“İyi giyinmek herkesin hakkı” Türkiye’nin tekstil markalarından biri olan LC Waikiki bu sloganı kullanıyor. Ancak “iyi” giysi her zaman “temiz” giysi anlamına gelmiyor. Dünya tekstil sektörü yoksul ülkelerin gayri insani koşullarda çalıştırılan işçilerinin omuzlarında yükseliyor. Sadece omuzlarında değil, bazen ölü bedenleri üzerinde. Dünya tekstil sektörünün gözde ülkelerinden biri de Bangladeş. Bu ülkede dünya tekstil devlerinin yanı sıra Türkiye’nin tekstil şirketleri de üretim yaptırıyor. Bu şirketler arasında LC Waikiki, Defacto, Seven Hill, Rodi Jeans, Batik, Colin’s ve Collezione yer alıyor.
Bangladeş küresel kapitalizmin taşeron ülkelerinden biri. Tekstil devleri bu ülkede fason üretim yaptırıyor. Sonra da bu ürünleri batının ve zengin ülkelerinin ışıl ışıl mağazalarında satıyor. Niye mi Bangladeş? Çünkü Bangladeş’te işçilik maliyeti çok ucuz. Türkiye’den bile kat kat ucuz. İşçiler temel işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınmadığı atölyelerde ve fabrikalarda ölesiye çalıştırılıyor. Kelimenin tam anlamıyla ölesiye. İşçiler giysi üretirken ölüyor. 2005’ten 2012 yılına kadar 700 işçi bu tekstil atölyelerinde öldü. Asıl katliam ise 24 Nisan 2013’te yaşandı. Başkent Dakka’da 8 katlı ve içinde tekstil atölyelerinin bulunduğu Rana Plaza çöktü ve 1127 işçi yanarak, ezilerek can verdi. Bangladeş’te üretilen giysilere bu yüzden “iyi” giysi demek mümkün değil. Bu giysilerden kan damlıyor.
Bangladeş’te yaşanan bu işçi dramı karşısında Küresel Sendika Federasyonu (IndustriALL), Küresel Hizmet İşçileri Federasyonu (Uni Global Union) ve Uluslararası bir tüketici ağı olan Temiz Giysi Kampanyası (CCC) bir kampanya başlattı. Bangladeş’te üretim yapan tekstil şirketlerine Yangın ve Bina Güvenliği Anlaşmasını imzalamaları çağrısı yapıldı. Anlaşma tekstil üretimi yapılan işyerlerinde iş güvenliği önlemlerinin artırılmasını ve bu önlemlerin sendikalar ve tüketici örgütlerince denetlenmesini öngörüyor. Kuşkusuz bu anlaşma Bangladeş işçisinin çalışma koşullarında kısmi bir iyileşme anlamına geliyor. Ancak yine de önemli.
Küresel sendikaların ve tüketici örgütlerinin baskısıyla pek çok dünya tekstil devi bu anlaşmayı imzalamak zorunda kaldı. Bu durum küresel sendikal hareketin ve tüketici örgütlerinin önemli bir başarısı olarak kaydedilmelidir. 40’dan fazla uluslararası tekstil şirketi bina ve yangın güvenliği anlaşmasını imzaladı. İmzacı şirketlerden bazıları şunlar: H&M, Inditex, C&A, PVH, Tchibo, Tesco, Marks & Spencer, Primark, El Corte Inglés, jbc, Mango, Carrefour, KiK, Helly Hansen, G-Star, Aldi, New Look, Mothercare, Loblaws, Sainsbury’s, Benetton, N Brown Group, Stockmann, WE Europe, Esprit, Rewe, Next, Lidl, Hess Natur, Switcher, A&F
Ancak Türkiyeli tekstil şirketleri anlaşma konusunda sessizliğe bürünmüş durumda. Şu ana kadar hiç biri bu anlaşmayı imzalamadı. Sendikal Güç Birliği Platformu bir açıklama yayınlayarak Türkiyeli tekstil şirketlerini anlaşmayı imzaya çağırdı. Ancak şu ana kadar imza yönünde bir adım atılmadı.
Bangladeş’te üretim yapan LC Waikiki, Defacto, Seven Hill, Rodi Jeans, Batik, Colin’s ve Collezione gibi şirketler bu anlaşmayı imzalamaktan kaçındıkları sürece Bangladeş’teki işçi ölümlerinin ortağı olacaklardır. Bu yüzden LC Waikiki’nin “iyi giyinmek herkesin hakkıdır” sloganı kof bir slogan olacaktır.
Tekrarlayalım: iyi koşullarda çalışmak; güvenceli, güvenli, örgütlü kısaca insana yaraşır bir işte çalışmak herkesin hakkı. Temiz giysi, kansız giysi herkesin hakkı. Tekstil şirketleri bu hakka saygı gösterin ve anlaşmayı imzalayın.
Aziz Çelik (BirGün)