Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi olan Enes Kara’nın hayatını kaybettiği haberini üzülerek öğrendik.
Okulunu bitirip doktor olduğunda güvencesizlik, mobing, angarya, şiddet, düşük ücret, liyakatsızlık ve daha pek çok sorunu meslek hayatı boyunca yaşayacakken, belki de ülkesinden ayrılmak zorunda kalacakken daha mesleğe başlamadan, daha bu sorunlara sıra gelmeden, henüz eğitim sürecindeyken barınma ihtiyacının bile karşılanmadığı koşullarda kaldığı cemaat yurdundaki baskılara dayanamayıp yaşamına son verdi.
Öğrencilerin en temel ihtiyaçlarının bile cemaatler ve tarikatlar eliyle karşılandığı bir tabloyla karşı karşıyayız.
Bir yandan yurttaşlarımızın yoksulluğa mahkum edilerek çaresizleştirildiği, bir yandan da kamusal ve laik eğitim anlayışından hızla uzaklaşılarak toplumun gericileştirilmesinin geldiği nokta vakıf, tarikat ve cemaatler eliyle çocuklarımızın ve gençlerimizin geleceği karartılıyor.
Laik, sosyal hukuk devletinde tüm çocuklar devletin –kamunun- himayesinde ve denetimindedir. Devlet-kamu- gerekli önlemleri alarak bütün yoksul halk çocuklarının barınma ihtiyacını gidermelidir. Kamusal eğitimin de gereği budur.
Bugün olması gereken çocuklarımızın, gençlerimizin vakıf, tarikat-cemaat yurtlarına mecbur bırakılmadan, kamu eliyle tüm ihtiyaçlarının karşılandığı, bir eğitim sisteminin kurulmasıdır.
Ülkeyi yönetenlerin görevi; öğrencilere güvenli ve erişilebilir yurtlar yapmak, onların baskı ve zorlama altında kalmadığı, yoksulluğun eğitime engel olmadığı koşulları yaratmaktır.
Çocuklarımızın, gençlerimizin hayatlarının karartılmadığı, geleceğe güvenle bakabildikleri, kamusal, laik, bilimsel ve anadilinde bir eğitim sistemi için bir ülkede yaşamak dileğiyle…
Merkez Yürütme Kurulu