Elazığ’da 8 Mart 2010 günü sabaha karşı merkez üssü Elazığ’ın Karakoçan ve komşu Kovancılar ilçelerinde saat 04.32’de 6.0 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Depremde 40’ın üzerinde yurttaşımızın yaşamını yitirdiği, 34 yurttaşımızın da yaralandığı açıklanırken, yetkililer tarafından depremin yıktığı köylerde başlayan kurtarma çalışmalarının enkaz altında kimsenin kalmadığının kesinleşmesi ile tamamlandığı belirtildi.
Öncelikle depremde yaşamlarını yitiren, yaralanan ve kayıplara uğrayan yurttaşlarımıza başsağlığı diliyoruz.
Geçmiş yıllarda meydana gelen depremlerden sonra pek çok açıklama ve sayısız değerlendirme yapılırken, bu açıklamalarda yaşananlardan dersler çıkarıldığı ifade edilmiş, deprem kuşağındaki ülkemizde gerekli önlemlerin alınacağı, depreme dayanıklı yapı standardının uygulamaya konulacağı ve depreme dayanıksız yapıların ise yenileceği söylendi.
Aradan geçen süre zarfında ülkemizin farklı bölgelerinde pek çok deprem meydana geldi ve çok sayıda insanımız yaşamını yitirdi. Deprem konusunda yürütülen çalışmalar verilen destekler bir miktar artırılıp yasal değişiklikler yapılsa da tabloda ciddi bir değişiklik olmamıştır. Son olarak yaşadığımız Elazığ depreminde meydana gelen kayıplar, deprem konusunda yapılacak çok şey olduğunu gözler önüne sermiştir.
Depremin sorumlusu, söylendiği gibi, kerpiç yapılar ya da depreme dayanıksız binalar değildir. Depremin asıl sorumlusu, onyıllardır insan yaşamını hiçe sayan ve insan yaşamının temel unsurlarından biri olan yerleşimleri denetimden yoksun bırakan yönetim zihniyetidir. Unutulmamalıdır ki insan yaşamı her şeyden önemlidir. Bu nedenle depreme karşı alınacak önlemler devletin öncelikli görevlerinden biri konumundadır.
Elazığ‘da meydana gelen son deprem, deprem riskinin ülkemizin farklı bölgelerinde de var olduğunu bizlere bir kez daha anımsattı. Bu nedenle, yetkilileri çözüm üretmeye davet ediyoruz.
Ülkemizde bu sürecin örgütlenmesi için yeterli birikim ve insan gücü söz konusudur. Yapılması gereken şey bilimsel ve akılcı bir yaklaşımla çözüm üretmek için bir an önce harekete geçmektir.