Son birkaç yıldır Meclise, adalete, yargıya, basına, sendikalara ve daha birçok kuruma karşı vatandaşların inancını yitirmesi için sistematik bir yönelim yaşanıyor.
Devlet/AKP yıllardır planlı ve örgütlü olarak kurumları güdümüne sokacak politikalar hayata geçirirken, güdümüne giren kurumlar asıl misyonlarını, var oluş gerekçelerini bir yana bırakarak AKP’nin şubeleri gibi çalıştı, çalışıyor. Birçok kuruma olan inanç ve güven yitimi uygulanan bu politika nedeniyledir. Buna paralel olarak güdüme girmeyen, yandaş olmayan, muhalif kurumlar ise demokrasinin asgari kuralları dahi rafa kaldırılarak etkisizleştirilmeye, bastırılmaya ve kriminalize edilmeye çalışılıyor.
Yerel seçimlerde aday olmalarında herhangi bir sakınca görülmeyen Diyarbakır, Van ve Mardin Büyükşehir Belediye Eş başkanlarının 19 Ağustos’ta görevden alınarak yerlerine Valilerin kayyum olarak atanmasını, meclis üyelerinin tümünün gözaltına alınmasını ve sonucunda halk iradesiyle seçilmelerinin hemen ardından seçimle alamadıklarını halkın iadesini gasp ederek ele geçirme niyetindeki iktidarın bu yaklaşımını kınıyoruz.
31 Mart seçimlerinin ardından 6 Mayıs’ta İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerini Yüksek Seçim Kurulu eliyle iptal ettiren siyasi irade şimdi de kayyum politikası ile ülkede demokrasiden, barıştan, emekten yana olan herkese bir gözdağı verme peşindedir.
Kimsenin kendini halkın iradesi ve yargının yerine koyma hakkı yoktur. Bu durum rejimin temel bir özelliği haline gelse de demokrasiye yapılan darbeleri kabul etmedik, etmeyeceğiz.
Alışmadık, alışmayacağız, alıştıramayacaklar!
Bu hukuksuz, bu antidemokratik zihniyete karşı, tüm kutuplaştırma ve düşmanlaştırma çabalarını aşarak, demokratik bir ülkeyi inşa etme mücadelemizi demokrasiden yana olan tüm kesimlerle yan yana gelerek sürdürmeye devam edeceğiz.
BTS MERKEZ YÜRÜTME KURULU