Yargı kararlarına meydan okuyan TÜİK yönetimi enflasyon verilerini gizlemeye devam ediyor. Enflasyon verileri inandırıcı olmayan TÜİK çareyi geçmiş verileri silmekte buluyor. TÜİK kendi başkanının açıklamalarını bile yayımlamaktan imtina ediyor.
TÜİK Başkanı Erhan Çetinkaya, TÜİK’in madde fiyat listesini karartması nedeniyle artan tartışmalar üzerine 8 Temmuz 2024 tarihinde alelacele bir basın toplantısı düzenledi. Bilindiği gibi TÜİK Haziran 2022’de, 2003 yılından beri yaklaşık 20 yıldır yayımladığı enflasyon hesabına esas madde fiyat listesini açıklamaktan vazgeçmişti. Bunun üzerine DİSK konuyu idari yargıya taşımıştı. İstinaf aşamasından da geçerek kesinleşen karara göre TÜİK’in madde fiyat listesini yayımlaması gerekiyor. Ancak TÜİK Başkanlığı DİSK’in bütün başvurularına rağmen madde fiyat listesini açıklamadı. DİSK son olarak konuyu Anayasa Mahkemesine taşımıştı.
DİSK’in yürüttüğü hukuk mücadelesi ve Ekonomim gazetesi yazarı Alaattin Aktaş’ın 7 Temmuz 2024’te TÜİK’in eski madde fiyat listesinden hareketle bazı mal ve hizmetlerin güncel tahmini fiyatlarını yayımlaması üzerine iyice köşeye sıkışan TÜİK’in Başkanı Çetinkaya yakın tarihte eşine az rastlanır biçimde bir basın toplantısı düzenledi. Yıllardır basın önüne çıkmayan ve hatta DİSK’e randevu bile vermeyen TÜİK Başkanı’nın basın toplantısındaki açıklamaları oldukça tartışma yarattı.
TÜİK Başkanı Erhan Çetinkaya, TÜİK’in madde fiyat listesini karartması nedeniyle artan tartışmalar üzerine 8 Temmuz 2024 tarihinde alelacele bir basın toplantısı düzenledi. Bilindiği gibi TÜİK Haziran 2022’de, 2003 yılından beri yaklaşık 20 yıldır yayımladığı enflasyon hesabına esas madde fiyat listesini açıklamaktan vazgeçmişti. Bunun üzerine DİSK konuyu idari yargıya taşımıştı. İstinaf aşamasından da geçerek kesinleşen karara göre TÜİK’in madde fiyat listesini yayımlaması gerekiyor. Ancak TÜİK Başkanlığı DİSK’in bütün başvurularına rağmen madde fiyat listesini açıklamadı. DİSK son olarak konuyu Anayasa Mahkemesine taşımıştı.
DİSK’in yürüttüğü hukuk mücadelesi ve Ekonomim gazetesi yazarı Alaattin Aktaş’ın 7 Temmuz 2024’te TÜİK’in eski madde fiyat listesinden hareketle bazı mal ve hizmetlerin güncel tahmini fiyatlarını yayımlaması üzerine iyice köşeye sıkışan TÜİK’in Başkanı Çetinkaya yakın tarihte eşine az rastlanır biçimde bir basın toplantısı düzenledi. Yıllardır basın önüne çıkmayan ve hatta DİSK’e randevu bile vermeyen TÜİK Başkanı’nın basın toplantısındaki açıklamaları oldukça tartışma yarattı.
BAŞKANA DA MI SANSÜR!
Ancak TÜİK Başkanı’nın bu çok ses getiren ve muhtemelen bir PR çalışması olarak düşünülen basın toplantısı kurumun kendisi tarafından adeta sansürlendi. Kurumun sıradan faaliyetlerini bile (örneğin Singapur Büyükelçisi’nin TÜİK ziyareti) haber yapan TÜİK resmi web sitesi nedense Başkanın bu son derece önemli ve tartışmalı basın toplantısını haber bile yapmadı. Başkanın açıklamalarına ve sunumuna nedense yer vermedi. Toplantıyla ilgili medyada çıkan haberler için düzeltme açıklaması bile yapan TÜİK, Başkanının basın toplantısını haber yapmaktan imtina ediyor. TÜİK’in resmi sosyal medya hesabı da (X) başkanın bu önemli basın toplantısından söz etmedi.
Çok tuhaf şu TÜİK! Başkanı neden sansür ediyorsunuz? Basın toplantısının tam kaydını, Başkanın toplantıdaki sunumunu yayımlayın lütfen. Şeffaf olun. Tartışmalara ve şaibelere son vermenin yolu budur. Hangi kurum kendi başkanının kritik bir basın toplantısını görmezden gelir? Bu nasıl bir iletişim stratejisidir? TÜİK neden göğsünü gere gere Başkanının bu mühim basın toplantısına yer vermiyor? Yoksa Başkanın bu toplantısının Umman Sultanlığı’nın ziyareti kadar haber değeri yok mu?
Yoksa TÜİK bu basın toplantısı unutulsun mu istiyor? Yoksa bu basın toplantısı “izin” alınmadan mı yapıldı? Yoksa Başkanın toplantıdaki sözleri ve sunumdaki tuhaflıklar sonradan mı fark edildi? Başkanın konuşmasının tam metnini arıyorum. Yok! Basın toplantısı kaydını arıyorum. Yok! Basın toplantısı sunumunu arıyorum. O da yok! Bereket Başkanın sunumu gazeteciler eliyle bir şekilde dolaşıma girdi de en azından sunumun içeriğini öğrenmiş olduk. Bu yazıda bu acayip sunumu ele alacağım ve TÜİK’in içine düşürüldüğü içler acısı duruma değineceğim.
TÜİK ÖZERK DEĞİL!
TÜİK ülkemizin en eski kurumlarından biri. Kökleri 1926’da kurulan Merkezi İstatistik Dairesi’ne gidiyor. Yüzyıllık bir kurum olan TÜİK’te toplam 4 bine yakın kişi çalışıyor. Bunlardan 66’sı doktora ve 425’i yüksek lisans derecesine sahip. Ülkenin resmi istatistik kurumu olan TÜİK’in kuruluş ve faaliyetleri 2018 yılına kadar 5429 sayılı kanun ile düzenlenirken Başkanlık rejimine geçiş ile birlikte kurum 4 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Cumhurbaşkanlığı teşkilatı bünyesine alındı. Diğer bir ifade ile Cumhurbaşkanlığının idari bir bürosu haline geldi. Kurumun faaliyetleri kanunla düzenlenir olmaktan çıktı ve Cumhurbaşkanının idari kararlarına bırakıldı. Milyonlarca insanın yaşamını ve geçimini belirleyen bir organ olan TÜİK siyasi iktidarın bir aparatı haline geldi.
Geçmişte Meclis tarafından düzenlenen TÜİK’in teşkilat ve faaliyetleri artık Cumhurbaşkanının iki dudağı arasında. Kurumun tüm faaliyetleri Cumhurbaşkanı tarafından tek başına düzenlenebiliyor. Kanuna göre TÜİK başkanı 5 yıl için atanıyordu ve görev süresi bitinceye kadar görevden alınamıyordu. Şimdi 3 sayılı CB Kararnamesine göre Cumhurbaşkanı tarafından atanan TÜİK Başkanı görev süresi sona ermeden de Cumhurbaşkanınca görevden alınabiliyor. Halen TÜİK Başkanlığını sürdüren Dr. Erhan Çetinkaya 2022 yılında bu göreve atandı. Çetinkaya endüstri mühendisliği bölümü mezunu. Bankacılık ve finans alanında doktorası olan Çetinkaya BDDK’de başkan yardımcısı olarak çalıştı. Bankacılık ve finans alanında uzman olan Dr. Çetinkaya’nın TÜİK’te bir deneyimi yok.
BİR ACAYİP SUNUM
TÜİK Başkanı 8 Temmuz 2024’teki basın toplantısında 51 slayttan oluşan bir sunum yapmış. Basın toplantısının ve Çetinkaya’nın değerlendirmelerinin esası bir yana bu 51 slaytlık sunum içler acısı nitelikte. TÜİK gibi hayati bir kamu kurumuna yakışmayan ve yer yer ergen bir tarzla hazırlanan bu sunum TÜİK’in halini ortaya koyuyor. Türkçe yazım kurallarına özen göstermeyen yer yer laubali bir üslupla hazırlanan sunum içler acısı. Lisans düzeyinde bir öğrenci böyle bir sunum hazırlasa sıkı bir fırça yemesi işten bile değil! Madde fiyat listesi konusunda köşeye sıkışma duygusuyla hazırlandığı anlaşılan sunumun biçimsel sorunlarını bir yana bırakıp içeriğine bakalım.
Madde fiyatlarını neden açıklamadıklarını izah etmek üzere yapılan 51 slaytlık sunumda konuya sadece üç sayfa ayrılmış durumda. “Neden fiyat açıklamaktan vazgeçtik?” sorusuna şu yanıtları veriyor TÜİK Başkanı:
İlki: Hiçbir ülkede açıklanmıyor, biz neden açıklayalım? İyi de hangi ülkede fiyat listesi kesinleşmiş yargı kararına konu oldu? Hangi ülke 20 yıl açıklayıp sonra birden bire yanlış anlaşılıyor diye vazgeçti? Siz öncelikle yargı kararları ile bağlısınız diğer ülke örnekleriyle değil!
Başkanın ikinci gerekçesi “Ortalama fiyatlar yanlış anlaşılmaya yol açıyordu, o yüzden vazgeçtik” şeklinde. Evet, ortalama olduğunu herkes biliyordu zaten. 20 yıl boyunca da ortalama fiyat listesini açıkladınız. 20 yıl boyunca doğru olan veri neden enflasyonun yüksek seyrettiği 2022’de “yanlış anlaşılmaya” başlandı!
Başkan Çetinkaya’nın üçüncü gerekçesi evlere şenlik: “Vaktimiz yok” diyor Başkan! Üçüncü gerekçe noktasına virgülüne dokumadan tamı tamına şöyle:
“Bir sonraki ayın 3. gününde enflasyon açıklayan başka bir ülke yok !!!
Hesap ucu ucuna yetişirken, kalkıp bir de bir anlatıcılığı olmayan fiyatlar «hesaplamaktan»
vazgeçtik, bu yüklü, ağır ve dünyada kimsenin yapmadığı bir iş.”
4 bine yakın çalışanı olan kurumun fiyat listesi için vakti yokmuş, acelesi varmış. Geçmişte nasıl yetişiyordu? Görüldüğü gibi fiyat listesini saklamalarının ikna edici bir gerekçesini sunamıyorlar.
Bir sonraki slaytta ise DİSK’in yargı kararına dayanarak istediği madde fiyat listesini, “fiili imkansızlık” nedeniyle vermediklerini iddia ediyor. Bu nasıl bir ciddiyetsizlik! Birkaç slayt önce “aslında yapabiliriz ama yapmak istemiyoruz, vakit ayırmak istemiyoruz” demeye getireceksin, birkaç slayt sonra fiili imkansızlık diyeceksiniz. Pes artık!
BU NE CÜRET!
TÜİK Başkanı, basın toplantısı yapmasına yol açan DİSK tarafından açılan dava konusunu ise tam anlamıyla çarpıtıyor. Şöyle diyor Başkan:
“CİMER üzerinden hesaplamayı durdurduğumuz bilgileri istediler
• İlave hesaplama gerektirdiği için alamadılar
• TÜİK’i değil Adalet Bakanlığı Bilgi Edinme Kurulunu dava ettiler
• Hukuka aykırı bir yürütmeyi durdurma kararı aldılar
• Karar fiili imkansızlık nedeniyle uygulanamadığı için TÜİK yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulundular, savcı soruşturmaya yer görmedi”
Hangi birini düzeltelim! Hadi Başkan hukukçu değil konuya vakıf değil. TÜİK hukukçularına mı danışmadınız! “TÜİK’i değil Adalet Bakanlığını dava ettiler demagojisine” sarılıyorsunuz. Bilmiyorsanız öğrenin! Bu idari usul hukukunun gereği. Bilgi Edinme Kurulu Adalet Bakanlığı bünyesinde. Bu nedenle tüm bilgi edinme davaları Adalet Bakanlığı aleyhine açılır. Madem “dava Adalet Bakanlığına açıldı ve TÜİK ile ilgisi yok” diyorsunuz TÜİK neden müdahil oldu? Neden kararı istinaf etti? Laf ebeliğini bırakın TÜİK bu davanın tarafıdır. Davanın konusu TÜİK’in hukuksuz idari işlemidir.
TÜİK Başkanı konuyu açıkça çarpıtıyor ve istinaf aşamasında kesinleşmiş yargı kararını “Hukuka aykırı bir yürütmeyi durdurma kararı aldılar” diyerek itibarsızlaştırmaya çalışıyor. Bu ne cüret! Kesinleşmiş yargı kararını çarpıtmak, “hukuka aykırı” demek ve küçümsemek TÜİK Başkanı’nın haddi değildir. TÜİK Başkanlığı, bir devlet memuru olarak kesinleşmiş yargı kararlarını “hukuka aykırı” olarak niteleyecek merci değildir. Üst düzey ve sorumlu bir devlet memuru olarak TÜİK Başkanı kesinleşmiş yargı kararlarını geciktirmeksizin uygulamakla yükümlüdür. TÜİK Başkanlığı yargı kararlarını tartışacak siyasi ve toplumsal bir merci değil, idari bir organdır. TÜİK Başkanı Erhan Çetinkaya görevinin sınırlarını ve sorumluluklarını bilmelidir.
TÜİK 1984!
TÜİK madde fiyat listesini karartmakla kalmadı, yargı kararlarına direnmekle kalmadı, geçmişe dönük verileri de sansürledi ve değiştirdi.
Orwell’ın 1984 romanının ana karakteri Winston Smith hayali bir diktatörlük ülkesinde “Gerçek Bakanlığında” çalışmaktadır.
Görevi diktatörlüğün geçmiş yıllarında gazetelerde yer alan ancak diktatör Büyük Birader’in artık hoşuna gitmeyen haberleri çıkarıp yerine diktatörün hoşuna gidecek yenilerini yazmaktır. Böylece geçmiş silinmiş, yeniden yazılmış ve değiştirilmiş olur.
İşte TÜİK sonunda bunu da yaptı. Haziran 2022’den beri madde fiyat listesini açıklamayan ve yargı kararlarına direnen TÜİK sonunda geçmişi de silmeye ve değiştirmeye kalktı. Önceki yıllarda yayımladıkları elektronik bültenleri değiştirerek bilgi karartmada yeni bir aşamaya geçtiler. 3 Haziran 2022 tarihinde TÜİK tarafından yayımlanan sansürsüz orijinal bültende “Madde Sepeti ve Ortalama Madde Fiyatları (Türkiye) dosyası” yer alıyor. Daha sonra bu bülten değiştirilerek sansürlendi ve “Madde Sepeti ve Ortalama Madde Fiyatları (Türkiye)” dosyası silindi. İki bültenin de sayı ve tarihi aynı.
TÜİK geçmiş tarihli bir bültenin orijinal eklerini daha sonra değiştirerek büyük bir tahrifat ve sansüre imza atmış oldu. Dahası resmi evrakı değiştirerek suç işlemiş oldu. Geçmiş tarihli bir bültenin eklerini değiştirmek nedir? Bir kamu kurumu neden böyle bir sansüre ve tahrifata ihtiyaç duyar? TÜİK gibi bir kamu kurumunun yöneticileri geçmişe dönük resmi verileri neden ve nasıl kayıtlardan çıkartır? Bu resmi evrakta sahtecilik değil mi? Buna nasıl cüret edilir!
Her şey bir yana Wayback Machine ile geçmiş tarihli web sayfalarının orijinallerini bulmanın mümkün olduğunu bilmiyor musunuz? Geçmişe dönük sansürcü bir zihniyetle sildiğiniz o dosyanın binlerce kullanıcı tarafından indirilmiş ve kaydedilmiş olduğunun farkında değil misiniz? Zavallı sansürcü TÜİK yönetimi!
TÜİK Başkanı Çetinkaya basın toplantısı sunumunda benim de bazı X paylaşımlarımı bağlamı dışında kullanmaya kalkmış. TÜİK Başkanı, TÜİK’e yönelik onca eleştirimi görmezden gelip geçiştirirken bazı X paylaşımlarıma demagojik bir yaklaşımla sunumunda yer verdi. Bu ergence tutuma gülüp geçiyorum.
TÜİK Başkanı Çetinkaya’nın basın toplantısındaki neredeyse tek doğru ifadesi şirket kârlarının enflasyonu yukarı taşıdığı ve kâr artışlarının fahiş olduğu şeklindeydi. Doğru söze ne denir! Öte yandan bir porselen kadar narin Türk burjuvazisi bu ifadeden pek incinmiş ve pek rahatsız olmuş! Sermaye örgütleri bir ağızdan TÜİK Başkanına saldırmaya başladılar. İnsanın TÜİK Başkanını savunası geliyor! Oysa TÜİK Başkanına sorulması gereken asıl soru şu: Bu fahiş şirket kârlarının yukarıya taşıdığı enflasyonu neden doğru ölçmüyorsunuz? Neden yargı kararlarının gereğini yapmıyorsunuz? Neden bir kamu görevlisi olarak Anayasanın 138. maddesine uymuyorsunuz?
TÜİK milyonlarca insanın ekmeğini, aşını ve geçimini belirliyor. TÜİK Başkanının görevi mugalata ve demagoji yapmak değil bir kamu görevlisi olarak yargı kararlarına uygun davranmak ve enflasyonu düzgün ölçmektir. TÜİK güvenilir ve şeffaf bir kurum olmaktan çıkmıştır. TÜİK yargıya meydan okuyan bir odak haline gelmiştir. TÜİK Başkanı bir an önce bu çıkmaz yoldan geri dönmelidir.
Aziz ÇELiK
Birgü Gazetesi- 15.07.2024