Haydarpaşa ve Sirkeci Garlarının kültür, sanat ve turizm işlevine kavuşturulması gerekçesiyle bu alanların sermayeye kaynak yaratmak üzere Kültür ve Turizm Bakanlığına devredilmesine karşı Sendikamızın bileşenleri arasında olduğu Toplum Kent ve Çevre İçin HAYDARPAŞA DAYANIŞMASI olarak Haydarpaşa ve Sirkeci Garlarının Gar işlevlerini sürdürmesi amacıyla tepkimizi ve taleplerimizi dile getirmek üzere bugün 12.30’da Kadıköy İskele Meydanından başlayıp 13.30’da Haydarpaşa Gar’da tamamlanacak olan yürüyüş gerçekleştirildi.
Sendikamız Merkez Yürütme Kurulu üyeleri, İstanbul 1 Nolu ve Havacılık Şube üye yöneticilerimizin yer aldığı yürüyüş Haydarpaşa Dayanışması bileşeni kurumların temsilci ve üyeleri ile çeşitli Siyasi Parti ve Sivil Toplum Örgütü temsilci ve üyesinin katılımıyla yapıldı.
Yürüyüş sonrası DEM Parti İstanbul Milletvekili Kezban KONUKÇU, Kadıköy Belediye Başkanı Mesut KÖSEDAĞI ile CHP Kadıköy İlçe Başkanı Ali NARİN’in konuşmalarının ardından Haydarpaşa Bileşeni adına Sendikamız Genel Başkanı Tonguç ÖZKAN tarafından basın açıklaması okundu.
Okunan basın açıklaması aşağıdadır.
9 Kasım 2024
Basına ve Kamuoyuna
Haydarpaşa Garı, limanı ve çevresinin 2000’li yıllardan bu yana iktidar ve emrindeki TCDD yönetimi tarafından büyük bir inatla sermayeye peşkeş çekilme girişimine karşı, toplumun tüm duyarlı kesimleri ile birlikte yılmadan ve usanmadan bir direniş veriliyor.
Kent Toplum ve Çevre İçin Haydarpaşa Dayanışması olarak, gerek hukuksal alanda, gerekse 19 yıldır durmaksızın sürdürdüğümüz Pazar nöbetleri ile, 2005 yılından bu yana yaşayan endüstriyel kültür varlığımız olan Haydarpaşa Garı’nın endüstriyel ve kamusal demiryolu işlevini korumak için mücadele ediyoruz. Özellikle 2004 yılından itibaren, TCDD ve kamusal alanlarımızın özelleştirilmesine dair yasalar çıkartılarak, koruma kurulu kararları, koruma amaçlı imar planları yok sayılarak, şeffaflıktan uzak, gizli kapaklı projeler, sözleşmeler yapılıp kamu kaynakları milyonlarca lira zarara sokularak;
Deprem bekleyen bir kentin en önemli ulaşım yapıları ve ihtiyacı olan Haydarpaşa limanı, Haydarpaşa Garı, Sirkeci Garı, ulusal ve uluslararası gayrimenkul, turizm vb. sermayesinin emrine sunulmaya çalışılıyor.
Yıllar içinde bu amansız uğrası “Haydarpaşa Manhattan Olacak”, “Haydarpaşa Venedik Olacak”, “Haydarpaşa Otel Olacak”, “Haydarpaşa Ticaret Merkezi Olacak”, “Haydarpaşa Kültür Merkezi Olacak”, “Haydarpaşa Cruise Liman Olacak”, “Haydarpaşa olimpiyat köyü̈ olacak ve “Haydarpaşa Müze Olacak” gibi söylemler ve kentsel dönüşüm projeleri olarak karşımıza çıktı. Aynı inatla sürdürülen yasal ve toplumsal mücadelelerin sonucunda bütün bu projeler ortadan kaldırıldı.
Ancak inat bitmedi. Haydarpaşa Garı’nın Gar işleviyle milyonlarca bedel ödenerek yapılan restorasyonu ve arkeolojik çalışmaları sona erip trenleriyle ve toplumla buluşması beklenirken iktidar bu kez karşımıza kültür endüstrisi sermayesi adına “kültür vadisi” denilen bir proje çıkardı. TCDD’nin kendi Müdürlüklerinin dahi İstanbul’un merkezi gar binası olan Haydarpaşa ve Sirkeci garlarına olan ihtiyacı ısrarla belirtilmesine rağmen TCDD yönetimi tarafından Ağustos 2024’te yapılan bir protokolle Haydarpaşa ve Sirkeci Garları 29 yıllığına Kültür ve Turizm Bakanlığına devredildi. Hukuksuz ve kamu yararına aykırı bulunan bu protokole karşı TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi ve Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası tarafından protokolün yürütmesinin durdurulması ve iptali için idari yargıda dava açılmıştır.
Gerek protokol eki belgede demiryollarına bırakılan alanın yetersizliği ve ardından yine gizli kapaklı hazırlanan ve son günlerde Kültür ve Turizm Bakanı tarafından kamuoyuna açıklanan bu yeni dönüşüm projesi taslağı, diğer projelerde olduğu gibi Sirkeci ve Haydarpaşa Garlarını, kamu yararı ve toplumun ulaşım hakkının gözetilmesi kaygılarından uzak bir şekilde, özel bir zümreye hizmet edecek bir kültür endüstrisi alanına dönüştürme çabasından başka bir şey değildir. Her türlü yöntem kullanılarak toplum nezdinde meşrulaştırılmaya çalışılan bu projeler incelendiğinde arkeo-park, müze, bienal, millet bahçesi ve performans sanatları merkezi gibi işlevlerle garın ana ulaşım merkezi olarak kullanımının geri plana atılacağı açık olarak anlaşılmaktadır.
Haydarpaşa ve Sirkeci Garları sembolik olan birkaç trenin geleceği bir istasyona çevrilmek isteniyor.
Tüm dünya metropollerinde şehir merkezindeki garların ihtiyaç duyduğu trenlerin bakım, onarım, depo ve park alanları ile demiryolcuların çalışma mekanları gibi yerler Haydarpaşa ve Sirkeci söz konusu olduğunda planlara dahil edilmiyor. Bakın Adapazarı Garı’nın 4 peron ve 6 yolu olduğu bir durumda Anadolu Yakası’nın tarihi garı Haydarpaşa’da sadece 3 peron ve 4 yol planlanıyor. Nüfusu ve coğrafi büyüklüğü İstanbul ile karşılaştırılamayacak olan 254 binlik nüfuslu Venedik’in Santa Lucia Garı’nda bile 23 peron bulunuyor. Venedik Santa Lucia Garı’nda günde 25 çift tren kalkarken, Sirkeci’de sadece yılda 1 kez Orient Ekspres, Haydarpaşa Garı’nda ise günlük sadece birkaç çift YHT işletmek planlanıyor. Sirkeci ve Haydarpaşa Garlarındaki peron sayılarının bu kadar az tutulmuş olması demiryolculuk işletmeciliğinin hakkıyla yapılmasının önüne geçmektedir. Bizler tüm bunların bilinçli olarak yapıldığının farkındayız. Çünkü Haydarpaşa ve Sirkeci Garları halka hizmet eden kamusal ulaşım mekanları olarak değil, sermaye yatırımlarının yapılacağı Galataport vari tüketim vitrinleri haline getirilmek isteniyor.
Asli görevi kültür varlıklarımızı korumak olan ve Haydarpaşa Garı’nın tüm işlevleri ile korunmasına dair kendi bünyesindeki Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu kararlarını dahi dava konusu etmiş̧ Kültür ve Turizm Bakanlığına tekrar ve önemle hatırlatıyoruz. Haydarpaşa ve Sirkeci Garları dünyada iki kıtayı demiryolları ile birleştiren ve bir başka örneği bulunmayan gerek uluslararası gerekse ulusal koruma otoriteleri tarafından dünyanın “yaşayan endüstri mirası” olarak kabul edilmiştir. Bu “yaşayan” endüstriyel mirasının sermayeye peşkeş çekilerek öldürülmesine asla geçit vermeyeceğiz. Evrensel koruma ilkeleri, İstanbul’un deprem gerçeği ve ulaşım ihtiyaçları dikkate alınarak, garlarımızın “Gar” olarak kullanılmaya devam edilmesi ve trenlerimizle birlikte topluma bir an önce iade edilmesi yaşamsal bir zorunluluktur.
Toplumsal ihtiyaçları ve evrensel ilkeleri görmezden gelen tüm projeler gibi, meşruluktan uzak bu projeleri de reddediyoruz!
Yirmi yıldır sürdürdüğümüz haklı mücadelemiz, Haydarpaşa ve Sirkeci garları tam kapasite ile topluma iade edilene kadar sürecektir. Kültür-sanatın araçsallaştırılması ile demiryolcuların, emekçilerin, işçilerin ve garlardaki küçük esnafın Haydarpaşa ve Sirkeci’de yerinden edilmesine, koparılmasına izin vermeyeceğiz. Haydarpaşa Garı tren seferleri ve tüm işlevleriyle halkın kullanımına sunulana kadar “Haydarpaşa Gardır, Gar Kalacak!” demekten ve nöbetlerimizden vazgeçmeyeceğiz. Bu kapsamda tüm kent hakkı savunucularını ve halkımızı şehrin garlarına sahip çıkmaya ve birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz. Bugün yalnızca Haydarpaşa ve Sirkeci gibi kamusal mekânlar yok edilmiyor. Kadınlar, hayvanlar, çocuklar ve doğa da yok ediliyor. Oysa bunların hiçbiri birbirinden bağımsız değil. Yıkım ve yok etmeye dayalı iktidar politikalarına karşı yaşamı ve müşterekleri savunan herkesle bu mücadelede ortaklaşmak istiyoruz. Yıkıma karşı yaşamı savunan herkesi, tüm kent hakkı savunucularını, demiryolcuları, mimarları, kadınları, emekçileri, öğrencileri, akademisyenleri, sanatçıları ve aktivistleri Haydarpaşa ve Sirkeci Garlarının demiryolu işlevine sahip çıkmaya çağırıyoruz.
#HaydarpaşaGardırGarKalacak
TOPLUM, KENT VE ÇEVRE İÇİN
HAYDARPAŞA DAYANIŞMASI