mühendis arkadaşlarımız hakkında kusurları olmadığına dair açık bilgiler yer almasına rağmen 8-10 yıla varan cezalar almışlardır.
Demiryollarının, daha güvenli, çağdaş, ekonomik ve kamusal bir hizmet olarak verilmesi gerektiğini savunan bizler; 168 yıllık demiryolu kültürünün oluşturduğu bilgi ve birikimin yok edilmesiyle, özelleştirme uygulamalarıyla, liyakatsiz atamalarla, yanlış politikalarla nerelere getirildiğinin nelere mal olduğunun herkes tarafından iyi bilinmesi gerektiğini bir kez daha belirtmek istiyoruz.
Bu kapsamda Çorlu da asıl sorumlular açığa çıkartılıp Adalet sağlanıncaya kadar mücadelemiz sürecektir.
Merkez Yürütme Kurulu Adına
Tonguç ÖZKAN
Genel Başkan